Finlandiya’daki University of Helsinki’den Prof. Jukka Jernvall, Nature‘da yayımlanan çalışmalarında; vücudun değişik parçalarının evrimini nesnel olarak değerlendirebilecek matematiksel bir kural bulduklarını söylüyor.
Bilim insanları dişlerimizin gelişimini açıklayan basit bir matematiksel formül buldular. Söz konusu bu formül araştırmacılara insanın evrimsel geçmişini araştırmada da kullanılabilecek tamamen yeni bir araç sağlarken, atalarımız hakkındaki önemli sorulara da cevap bulunması noktasında yardımcı olacak. Örneğin; “2.5 ila 3 milyon yıl önce Homo aile ağacının ilk üyeleri kimlerdi?” gibi.
Finlandiya’daki University of Helsinki’den Prof. Jukka Jernvall, Nature‘da yayımlanan çalışmalarında; vücudun değişik parçalarının evrimini nesnel olarak değerlendirebilecek matematiksel bir kural bulduklarını söylüyor.
Dişler Yaşam Biçimini ve Davranışı Ortaya Çıkarabilir
Görece sert olmalarından ve genellikle kafatası ve kemiklerden daha iyi korunmuş bir biçimde kaldıklarından evrimsel araştırmalar için önemli araçlardır. Ayrıca dişler sayesinde, nesli tükenmiş bir türün bir zamanlar nasıl yaşadığı hakkında da bilgi edinilebilir.
Danimarka’daki Doğal Tarih Müzesi’nden Prof. Peter Kjærgaard’a göre; dişler sevimli fosillerdir ve insan evrimine dair bilgimizin büyük çoğunluğunun diş çalışmalarından elde edilen bulgulara dayandığını söylüyor.
Bu yeni çalışma; türümüzün evrimsel tarihini araştırmada, dişleri kullanabilmemiz için önemli bir araç sağlıyor.
Yeni Formül Azı Dişlerinin Gelişimini Tanımlıyor
2007 yılında Jernvall ve beraberindeki ekip petri kabında fare dişleri büyütmek için bir deneye başlamışlardı. Ekip; pozisyonlarına göre diş büyüklüğünün gelişimini tanımlayan basit matematiksel bir formül buldu.
Araştırmacılar; diş gelişiminin, her dişin büyümesini aktive eden çene dokusundan başlayan oldukça basit bir sistem tarafından kontrol edildiğini ortaya koydu. Aynı zamanda da her diş, komşu dişe doğru akan ve onun büyümesini yavaşlatan bir madde salgılar.
Jernvall’a göre; çenenin ya da komşu dişin gelişim sırasında nasıl etkişelim kurduğuna dair büyük bir uzlaşmazlık vardı. Ekip bu duruma dair; ilk azı dişinin ikincisini baskıladığı, ikincisinin üçüncüsünü baskıladığı ve yavaşlatıcı, kademeli bir sistemin söz konusu olduğunu ortaya koydu.
[İlkel atalarımız çok farklı dişlere sahiptiler. Homo cinsinin ilk halleri ilkel Afrikalı atalarımız çenenin arka kısmına doğru giderek büyüyen azı dişlerine sahiptiler. Homo cinsinde ise, bu örgü değişti, böylelikle çenenin her iki tarafındaki dişler küçülürken ilk azı dişi (M1) en büyük diş oldu. Fotoğrafta, P3 ve P4; dişleri küçük azıları, C; köpek dişini ve M ise azı dişlerini gösteriyor. (Credit: lawnchairanthropology) -bilimfili.com]
İlkel atalarımız çok farklı dişlere sahiptiler. Homo cinsinin ilk halleri ilkel Afrikalı atalarımız çenenin arka kısmına doğru giderek büyüyen azı dişlerine sahiptiler. Homo cinsinde ise, bu örgü değişti, böylelikle çenenin her iki tarafındaki dişler küçülürken ilk azı dişi (M1) en büyük diş oldu. Fotoğrafta, P3 ve P4; dişleri küçük azıları, C; köpek dişini ve M ise azı dişlerini gösteriyor. (Credit: lawnchairanthropology) -bilimfili.com
Söz konusu bu sistem yalnızca farelerde değil, insanları da içeren bütün memeli türlerinin diş gelişimini tanımlamada kullanılabilir.
Yirmilik dişler yakında yok olacak
İlkel atalarımız daha evrimsel süreçte çenenin arka kısmından doğru yayılan daha büyük azı dişlerine sahip olma eğilimindeydiler. Diş boyutu büyük ölçüde değişken olsa da bu ilişki türler arasında genellikle tutarlıdır.
Fakat ne var ki; bu örgü Homo cinsinde değişim göstermişti. Artık ilk azı dişi (M1) en büyük dişti ve her iki taraftaki dişler daha küçüktü.
Jernvall’a göre; bu durumda bu yeni çalışma aynı zamanda da bizlerin yirmilik dişlerimizi neden artık kaybediyor olduğumuzu açıklıyor. Çünkü bu örgü aile ağacımızın daha başlangıcında zaten başlamıştı.
O halde, bu model ile diş gelişimini açıklayabilir ve tek bir dişteki dental yaya dayanarak diş boyutuna dair bir tahmin geliştirilebiliriz. Böylelikle de, formül evrimsel geçmişimiz hakkındaki bazı önemli sorulara yanıt bulmada kullanılabilir.
Matematik Kullanılarak Vücut Gelişimini Tanımlamanın İlk Adımı
Belki de çalışmanın en önemli yanı; vücutlarımızın evrimsel gelişiminin matematiksel olarak nasıl tanımlanabildiğini ortaya koyuyor olması.
George Washington University’den evrimsel biyolog Aida Gómez Robles, Nature’daki bu çalışmanın perspektifinden, aynı elementin tekrarlanan değişimiyle; kaburga, omurga, kol, bacak, parmaklar ve dişlerin nasıl benzer biçimde oluştuğunu tanımlıyor. Robles; bu nedenle dişlerin, diğer sistemlerdeki gelişim mekanizmalarını da açıklamada kullanılabileceğini söylüyor.
Yani, diş oluşumunun bu basit modeli aynı zamanda diğer vücut yapılarının oluşumundaki benzer kuralları da ortaya koyabilir.
Örneğin; omurga şeklimiz iki ayak üstünde yürümemizle yakından bağlantılıdır, tıpkı parmak şekillerimizin bir şeyi kavrama becerimizle yakından ilişkili olduğu gibi.
Bu özellikleri tanımlamak için bir formüle sahip olmak evrimsel geçmişimizdeki bazı büyük gizemlerin kavranmasında bize yardımcı olabilir.(bilimfili)