Evren Barış Yavuz, bir süre önce Van Büyükşehir Belediyesi’nin stratejik planlaması için gittiği Van’daki kayyum uygulamalarını yazdı: ‘‘Kayyum’’ sadece siyasi hak gaspı değildir çünkü. “Kayyum” uygulaması bütünüyle halk düşmanı pratiklere dayanır.
Yakın bir zamanda stratejik plan sürecine danışmanlık vermek için bir süre Van’da idim. Kayyum sonrasının nasıl bir tahribata yol açtığını, mesleki bir gözle anlatacağım. Kayyum sadece siyasi hak gaspı değildir çünkü.
“Kayyum” uygulaması bütünüyle halk düşmanı pratiklere dayanır. Bütün yerel yönetimlerde ilk yapılan iş kadınlara yönelik hizmet birimlerini kapatmak olmuş. Kadın Sığınma Evi, Kadın Dayanıma Merkezi, Kadın Birimi… Kayyumun ilk hedefi kadınlar olmuş.
“Kayyum” denen şey, üzerine çöktüğü kurumsal yapıyı kırmaya yönelik bir hamleler dizisi içinde olmuş. Plancı, Mimar, Mühendis olmak üzere kurumun öncelikli çalışanlarını tasfiye ederek, kendini yönetemez, denetleyemez hale getirmiş. Kurumsal kapasite bilerek yok edilmiş.
Yine bilerek ve ‘merkezden’ gelen direktifle finansal kapasite çökertilmiş. Belediye resmen soyulmuş ve bu soygunu denetleyecek herhangi bir birim ve müeyyide olmadığı için, belediyenin öz kaynakları merkez ve yerel hırsızlarca pay edilmiş. Van 1 buçuk milyar borçla bırakıldı.
Kayyum sürecinde belediyenin taşınmaz malları da alan acele satışa çıkarılmış. Kent merkezinde bulunan değerli taşınmazlar yandaşlara peşkeş çekilmiş. En belirgin örnek ise belediye garajı olmuş, satılan alan nedeniyle belediye kendi arsasında kiracı duruma düşürülmüş.
Yerinde görme fırsatı bulduğum Nuda Kültür Merkezi’nin içinde bulunan ses sistemi, ısıtma ve soğutma sistemi, müzik aletleri, çeşitli eğitim materyalleri gibi çok sayıda araç gereç zimmete alınmadan çalınmış. Kültür merkezi kabuk bir binaya çevrilip müftülüğe tahsis edilmiş.
Kayyum belediye eski binasını üç paraya satmaya kalkarken, yeni belediye binasını da tahsis etmek için kamu kurumu aramış durmuş. Burada niyet yönetmek değil bakınız, YOK ETMEK.
Bir daha belediyecilik hizmeti veremeyecek denli ağır bir hasar bırakmak. Kayyum, sadece belediye etrafının beton bloklarla kapatılması için 650.800 TL harcamış. İsrail – Filistin sınırına koyulan beton bariyerlerin aynısı. “Bu duvarları neden kaldırmıyorsunuz” diye sormuştum. Duvarı kaldırmak isteyen seçilmişlere izin bakanlık “hayır” demiş.
İki buçuk yıllık süreçte 200 milyon TL’nin üzerinde kredi çeken kayyum yönetiminin usulsüzlükleri Sayıştay Raporuna da yansıdı.
Devletin denetçileri mal ve hizmet alımından tutun da bütçe uygulamalarına, işe alımlara kadar bir çok noktada hata ve kusur tespit etti.
Süreç içinde Kadın Yaşam Merkezi, Nuda Kültür Merkezi, Kadın Sığınma Evi, Eğitim Destek Evleri ve Çocuk Kreşi gibi birçok birimi kapatan kayyum, çocuklara yönelik tiyatro yapan Nuda KM Tiyatro Grubunu da kapatıp, eğitmenlerini işten atmış. Kayyum sanata da düşman.
Kayyum uygulamaları, yerel yönetimleri yok etmeye, kurumsallaşmayı önlemeye, belediye hizmetlerini engellemeye dönük bir yağma sürecidir. Bu ülkeye yapılmış en büyük düşmanlıklardan biridir.
Son söz. Peki bunca uygulamaya imza atan Van kayyumu Murat Zorluoğlu görev süresini tamamlayınca ne oldu? AKP’den Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.