Tayyip Erdoğan ve Kenan Evren ile 12 Eylül arasında bağlantı kuran bir tweet nedeniyle hakkında soruşturma açılan Avukat Efkan Bolaç’la ilgili kararda, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan takipsizlik kararı verildi.
Avukat Efkan Bolaç’ın Twitter hesabındaki 12 Eylül 2015 tarihli paylaşımında yer alan çizimde, Kenan Evren ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın askeri kıyafetli hali ve “12 Eylül 1980’den günümüze değişen fazla bir şey yok” yazısı var.
Bolaç bu çizimi, “12 Eylülcüler ölmedi, iktidarın kalbinde yaşıyor, 12 Eylülcüler mezarda fikirleri iktidarda” yorumuyla paylaştı.
Soruşturma “ihbar” üzerine başlatıldı
Ankara İl Emniyet Müdürlüğü e-posta adreslerine gelen ihbar üzerine başlatılan soruşturma kapsamında ayrıca, Bolaç’ın 16 Temmuz 2014’te “Sözen’i su kesintileri başkanlıktan etmişti. Dayanın arkadaşlar bunları sıfırlayacağız açın muslukları:) #MuslukAcİstanbulunSuyunuBitir” şeklindeki paylaşımı da yer alıyordu.
Efkan Bolaç savcılıktaki ifadesinde tweet’i kendisinin yazdığını söyledi ve “Soruşturma kapsamında belirtilen bazı paylaşımlarla ilgili daha önce hakkımda takipsizlik kararı verilmiştir. Evrak bu yönüyle de mükerrerdir” dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosundan Savcı Enes Kocakale’nin kararında, “somut olayda mezkur suçun yasal unsurlarının oluşmadığı” ifade edildi.
“Temel hak ve hürriyetler” vurgusu
Takipsizlik kararında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) 216. Maddesinde düzenlenen “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik” suçu yönünden şu değerlendirme yapıldı:
“Suçun oluşması için ‘halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesiminin, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik edilmesi’ yeterli olmayıp bunun ‘kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikeyi’ ortaya çıkarması gerektiği,
“‘Kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlike” unsurunun neyi ifade ettiği maddenin gerekçesinde, …fiilin kamu güvenliğini tehlikeye düşürecek biçimde yapılması arandığı için, suç; soyut tehlike suçu olmaktan çıkarılmış, somut tehlike suçu haline getirilmiştir.
“Bu suretle, çağdaş hukuktaki soyut tehlike suçlarını azaltma yönündeki eğilim dikkate alınmış, temel hak ve hürriyetlerin kullanım alanı genişletilmiştir. Bu düzenleme sayesinde ‘kin ve düşmanlık’ ibaresinin anlamı da dikkate alındığında sadece ‘şiddet içeren ya da şiddeti tavsiye eden tahrikler’ madde kapsamında değerlendirilebilecektir.”
“Kamu güvenliği” nasıl bozulur?
Kararda, “kamu güvenliğinin bozulmasına tehlikesinin somut olgulara dayalı olması gerektiği” ifade edildi:
“Bu tehlike, somut bir tehlikedir. Bu somut tehlikenin gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlerken failin söz ve davranışlarının neden olduğu tehlike neticesinin gerçekleşmesi gerekir. Hakim, kullanılan ifadeler dolayısıyla bu tehlikenin gerçekleşip gerçekleşmediğini, dayanak noktalarını göstermek suretiyle belirleyecektir. Bu kapsamda, kişinin söz ve davranışlarının kamu güvenliğini bozma açısından yakın bir tehlike oluşturduğunun tespit edilmesi gerekir.
“Kişinin söz ve davranışlarının, halkın bir kesimi üzerinde tahrik konusu fiillerin işleneceği hususunda duyulan endişeyi haklı kılacak bir etki oluşturması gerekir.
“İfade özgürlüğü ile bu tip tehlike suçları arasında ‘açık ve mevcut tehlike’ kriterinin var olması gerekir. Yapılan konuşma veya öne sürülen düşünceler toplum açısından açık ve mevcut bir tehlike oluşturduğu takdirde yasaklanabilmekte, keza ‘böyle bir tehlikenin somut olarak açıkça tespit edilmedikçe söz konusu suçtan dolayı cezalandırma yoluna gidilemez’ şeklinde açıklandığı belirtilerek, suçun soyut tehlike suçu olmaktan çıkarılıp somut tehlike suçu haline getirildiği, kişinin söz ve davranışlarının kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike oluşturması ve bunu da somut olgulara dayalı olarak saptanmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir.”
Savcı Kocakale, bu gerekçelerle, Bolaç’ın paylaşımında suçun yasal unsurlarının oluşmadığı kararına vardı.
(bianet)