TRT 1 Ve TRT Haber’in ortak yayınında gazetecilerin sorularını yanıtlayan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye çok partili sistemden huzur bulamıyor, netice de alamıyor.” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 yıl sonra TRT 1 Ve TRT Haber’in ortak yayınında gazetecilerin sorularını yanıtlıyor. Erdoğan, televizyonda gazetecilerle canlı yayına en son geçtiğimiz yıl Haziran ayında ve TRT’nin ortak yayınında çıkmıştı.
Yeni anayasa çalışmaları, salgında normalleşme ve ekonomideki gelişmeler ile ilgili değerlendirmeler yapması beklenen Erdoğan’ın, son haftalarda organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in gündeme getirdiği iddialara yanıt verip vermeyeceği de merak ediliyor.
TRT ortak yayınında konuşan Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“1.5 metre gibi mesafeyi aramızda koruduğumuzda maskeyi çıkarabiliyoruz”
“Öncelikle şunu çok açık net söylemekte fayda görüyorum. Maske, mesafe, hijyen. Bu 3 başlık söz konusu. Sosyal mesafe, maske önem arzediyor. Sosyal mesafe gündemimizde yerini koruduğu zaman arada mesafe konulması halinde maskeden de kurtulmak mümkün olur. 1,5 metreye dikkat edildiği zaman maskeden de kurtulmak mümkün ama sosyal mesafe şart. Bakanımız kısa bir süre sonra bununla ilgili açıklama yapacak. Şu şartlarda maskeyi de çıkarabiliriz diye. 1.5 metre gibi mesafeyi aramızda koruduğumuzda maskeyi çıkarabiliyoruz.
Ciddi manada aşımız geliyor. Aşılarımızın gelişiyle birlikte 50-55 yaş üstüne de yoğun bir şekilde yapmaya başlayacağız. Aşılarla birlikte ciddi manada korunma sürecini tıbben de olmuş olacağız. Ben 3 aşımı oldum, bir de antikor yükseldi mi yükselmedi mi bununla ilgili adımı attım.
“Anayasa dediğimiz zaman milli ve yerli olması şart”
Şahsım ve heyetimle sayın Bahçeli ile görüşeceğiz. Anayasa çalışmamızı yapan ekiple bizim heyetimiz konuşacak bir değerlendirmemizi yapacağız 128 madde üzerinde. Bu çalışmayı yaptıktan sonra ilave edilmesi gereken çıkarılması gereken ne gibi maddeler vardır bunları konuşacağız. Tamam dediğimiz zaman da Devlet (Bahçeli) Beye de takdim edeceğiz. Cumhur İttifakı’nın bu ortak çalışmasıyla ne gibi eksikler var bunlara bakacağız. Ortaklaşa bir çalışmayı yürütelim istiyoruz. Adeta Anayasa Bilim Kurulu oluşturmanın gayreti içerisinde olduk. En geniş anlamda bir uzlaşı sağlayalım ve bunun neticesinde meydana gelen hazırlığımızı kalkıp Cumhur İttifakı’na ulaştıralım. PKK’nın uzantılarıyla mı kalkıp Anayasa metni hazırlayacaksınız? Anayasa dediğimiz zaman milli ve yerli olması şart. Bu millet gayrıresmi bir anayasa istemez.”
“Türkiye çok partili sistemden huzur bulamıyor”
Parlamenter demokrasi artık bizim için mazi oldu. Hiçbir istikrarı olmayan koalisyonlarla iç içe sürekli zararda olan dönemleri yaşadık biz. Türkiye çok partili sistemden huzur bulamıyor, netice de alamıyor. Koalisyonlar dönemine dönmeyi milletimiz asla istemiyor. Hakikaten bizler de milletimizden aldığımız bu vekaletle tekrar kararlı şekilde yaptığımız çalışmalar, yatırımlarımızla, kişi başına milli gelirle, gençliğe verdiğimiz önemle, attığımız adımlarla Türkiye bir değişim dönüşümü yaşadı. 26 havalimanı vardı Türkiye’nin 57 havalimanına çıktı. Bu Türkiye’nin refah düzeyinin yükseldiğinin alametiydi. Bunu biz çok partili dönemde yapmadık, tam aksine AK Parti iktidarıyla bunu gerçekleştirdik. Biz öyle bir sistem kuralım ki, gelişmiş olan ülkelerin kullanmış olduğu sistem neyse onu kullanalım dedik. Devlet idaresine istikrarı getirdik. Uluslararası alanda hızlı ve etkin kararlar alma kabiliyetini kazanmış oldu.
Coronavirus salgınında biz hızlı kararlar alabildik. Atatürk Havalimanının içinde biz 1008 odalı bir hastaneyi kurduk. Sancaktepe’ye de bir hastane yaptık. Bunlar 45 günde yapıldı. Bunların özelliği hızla yapılmış olmaları. Tıbbi en ileri teknolojiler buralarda mevcut. Şehir hastaneleri olmasaydı biz açıklarımızı gideremezdik. Salgında şehir hastaneleri önemli rol oynadı. Etlik Şehir Hastanesini yıl sonuna kadar açacağız. Burası başkent. Başkente yakışan neyse onu yapacaksınız. Sancaktepe’nin dışında Anadolu yakasında bir şehir hastanesine de başlayacağız yakında. Projesi de hazır.
“Türkiye alt yapısı çürük olan bir ülke konumunda”
128 milyar dolar nereye gitti diye soruyorlar. Bunların hesabı kitabı yok, bunlar anlamaz işlerden. Bu kadar yatırımlar, geçirdiğimiz depremler, felaketler. Bu harcamaları nereden yaptığınızı soran oldu mu? Şunu unutmayın, alt yapısı olmayan bir ülkenin üst yapısı her an tehdit altındadır. Türkiye alt yapısı çürük olan bir ülke konumunda. Altyapıya önem veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz.
(Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı) Onlar ne yaparsa yapsın normaldir. Bizim sahada böyle bir tartışma, böyle bir adım yok. Cumhur İttifakı olarak partimizin içinde karar belli. MHP’de de sayın Bahçeli bu konuda kararlarını ta başından itibaren açıkladı. Dayanışmamız kararlı bir şekilde yürüyor. Bizim sıkıntımız yok. Sıkıntı diğer tarafta. Onlar ne yaparsa yapsınlar, bizi ilgilendirmiyor.
“Biden’a gerilimin sebebi ne diye soracağız”
Kendisiyle yapacağımız görüşmede niçin gerilim safhasında bunu soracağız. Biz sizden önce yine demokratlarla çalıştık. Böyle bir gerilim burada olmadı. Sayın Biden ile görüşme, buluşma trafiğimiz Trump kadar rahat olmadı. NATO’da bir araya geleceğiz. O bir araya gelişte bunları konuşacağız.
Gerilimin sebebi ne? Bu da sözde Ermeni soykırımı… Her 24 Nisan gelir ABD Ermenilerle ilgili ne diyecek. Bırakalım bu işi tarihçiler yapsın, bunu tarihçiler çalışsın. Bütün bunların çalışmalarından sonra önümüze gelen tablo üzerinden gerekli adımları atalım. Bir Azerbaycan Ermenistan sorununu çözemediler. En sonunda Azerbaycan kendi göbeğini kendisi kesti. Burada da kalkıp hiç mi hiç alakası olmayan bir Türkiye’yi böyle bir konunun içerisine nasıl atarsın. Yapmak istediğin bir şey varsa NATO müttefikin olarak gel bu işi çalışmaları yaptırtalım ondan sonra konuşalım. Biz bir kasaba devleti değiliz Türkiye Cumhuriyetiyiz. Türkiye’yi bu şekilde köşeye sıkıştıranlar Türkiye’nin dostluğunu kaybeder.
ABD kendilerine söylendiği halde bunları kesinlikle görmemezlikten geliyor. Bunu defalarca kendilerine yazılarla bildirdiğimiz halde tüm bunlara rağmen ABD hayır biz ne dediyse odur deyip o şekilde yoluna devam ediyor. NATO Zirvesi’nde tekrar bu konuyu gündeme getirmek işlerine gelmeyebilir. Ama biz aynı şeyi söyleriz. YPG/PYD bu konularda da bunları kalktılar ABD’de misafir ettiler. Görsel olarak anlattığımız halde, FETÖ’yü anlattığımız halde bunlar hala ‘yok öyle değil böyledir’ diyorlar.
“Biden döneminde terör örgütüne destekler devam ediyor”
Bizim için çok önemli olan FETÖ ile mücadeledir, YPG ile mücadeledir. Petrol kuyularının olduğu yerlerde teröristlere petrol kuyularını kullanma imkanını da verdiler. Petrol kaliteli değil diye savunmaya kalktılar. Siz rafine edilmemiş petrolü de siz satmasını biliyoruz. Terör örgütü mali noktadaki bütün imkanları kah buradan elde ediyor, kah başka yerden. Pentagon bütçesinde YPG’ye ayrılan para var. Resmi bütçenin içine koydular. Bunu da kendi sitelerinde her yerde çıktı. Biden döneminde terör örgütüne destekler devam ediyor. ABD’den bir yayın grubu geldi onlarla da konuştuk, adamlar bize hak veriyor.
“Türkiye’nin içinde olduğu bir NATO güçlüdür”
NATO’daki dostlarımızın Türkiye’ye bakışını sorgulamamız lazım. Türkiye’nin içinde olduğu bir NATO güçlüdür. Bunu (NATO Genel Sekreteri Jens) Stoltenberg sürekli söylüyor. Türkiye’nin içinde olmadığı bir NATO güçlü değildir. En son S400 konusu gündeme geldiğinde Stoltenberg şunu söylemiştir: ‘Biz hiçbir ortağımızın hangi tür silah kullandığına karışmayız, o onların tasarrufundadır.’ ABD’liler bırakın bize silah satmayı bizde olanları aldı götürdü. Biz S400’lere ihtiyacımız olduğu için aldık. Türkiye’nin kendimi koruma hakkı yok mu? İkide bir karşımıza Doğu Akdeniz’i Kıbrıs’ı getiriyorsunuz.”
“Mısır bizim için dünün ülkesi değil”
Mısır bizim için dünün ülkesi değil. İstihbarat birimlerimiz, ardından dışişleri bakanlığı mensuplarımız arasında başlayan görüşmeler genişleyerek devam etti, halen devam ediyor. Bakanlarımızın görüşmeleri noktasında herhangi bir sıkıntımız söz konusu değil. TOBB muhataplarıyla görüşmelerini en ideal şekilde yapılmasının gereğini de hep kendilerine söyledik. Aynı durum Körfez ülkelerinin tamamı için geçerlidir. Bize bir adım atana biz koşarak gitmekte sakında görmeyiz. Yunanistan-Türkiye ilişkisiyle, Yunanistan-Mısır ilişkisiyle Türkiye-Mısır ilişkisini aynı şekilde tartmak doğru değildir.”