KORKUT AKIN yazdı: “’Ellerinin izinde’, büyük şairin ölüm yıldönümünde, 15 Haziran’da İstanbul’da, Bomonti Ada’da açıldı. 23 Ağustos’a dek gezilebilecek sergide, büyük şairin yaşarken dünyanın birçok dilinde basılmış Nâzım Hikmet kitapları yer alıyor.”
KORKUT AKIN
“Açıyorum/birer birer/kitaplarını.
Satırların/üzerinde/ellerinin izi var.”
Nâzım Hikmet, “Portatif Karyola” şiirini kendisi için mi yazmış, bilinmez ama ellerinin izi bulunan kitaplar şimdi bizlerin huzurunda…
Müthiş bir heyecan, büyük şairin ellerinin değdiği, sayfalarını karıştırdığı, varsın kendi yazdığı olsun okuduğu kitapları bir arada görmek… Gerçekten de hemen her kitapta, birçoğumuzun ezbere bildiği şiirlerden esinlenmeler hissediyorsunuz. O da başka bir mutluluk…
Araştırmacının fendi…
M. Melih Güneş, çok yıllar önce başlamış Nâzım Hikmet araştırmaya… Bilinmeyen, bilinse de unutulmuş, farklı yerlerde farklı çıkmış şiirlerini arayıp bulmaya… Hani, insanın aklından geçmiyor değil, bir başka ülkenin şairi olsaydı Nâzım, şimdiye çoktan müzeler, galeriler, yayınlar, albümler yaparlardı. Hatta abarttığımı düşünmeyin ama büyük turlar düzenlerlerdi yaşamının geçtiği yerlere…
Melih Güneş’in bu büyük, bu önemli, bu değerli çabasını bir de buradan kutluyor, emekleri için teşekkür ediyorum binlerle…
Emaneti ülkesinde…
Kendisi için bir şey yapıl(a)mayan, umursanmayan Nâzım Hikmet’in ülkesine gelebilmesi için her türlü fırsatı yaratan (daha önce de odasını taşımıştı… meraklıları anımsayacaktır muhakkak… 19 Ocak – 22 Mart 2008 "Şehrime Ulaşamadan Bitirirken Yolumu…" Nâzım ve Vera, Moskova'dan İstanbul'a) Güneş, bu kez antika değerindeki kitaplarının sergilenmesini sağladı.
İlkin Bursa’da Nilüfer Belediyesinde sergilenen “Ellerinin izinde”, büyük şairin ölüm yıldönümünde, 15 Haziran’da İstanbul’da, Bomonti Ada’da açıldı. Bankanın 75’inci yılı etkinlikleri kapsamında açılan ve 23 Ağustos’a dek gezilebilecek sergide, büyük şairin yaşarken dünyanın birçok dilinde basılmış Nâzım Hikmet kitapları yer alıyor.
Çok ilginç kitaplar var… Kiminin adı sadece “şiirler”. Başka bir ada gerek yok, çünkü şiir deyince akla en önce Nâzım Hikmet geliyor, bu açık ve net.
Hedefe ulaşması dileğiyle…
İlki 1925 tarihli, eğer doğru gördüysem, Arapça alfabesiyle basılmış “Dağların Havası” ile başlıyor sergi… 1960’lara kadar geliyor. Ama arada ne yazık ki Türkçe basılmış kitapları yok. Boşuna “Türkiye’mde Türkçemle yasak” demiyor yani otobiyografisinde.
İyi tasarlanmış kapaklar dikkatimi çekti, sanırım sizlerin de çekecektir… kapaksız diye adlandırılanların yanında… Birinin altında not da göremedim… düşmüştür belki.
Aykut Genç, zorlu bir tasarımı başarmış, onca kitabı -ki, aralarında takma adla yayımlananlar da var, tabii ki çok ilginç- ancak sığdırmış… İnsan biraz daha geniş bir alan olsaydı da kapakları hiç değilse biraz daha rahat, keyifle doya doya izleyebilseydik diyor ister istemez. Gerçi hakkını yemeyelim, ilginç gelebilecek imzalı sayfalar apaçık ortada.
Nâzım Hikmet üzerine müzeler, galeriler kurulmasının, yapıtlarının (bazı kitaplarında yer aldığı halde sonradan unutulmuş şiirlerinin varlığını yazmıştı geçenlerde Melih Güneş) ve şiirlerinin izlenebilmesinin ilk adımı olsun.
Ellerinin İzinde, Nâzım Hikmet
Sergi
Küratör M. Melih Güneş
Sergi kimliklendirmesi ve tasarımı Aykut Genç
Yapı Kredi Bomontiada ALT
14 Haziran / 23 Ağustos 2019