İstanbul’da Galatasaray meydanında Suriye’deki Alevilerin öldürülmesiyle ilgili protestoya katılan ve polis müdahalesinin ardından gözaltına alınan 17 yaşındaki D.E.’ye Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 7/2. maddesi uyarınca “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla dava açıldı.
İddianamede ayrıca, D.E.’nin, 2911 Sayılı kanunun iç güvenlik paketiyle değiştirilen ve pankart veya afiş taşımak ile slogan atmanın suç sayıldığı 33/1-b maddesiyle de cezalandırılması istendi:
“Yasadışı örgüt ve topluluklara ait amblem ve işaret taşıyarak veya bu işaret ve amblemleri üzerinde bulunduran üniformayı andırır giysiler giyerek katılanlar ile kanunların suç saydığı nitelik taşıyan afiş, pankart, döviz, resim, levha, araç ve gereçler taşıyarak veya bu nitelikte sloganlar söyleyerek veya ses cihazları ile yayınlayarak katılanlar altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.”
Pankart da “zapt edildi”
Savcı Ayhan Bozlak’ın hazırladığı, İstanbul Çocuk Ağır Ceza Mahkemesine sunulan iddianamede olay şöyle anlatıldı:
“9 Mayıs’ta Halk Cephesi’nin çağrısıyla toplanan gruptakilerin ellerinde kırmızı renkli ve üzerinde herhangi bir yazı ve şekil olmayan Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi’ne (DHKP/C) ait flamalar taşıdıkları ve yine aynı örgüte ait sembol olan kırmızı zemin üzerine sarı yazı ile ‘Suriye’de Alevileri katleden Amerika ve tetikçisi El Nusra’dır Halk Cephesi’ yazılı bir pankart açıldığı, grubun yürüyüşe geçmesi üzerine görevli polis ekiplerinin yaptıkları eylemin kanunsuz olduğunu ve dağılmaları gerektiğine uymayarak ‘Baskılar bizi yıldıramaz’, ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ şeklinde terör örgütü mensupları tarafından kullanılan sloganlar attıkları, bunun üzerine polislerin kademeli güç kullanarak yakalama yaptıkları…”
“…pankart ve flamaların, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunun soruşturma dosyası üzerinden işlem görerek zapt edildiği…”
“Sloganla cebir ve şiddete teşvik”
Savcı Bozlak, bu olayın D.E.’nin “örgüt propagandası yapmasına” delalet olduğunu savunarak şöyle devam etti:
“Böylece D.E.’nin DHKP/C propagandasını yaptığı, bu örgüte ait sembol olduğu bilinen içerik ve renklerde pankart taşıyan grupla birlikte hareket ederek ve slogan atarak cebir, şiddet, tehdit içeren yöntemlerini meşru göstererek, överek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik ederek, söz konusu terör örgütünün üyesi olduğuna dair bir tespit yapılamamış olsa da TMK 7/2-b maddesinde belirtildiği şekilde söz konusu örgütün destekçisi olduğunu gösterecek şekilde hareket ederek üzerine atılı suçları işlediği…”
D.E. savunmasında, “kendisinin afiş ya da pankart açmadığını, Suriye’de Alevilere yönelik katliama karşı demokratik tepkisini göstermeye gittiğini” söyledi.
İddianamedeki suçlamaya kanıt, “polisin olay yeri tutanakları” olarak belirtildi.
İlk duruşma 10 Eylül’de, İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.