MUSTAFA KEMAL ERSÖZ yazdı: “Başlangıçta İngiliz beyzadelerinin eğlencesi olan bu oyun yoksul sokaklarda yeniden keşfedildi, üretildi, geliştirildi ve yeni bir karakter kazandı. Yoksul sokaklar, bu oyuna yeni bir ifade biçimi, kazandırdılar. Oyuna sevinç, yaratıcı yetenek, özgürlük, zekâ kattılar.”
MUSTAFA KEMAL ERSÖZ
Şüphesiz ki küçük hilebazlıklar, aldatmalar, yanıltmalar, kurnazlıklar Brezilya futbolunun ayrılmaz bir parçası, aynı zamanda Brezilyalıların futbola en büyük armağanı da diyebiliriz. Brezilya halkları sömürgecilerinden öğrendikleri bu İngiliz beyzadesi oyununa kendi ruhlarını, renklerini, zekâlarını katarak başkalaştırdılar. Rugby’e benzeyen bu oyuna estetik, zekâ ve taktik kazandırarak açıkça oyunu zenginleştirip geliştirdiler. Yukarıda saydığımız hususiyetler Garrincha’dan, Pele’ye, Carlos Alberto’dan, Ronaldo’ya hatta onlardan daha az yetenekli tüm Brezilyalı top cambazlarının alâmetifarikası, ortak hususuiyetleri olageldi. Bu geleneğin bu günlerdeki en popüler ve hünerli temsilcisi de hiç şüphe götürmez ki Neymar.
Brezilya futbol endüstrisinin şu anki en parlak ürünü ve vitrindeki ismi olan Neymar’ın sahne tecrübesi futbol sahasıyla sınırlı değil kendisi daha önce birkaç Hollywood filminde konuk oyuncu olarak rol aldı. Brezilya’da gözde olan bazı şarkıların kliplerinde yahut seslendiren sanatçılarıyla beraber konserlerde sahne aldı. Öte yandan Brezilya ulusal karmasının, önceden Barcelona’nın şimdilerde ise Paris Saint-Germain’in yıldızı olması hasebiyle doğal olarak reklam filmlerinin rağbet gören yüzlerinden biri durumunda. İster beğenelim ister beğenmeliyim her durumda Neymar üzerine yıldız tozu serpilmiş, ilgileri üzerine toplamayı başarabilen, parlak bir genç adam. Yetenekli, Başarılı, sevimli ve yakışıklı biri genç…
Brezilyalı yıldızların ortak özellikleri olarak bahsettiğimiz meziyetlerin tamamı Neymar’da mebzul miktarda mevcut ancak bu özelliklerin bir kısmı kurnazlık, hilebazlık, aldatma yeteneği gibi yetenekler Neymar tarafından, onu itici kılacak hatta bir komedi figürüne dönüştürecek kadar abartılmış vaziyette. Bu Dünya Kupası biraz da Neymar’ın abartılı sakatlanma numaraları, gülünç penaltı kazanma girişimleri, bir pantomim sanatçısını aratmayacak yuvarlanmalarıyla hatırlanacak gibi görünüyor. Öyle ki şimdiden dahi Neymar’ın bu gülünç kurnazlıkları İsviçre’den Güney Afrika’ya dünyanın dört yanında çocukların alay konusu olmuş durumda. #NeymarRolling hashtag'i Twitter’da dünya listesinde tepeleri gördü. İnternet Neymar’ın bu yanıyla alay eden videolar ve capslerle dolup taşıyor.
Gerçektende Neymar bu turnuvada henüz 4 maç tamamlanmışken 14 dakikadan uzun süre yerde kalarak tüm Dünya Kupalarının en uzun süre yerde kalan oyuncusu rekorunu eline geçirdi. Her 8 dakikada bir yere düştü. Her yere düştüğünde ortalama 20 saniye yerde kaldı. Tüm bu sakatlanma numaralarının sadece 6 saniyesinde sağlıkçıların yardımına ihtiyaç duydu. Elendikleri Belçika maçıyla beraber toplam beş maçta 70 defadan fazla yere düştü. Acı içinde kıvradı, yuvarlandı, kendini rakiplerine takmaya çalışarak yahut en ufak darbede değme dublörlere taş çıkaracak biçimde yerlere atlayarak penaltılar, serbest vuruşlar kazanmaya çalıştı ve beş maç neticesinde sadece iki gol atabilmeye muvaffak olabildi.
Turnuvanın ilk müsabakası olan İsviçre maçı Neymar’ın da perdeyi açtığı maç oldu. Oyunun daha 5. dakikasında ilk başarısız penaltı alma girişiminde bulundu. İkinci maçta Kosta Rika’ya karşı oynadıkları maçın 78. dakikasında maçın hakemini aldatıp penaltı kazanmaya çok yaklaştı ama bu defa da Video Hakem uygulamasına yakalandı. Elendikleri Belçika maçının ilk yarısında rakibine takılmış gibi kendini yere attığı pozisyonun devamında taça giden topu maçın hakeminin, video hakeme başvurmadan oyuna sokturmasıyla video hakem vasıtasıyla alacağı bir sarı karttan kendini kurtardı. Asıl kızılca kıyameti koparan ve internet furyasını başlatan maç ise 2. turda oynadıkları Meksika karşılaşması oldu. Oyunun 71. dakikasında taça giden bir topun ardından Meksikalı Nayun yerdeki Neymar’dan topu almak isterken ayakucu hafifçe Neymar’ın kaval kemiğine değdi. Buna mukabil Neymar kaval kemiği kırılmışçasına yerde debelenmeye sağa sola savrulmaya ve çığlıklar atmaya başladı. Meksika Teknik Direktörü Osorio’nun da söylediği üzere: “utanç verici bir andı.” Almanyalı efsane Mattheus’un da merak ettiği gibi: “Dünya’nın en iyi beş oyuncusundan biri olan Neymar ne için bu türlü şeylere ihtiyaç duyuyordu?”
Futbol, İngiliz sömürgeci gemileriyle başka diyarlara taşındığından itibaren sokakların ve yoksul halkların oyunu oldu. Böylelikle yoksul sokakların kuralları, yöntemleri de bir biçimiyle bu oyunun içine girdi. Yoksul çocuklarının sokaklarda kendilerini var edebilmek, yaşamlarını sürdürebilmek için başvurdukları küçük kurnazlıklar, hileler de kendine oyun içerisinde yol buldu. Artık artistlik floplarla faul kazanmaya çalışmak, yahut alamayacağı belli bir topa hamle yapan oyuncunun sakatlanmaktan da kurutulmak için kendini yere atarak faul alarak kaybedilmiş topu geri alma çabası, yahut öndeyken zaman geçirmek için yapılan yalandan sakatlanma numaraları, yapılan bir faulü hakemi yanıltarak rakibe sarı veya kırmızı kart aldırmak için abartarak göstermek futbolun yazılmamış kuralları arasında. Latin Amerikalı oyuncular özellikle de Kolombiya ve Brezilyalılar bu başka türlü oyunculukların en başarılıları durumdalar. Bu oyunculuk onların doğalarında olan doğaçlama tarzın en parlak parçalarından biri halinde.
Bir diğer yandan ise Avrupalı meslektaşlarına nazaran daha kıvrak, topla daha hareketli olan Latin Amerikalı oyuncular Neymar özelinde olduğu gibi rakipleri tarafından sıklıkla faulle yahut şiddetli hareketlerle durduruluyorlar. Neymar kendisine yapılan 30’dan fazla faulle turnuvanın en çok faule maruz kalan oyuncularından biri durumunda. Kariyeri boyunca defalarca darbeye bağlı sakatlıklar yaşadı. En uzun süreli ve ciddi olanını da bu turnuvaya gelmeden önce yaşamıştı. Madalyonun diğer yanından Neymar’ın ve benzerlerinin yasal zekâlarıyla, kurnazlıklarıyla, hızlı karar alma ve uygulama yeteneğiyle baş edemeyen rakipleri de sıklıkla yasal olmayan yollara başvuruyorlar. Bu çeşitlilik ile paradokslar ve insan zekâsının bunlardan yarattığı sentezler ile çözümler de bu oyunu güzel ve özel kılan en önemli yanlardan biri zaten.
Hülasa her yerde oynanabilen, top dışında hiçbir özel malzemeye ihtiyaç duyulmayan futbol oyunu bu hasletleriyle sokakların, yoksul halkaların sporu olabildi. Başlangıçta İngiliz beyzadelerinin eğlencesi olan bu oyun yoksul sokaklarda yeniden keşfedildi, üretildi, geliştirildi ve yeni bir karakter kazandı. Yoksul sokaklar, bu oyuna yeni bir ifade biçimi, kazandırdılar. Oyuna sevinç, yaratıcı yetenek, özgürlük, zekâ kattılar. Neymar da bu geleneğin bir parçası her şeye rağmen; ve bu oyunu Rugby türevi kaba saba bir oyun olmaktan kurtarıp onu sanatin diger anlatım biçimlerine, iyi bir filme, iyi bir şarkıya, iyi bir şiire, iyi bir resime yakınlaştırandan biri. Oyuna bir hikâye katıyor; gerçek bir hikâye…