Türkiye şiir külliyatının önemli şairlerinden Özdemir Asaf, ölümünün 40. Yılında anılıyor. Onlarca ölümsüz eseriyle hatırlanan Asaf, “duyguların şairi” olarak biliniyor
Siyasihaber
Türkiye şiir tarihinde silinmez bir iz bırakan Özdemir Asaf 40 yıl önce bugün İstanbul’da hayata gözlerini yumdu. 1923 yılında dünyaya gelen Asaf’ın tam adı, Halit Özdemir Arun’dur. İlk eserlerinde “Özdemir Özdem, Özdemir Yasaman” imzalarını kullandı; ancak sonraları “Özdemir Asaf”ta karar kıldı. Annesi Hamdiye Hanım, babası Şûra-yı Devlet üyelerinden Mehmet Asaf Bey’dir. İkiz kız kardeşinin adı, Nesire Özgönül’dür. Yedi yaşına kadar Ankara Hacıbayram’da doğduğu evde yaşadı. 1930’da babası vefat edince ailesiyle birlikte İstanbul’a taşındı. Önce Fransız Erkek Lisesine kaydoldu; ancak kısa bir süre sonra okul kapanınca yatılı olarak Galatasaray Lisesine geçti. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. Çocukluğunda geçirdiği bir rahatsızlığın nüksetmesi dolayısıyla bir sene okula gidemedi ve parasız eğitim hakkını kaybetti. Lise son sınıfta kaydını aldırdığı Kabataş Lisesinden mezun oldu (1942). İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde başladığı yükseköğrenimini İktisat Fakültesinde sürdürdü. Üçüncü sınıfta buradan ayrılarak bir yıl Gazetecilik Enstitüsüne devam ettiyse de hiçbirinden mezun olmadı.
Bu arada Tanin ve Zaman gazetelerinde çalıştı ve çeviriler yaptı.
İlk yazısı Servet-i Fünun, Uyanış dergisinde çıktı. 1951 yılında Sanat Basımevi'ni kurdu ve kitaplarını Yuvarlak Masa Yayınları adı altında yayımladı.
1962'de Mehmet Ali Aybar öncülüğünde kurulan ve bir dönem hem bazı kanunların çıkarılıp, değiştirilmesinde hem de işçi hakları, devlet kurumlarının uygulamaları konusunda önemli çalışmalar yürütmüş olan Temel Hakları Yaşatma Derneği'nin kurucularından oldu. Derneğim diğer kurucuları arasında Nihat Sargın, Yaşar Kemal, Mina Urgan, Necla Fertan Ertel, Merih Sezen gibi isimler bulunmaktadır.
İlk şiiri 1940' ta "Servetifünun – Uyanış" ta çıktı. Şiirleri "büyük doğu", "varlık", "kaynak", "edebiyat dünyası", "amaç", "yirminci asır", "şadırvan", "yeditepe", "küçük dergi", "seçilmiş hikayeler", "yenilik", "vatan", "dost", "türkçe", "türk dili" gibi dergilerde yayımlandı. "Kendisiyle insanlar ve dış dünya arasındaki bağıntılar üzerine kurduğu, düşüncenin temel alındığı, yoğun bir kendine özgünlük taşıyan şiirleriyle tanındı"
“Düğünler, aşklar, şölenler sizden; şiiri, şarkısı benden”
Asaf sanata olan yaklaşımını otobiyografik kitabı Ça’da şöyle açıklar:
“Sanatta etkili olmayı amaçlarımdan biri sayarım.
Bu yolda araçlarımdan biri, üzerinizde etki yapmak istediğim siz seslendiğim insanlarsınız. yani amacım sesimi iletmek olan okuyucular, şiir severler.
Hiç çelişki yok bunda. benim yaşam deneyim, sizlerin deneylerinizden yararlanarak zenginleşiyor da ondan. bu yüzden gözüm-kulağım sizde. kısacası her boyutu her anlamıyla, işçilik benden, gerçeklerin çoğu sizden diyorum.
O yüzden zengin bir kaynağım var, şiirimi besleyen.
Kıskanç, bencil değilim..
Doğumlar, düğünler, aşklar, seviler, şölenler sizden olsun, dile getirmek benden, şiiri, şarkısı benden.
Sizleri karşıma almak bana bir güc daha katıyor. yalnızlığımı görüp anlama gücü. öyleyse acıları, ayrılıkları, yalnızlıkları, özlemleri’nizi de ben duyarım, ben anlarım diyorum. onların da çıraklığı sizden, ustalığı benden”
"Çarpıcı düşün derken, aykırı doğruların peşine düşmedi Özdemir"
Türkiye’nin ilk internet edebiyat dergilerinden olan imece.org’daki yazısında kendisi gibi şair olan Şükran Yurdagul, Asaf için şunları söylüyor:
"Çarpıcı düşün derken, aykırı doğruların peşine düşmedi Özdemir.
Dünyayı gördü. İnsanları, bireysel ve toplumsal çelişkileri gördü. Acımasızlığı gördü.
Çürük deyorum, çürük değil deyorlar
Uzak deyorum, uzak değil deyorlar
Elimle bir bir gösteriyorum,
Evet bakıyorlar, hayır deyorlar.
"Yumuşaklıklar Değil"den aldığım bu dörtlükteki sitem, insana aykırı pisliklerin biriktirdiği tepkilerden kaynaklanır bence. Bu tepki, Özdemir Asaf şiirinde çoğun inceyergi öğeleriyle çıkar karşımıza. Yer yer acıya ve öfkeye dönüşür.
Savaş onu okul kapısında yakaladı
Bir adım kala insanları görmeye
Elinden kalemini aldılar,
İttiler ölmeye, öldürmeye.
Tam düşünürken vurdular.
Acıyı ve öfkeyi şiirine kaynak olsun diye biriktirmedi Özdemir.
Yaşadı.
Hepimiz gibi, kabul etti.