KORKUT AKIN yazdı: “Prof. Zahit Büyükişliyen, son yıllarda daha da çeşitlendirdiği renkliliğini sürdürüyor. Kendince özgün bir dili var ve her seferinde bambaşka bir tat alabileceğiniz çerçevelerle karşı karşıyasınız.”
KORKUT AKIN
Öyle çok beklenti içindeyiz ki son yıllarda, her yenilik bize heyecan veriyor. Bir taraftan merak da ediyoruz inanılmaz ölçüde, ama diğer taraftan bir “boş vermişlik”le umursamıyoruz hiçbir şeyi. Her ne kadar seçim sürecinde (iki yıldır o kadar çok yaşadık ki bu duyguyu kanıksadık galiba) daha farklı bir hareketlilik olsa da duygularımız çakılı olduğu yerde.
Soyut anlatımlar…
Hacettepe okulundan Yeditepe Üniversitesi’ne gelen Prof. Zahit Büyükişliyen, son yıllarda daha da çeşitlendirdiği renkliliğini sürdürüyor. Kendince özgün bir dili var ve her seferinde bambaşka bir tat alabileceğiniz çerçevelerle karşı karşıyasınız. Kimi zaman bulduğunuz bir “şey” resmin içinde, birden büyür kocaman olur ve sizi de alır içine. Kimi zaman renkle yaşarsınız bu duyguyu. Giderek daha bir coşkuyla sarıp sarmalar sizi her seferinde…
Bir resim her bakışta sizi bir başka dünyaya taşımıyorsa, götürmüyorsa ya sizde ya resimde bir örtüşmezlik vardır. O gün ve/veya o an yaşadıklarınız, duygularınız, beklentileriniz resimle bir araya geldiğinde yepyeni bir ufka varırsınız. Size yol gösterir muhakkak, bir çıkış bulursunuz er ya da geç.
Müzikle anlamlanırsa…
Üniversitede müzik dersimiz vardı ve Cinuçen Tanrıkorur hemen her derste bir müzik (çoğunlukla da TRT sansürünü aşamayan alabildiğine güzel eserleri) dinletirdi. Sonra da üzerine senaryo yazardık. Müzikle buluşan duygularınız kendine özgü düşsel resimlerle buluşur, yepyeni öyküler oluşurdu. Çok severdim…
Şimdi, Zahit Büyükişliyen’in sergisi üzerine yazarken bir yandan Vivaldi dinliyorum… Arada bir resimlere kayan gözlerim her seferinde başka bir duygu yakalıyor.
Rengin ve ritmin kendini gösterdiği tuval, insanın içini de açıyor; keyif veren bir fırtınaya dönüşüyor. O fırtına ki, izleyeni bir bütün olarak kapsayıp bir umut, bir heyecan, bir aşk olarak yeni ufuklara taşıyor.
Bir resim, tasada ve kıvançta, hastalıkta ve sağlıkta, hüzünde ve mutlulukta ama hep coşkuda, muhakkak heyecanda, her zaman aşkta anlam yüklüdür izleyen için… Hele de müzikle birlikte olursa…
Bir küçük not da galeriye…
Antonina Sanat Galerisi, aslında bir turizm firmasının ofisi… Sanatla kültürü buluşturan bu turizm firması bu yanıyla alkışı hak ediyor. Kurucusu, sanat tarihçisi Atilla Tuna, çok güzel bir şey yapıyor… Umarız ve bekleriz ki daha büyük sergilerde buluşalım.
Vivaldi Dört Mevsim, sergi, Zahit Büyükişliyen, 5 Şubat/15 Mart, Antonina Sanat Galerisi (Kenterler Tiyatrosu üzeri)