Diyarbakır’da Halkların Demokratik Partisi (HDP) mitingini bombaladığı iddiasıyla yakalanan zanlının babası, Alevi ve Kürt olan oğlunun nasıl kandırılıp IŞİD’e katıldığını anlattı. Aile, oğlunu örgütün elinden kurtarmak için Başbakan Ahmet Davutoğlu’yla görüşmek dahil bütün yollara başvurmuş.
Diyarbakır’ın İstasyon Meydanı’nda 5 Haziran’da yapılan HDP mitingine yönelik bombalı saldırıda ölenlerin 4 kişi yaşamını yitirdi, 100’ün üstünde kişi yakalandı. Saldırıyı gerçekleştirdiği ileri sürülen O.G isimli kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Zanlının babasının açıklamaları son zamanlarda sınırlarımızda yaşanan gelişmelerin nasıl tehlikeli bir boyutta olduğunu gösterdi. İşte Alevi ve Kürt olan O.G.’nin IŞİD’e katılma öyküsü ve ailenin oğlunu kurtarma mücadelesi…
2 Eylül 2013 tarihinde üniversiteye kayıt yapma bahanesiyle evden çıkan Ö.D. ile M.G.D. adlı ikiz kardeşler Suriye ’ye gidip cihatçı gruplara katılmış, ikizlerin Suriye’ye gidişini Radikal 29 Eylül 2013’te ‘Adıyaman-Suriye cihat hattı’ adlı haberle kamuoyuna duyurdu. Kardeşlerden Ö.D. Suriye’de kalırken, M.G.D. 2014 yılında Adıyaman’a geri döndü. Adıyaman’a dönen M.G.D. ile tanışan ve onun fikirlerinden etkilenen Diyarbakır saldırısı zanlısı O.G., Suriye’ye gitmeye karar verdi. M.G.D., O.G ve üç kişi 6-8 Ekim olaylarından sonra 13 Ekim 2014 tarihinde Suriye’ye gitti.
Çocuğunun Suriye’ye gitmesiyle O.G.’nin ailesinin çocuğunu kurtarma mücadelesi başladı. Zanlının babası M.G. yaşadıklarını şöyle anlattı: ‘’Ekim ayının başlarında oğlumun hal ve hareketlerinden şüphelendim. Farklı insanlarla takılıyordu. M.G.D. ile takılmaya başlayınca Suriye’ye gideceğini tahmin ettim. Adıyaman Emniyet Müdürlüğü’ne bizzat başvurdum. İfadesini aldıktan sonra oğlum serbest bırakıldı. 13 Ekim 2014 tarihinde oğlum bir anda ortadan kayboldu. Oğlumla beraber gidenlerden biri geride bir mektup bırakmıştı. Mektupta Suriye’ye gittikleri yazılıydı. Aynı gün Emniyet’e başvurdum. Ancak bir sonuç alamadım. Araştırmalarımız sonucunda Suriye’ye gidip gelen M.G.D.’nin oğlumu ve üç kişiyi yanına alarak Suriye’ye götürdüğünü öğrendik.”
Çocuğunun Suriye gidişinden sonra Emniyet’in kendisine ilgi göstermediğini söyleyen baba şöyle devam etti: ‘‘Çocukları Suriye’ye giden aileler olarak bir araya gelip ‘ne yapabiliriz?’ diye konuştuk. AKP Adıyaman 5. Olağan İl Kongresi’nin yapılacağını ve kongreye Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılacağını duyduk. Üç aile Davutoğlu ile görüşmeye karar verdik. Aralık ayında eşim Başbakan’la görüşüp oğlumun geri getirilmesi için yardım istedi. Eşimle beraber iki kadın daha Davutoğlu’yla görüştü. Görüşmeden sonra tekrar ifademiz alındı. Davutoğlu ile görüştükten üç-dört ay sonra Emniyet oğlumun IŞİD’e katıldığı bilgisini verdi.’’
Oğlunu geri getirmek için Tel Abyad’a gitmeye karar verdiğini, ancak sınırı geçemediğini söyleyen baba sözlerini şöyle sürdürdü: “Oğlum gittikten sonra iki kez telefonla bizi aradı. Ben kendisiyle sadece bir kez görüştüm. Nerede olduğunu sordum cevap vermedi. Sadece, ‘Bana duacı olun’ dedi. Sonra telefonu kapattı. Beni arayan numarayı geri aradığımda Arapça konuşan biri çıktı. Arapça bilen bir arkadaşımla beraber numarayı tekrar aradık. Telefonu açan kişi Tel Abyad’a olduklarını söyledi. Oğlumu geri getirmek için Akçakale sınırına gittim. Bir süre orada kalıp oğlumun izini sürdüm. Ancak bir şey bulamadım. Oradan Tel Abyad’a gitmek istedim. Sınırı geçemediğim için Adıyaman’a geri geldim. Pazar günü bize bir telefon geldi. Orhan’ın Gaziantep’te yakalandığını söylediler. İfademiz alındığı sırada Diyarbakır’daki saldırıdan haberdar olduk.’’
Diyarbakır saldırısı hakkında hiçbir bilgilerinin olmadığını söyleyen baba şöyle konuştu: “Alevi ve Kürt olduğumuz için ailemiz hedef gösteriliyor. Ancak aile olarak çocuğumun böyle bir şey yapacağını bilmiyorduk. Bu olayın yaşanması bizi ve ailemizi son derece üzdü. Oğlumun Suriye’ye gitmemesi ve Suriye’den geri getirilmesi için elimizden gelen her şeyi yaptık. Bu saldırıyı lanetliyoruz. Ölen ve yaralananların tümü benim evladımdır. Ölü ve yaralılara başsağlığı diliyorum.”
Kaynak: Radikal – İdris Emen