DİSK Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, işçilerin koronavirüs salgını karşısında tehdit altında olduğunu ifade ederek, bu konuda alınması zorunlu olan önlemleri başta siyasi iktidar olmak üzere tüm kamuoyu ile paylaştı.
DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, halk sağlığını tehdit eden Koronavirüs salgınına karşı alınması gereken tedbirler ile ilgili bir açıklama yaptı. Uluslararası kriz halini almış olan koronavirüsün (COVID-19) Türkiye’deki varlığının, Sağlık Bakanı tarafından gece yarısı yapılan bir basın açıklaması ile resmen tanınmış olduğunu hatırlatan Çerkezoğlu, “Öncelikli olarak vurgulamak gerekir ki, bu süreçte başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere devletin ilgili tüm kurumları şeffaf davranmalı; kamuoyunu hızlı ve doğru bilgilendirerek spekülasyonlara fırsat vermemelidir” dedi.
Çerkezoğlu, sağlıksız çalışma ortamı ve koşulları yüzünden her yıl yüzlerce işçinin hayatını ve sağlığını kaybettiğini, işçilerin koronavirüs salgını karşısında tehdit altında olduğunu ifade ederek, bu konuda alınması zorunlu olan önlemleri sıraladı.
İşçilerin, işyerlerinde alınması gereken kurumsal ve kişisel önlemleri sağlamak için işçi sağlığı ve iş güvenliği kurullarını acil toplantıya çağırması gerektiğine dikkat çeken Çerkezoğlu, tüm tedbirlerin eksiksiz olarak alınması gerektiğini vurguladı.
Çerkezoğlu, bu süreçte başta Sağlık Bakanlığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere sorumluluğu olan tüm kurumları hızlıca sorumluluklarını yerine getirmeye, işçilerin korunması için alınması zorunlu olan önlemleri derhal almaya çağırdı.
Çerkezoğlu açıklamasında alınması gereken zorunlu tedbirleri şöyle sıraladı:
– İşyerleri işçilerin topluca bir arada bulunduğu yerlerdir. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin bir parçası olarak işyerlerinin hijyenini sağlamak işverenin; bunu denetlemek ise devletin görevidir. İşverenleri, işçilerin bir arada bulundukları ortamların ve ortak kullanılan tuvalet, yemekhane, kantin gibi alanların hijyenini acilen sağlamaya, işçi sağlığı kapsamında alınması gereken tüm tedbirleri almaya, işyerlerinde koruyucu sağlık hizmetlerini uygulamaya, çalıştıkları sürede verilmesi gereken molalara saygı duymaya ve tüm işçilere koruyucu malzeme temini noktasında sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz. Tuvaletlerinde sabun ve peçete dahi bulunmayan, yemekhanelerinde böceklerin gezdiği işyerlerinin yarattığı tehdit bugün tüm ülkeyi, hatta dünyayı tehdit edecektir.
– İşçilerin şüphe ya da tedavi durumunda işlerinden uzakta (karantinada ya da tedavi altında) geçirecekleri sürede geçimleri garanti altına alınmalı, ücretli izin ya da hastalık izni gibi hakları açık şekilde tanınmalıdır.
– Tüm bu hakların ve sorumlulukların denetleyicisi ise kamu otoritesidir. İşçiler, işverenlerin “iyi niyetine” terk edilemez. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı, işyerlerinde denetimler yapmalı ve gerekli önlemlerin alınmasını sağlamalıdır. İşçilerin yasal haklarını kullanmalarına engel olan işverenler kamu sağlığını tehdit ettikleri için yargılanmalı, “kriz” bahanesiyle alması gereken önlemlerden kaçınanlar cezalandırılmalıdır.
– Virüsün yayılma hızına etki eden en önemli faktörlerden biri de yoksulluk ve buna bağlı sağlıksız yaşam koşullarıdır. Yeterli beslenme şansı olmayan, insan sağlığını tehdit edecek şekilde rutubetli ve bakımsız evlerde oturmak zorunda kalan, sağlık hizmetlerine erişim şansı olmayan/kısıtlı olanlar daha ağır bir tehdit altındadır. Başta sağlık olmak üzere kamusal hizmetlerin paraya tahvil edilmesi, ülke nüfusunun ücretleriyle geçinen dörtte üçünü virüs karşısında savunmasız bırakmak anlamına gelmiştir. Başta sağlık olmak üzere, kamusal hizmetlere erişim tümüyle parasız hale getirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.
– Hijyen ve ısınma bu virüsten korunmanın şartlarındandır. Her eve belli bir miktar içme suyu ve doğalgaz ücretsiz olarak sağlanmalı, geçmiş borçlar nedeniyle su ve doğalgaz kesintileri yapılmamalı ve kesilmiş olanlar derhal açılmalıdır.
– Üyelerimizin ve işçilerin kişisel olarak da önlemlerini almaları zorunludur. En başta el hijyenine önem verilmeli, eller en az 20 saniye boyunca sabunla yıkamalıdır. Öksürme ve hapşırma sırasında tek kullanımlık mendil kullanılmalı, bulunamıyorsa dirseğin iç kısmı kullanılmalıdır. Tokalaşma ve sarılmalardan kaçınmalı, kirli ellerle yüze dokunulmamalıdır. İşyerleri gibi kapalı ortamlar sık sık havalandırılmalı, dengeli ve sağlıklı beslenmeye özen gösterilmelidir. Öksürük, ateş, nefes darlığı gibi belirtileri taşıyanlar derhal bir maske takarak en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.