SEÇTİKLERİMİZ-Mehveş EVİN Artı Gerçek için yazdı: Sosyal medyayla yapılan sözde ‘etkin mücadele’nin sebebi açık: Soru sorulmasını, hesap verilmesini, yanlışların ortaya çıkmasını ve konuşulmasını engellemek.
Arama kurtarma çalışmalarında eksiklikleri, yanlışları dillendirmek suç olabilir mi?
İnsanlar, yıkıntıların altında can derdindeyken iktidarı ve politikalarını eleştirmenin zamanı mı?
Hatta, CB Erdoğan’ın sözleriyle “ahlaksızlık” mı?
Hayır. Çünkü tam da böyle zamanlarda yönetenler, kurumlar eleştirilir. Acı ve öfkenin etkisiyle insanlar, eleştiri sınırını aşan yorumlar da yapabilir.
“Hadi biraz zaman geçsin, soğusun mesele de öyle konuşalım” denmez. Zaten böylesi, sansüre girer.
En azından sağlıklı bir demokraside işler böyle yürür.
Resmi açıklamalara göre Elazığ depreminde 41 yurttaşımızı kaybettik, 1607 yaralı var, 72 bina kağıttan ev gibi yıkıldı.
1023 bina, ağır ve orta hasarlı. Kimbilir, belki daha fazlası…
Deprem sonrası yapılması gereken, doğru, iyi işleri tabii ki takdir edeceğiz.
Ancak bu kadar can ve mal kaybı olmadan atlatabilecek bir afet sözkonusuysa elbette eleştireceğiz.
Hatta bu durumda eleştirmemek, alkışlamak “ahlaksızlık.”
Bilim insanlarının depremi noktasına kadar bildiği, önceden defalarca uyardığı ve yeterince önlem alınmadığı aşikar.
Sadece bu bilgi bile, tepki göstermek, öfkelenmek için yeter.
Mehveş EVİN'in Artı Gerçek'teki yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN