İstanbul İşçi Hakları Derneği tarafından “Çöpten Geri Dönüşüme Sorunlar, Baskılar ve Emek Mücadelesi” konulu panel dün akşam Bahçelievler’de bulunan dernek binasında gerçekleştirildi. Panele katılan yerleşik ve göçmen işçilere birlikte geri dönüşüm işçilerine yapılan baskılar ve depolara yapılan baskınlar konuşuldu. Panel sonrasında tüm katılımcılarla birlikte Bahçelievler’de polisin saldırısıyla çekçeklerine el konulan işçilere desteğe gidildi. Polis, “Ekmeğim çekçekte, çekçeğime dokunma!” diyen işçileri gözaltına almakla tehdit etti.
“Bizler çevreci insanlarız!”
Geri Dönüşüme Katkı Derneği (İGEKATDER) Başkanı Mesut Aygün, bilinçli veya bilinçsiz gönüllü çevreci olduklarını, sorunun sistemsel bir sorun olduğunu ifade etti. Aygün, “Karşımızda yerel belediyeler yok. Yerel belediyeler üzerinden çözümleyebilecekleri bir durum değil. Çünkü bu saldırılar ranta dayalı saldırılardır” dedi.
“İnsanların sosyal ve ekonomik faaliyetlerinden kaynaklı ömrü tamamlanmış olan ve aynı zamanda çevre için zararlı olan her türlü madde bugün ‘geri dönüşüm’ olarak değerlendirilir. Bizler bu geri dönüşüm sürecine dahil olan ve ekmeğini buradan kazanan işçileriz. Geri dönüşüm, doğal kaynakların kullanımını da azaltmaktadır. Bu nedenle bizler hem ekolojiye hem de ekonomiye katkı sunuyoruz.”
Göçmen işçilerle aynı gemide olduklarını ifade eden Aygün, “Tarihte bildiğimiz üzere Nevşehir’de başlayan bu iş koluna çekçek araçlarıyla başladık. Şimdi ise göçmen işçilerle birlikte bu işi ilerletiyoruz. Hepimiz ekmekçi ve emekçiyiz. Türkiye’de iş kolu olmayan vatandaşlar doğrudan bu işle ilgileniyor” dedi.
Valiliğin saldırı sürecine ilişkin konuşan Aygün şunları söyledi:
“Devletin bizlere yönelik saldırısı valiliğinin yaptığı açıklamalarda biz sokak emekçilerinin, çevre ve halk sağlığını tehlikeye sokmak, kayıt dışı ve sağlıksız koşullarda istihdama yol açmak, kamu zararı ve haksız kazanç elde etmek, güvenlik sorunu yaratmak, kayıt dışı göçmen çalıştırmak gibi iddialar bulunuyor. Bu iddialardan sonra üzerimize il jandarma ve il emniyeti gönderdiler. İlk hamleyi Bahçelievler’de yaptılar. İstanbul valisinin ‘haksız kazanç’ açıklamasından sonra Ümraniye’ye dönük yerinden etme, yağmalama ve mala mülke el koyma saldırıları yeniden gerçekleşti. Ümraniye’de gerçekleşen en son saldırıda meslektaşlarımızdan biri “Size alın terimle topladığım geri dönüşüm malzemelerimi vereceğime onları yakarım” diyerek dükkanını ateşe verdi. İstanbul valiliğinin talimatıyla polis, insanlık dışı bir koşulda arkadaşlarımıza saldırdı. Şuan 3 arkadaşımız tutuklu.”
“Bıçak kemikte!”
“Milyonlarca insan bu işten geçimini sağlıyor, bu işten ekmek yiyor. Siyasal iktidarın, milyonlarca insana ekmek verme ya da yoksulluğu ortadan kaldırma gibi bir derdi yok. Onlar yoksulluğu yönetmek istiyorlar. “Eğitim seviyesi arttıkça oylarımız düşüyor” diyen siyasetçiler var. Bunların tek dertleri yoksulluğu yönetmek. Yoksul işçi potansiyelinin artmasıyla doğru orantıda yoksul bir halk kitlesi yaratma çabaları var. İnsanlar kafalarını hiçbir şeyden kaldıramasın, işten eve gitsin, kredi borçlarına batsın istiyorlar. Siyasi iktidarın istediği insan modeli budur. Bugün hepimiz bunu kabul etmediğimiz için buradayız.”
“Çevre ve şehircilik bakanlığı bağlantılı bir arkadaşımız bize ulaştı. Bu durumdan Emine Erdoğan’ın haberinin olmadığından sokaktaki çekçekçilerin ‘sıfır atık projesinde’ yeri olduğundan bahsetti. Çevre ve şehircilik bakanlığı, yapılan saldırıların toplama ayrıştırma belgesi olup yerel belediyelerle çalışan geri dönüşüm işçileriyle hiçbir bağlantısı olmadığını, ruhsatı ve lisansı olmayan işçilere yönelik olduğuna iddia etti. Bu iddiaları da boşa çıktı. Çünkü az önce Bahçelievler’de sekiz adet motor ve çekçek aracına el konulduğunu öğrendik. Her söylemlerinin sermayeye hizmet ettiğini, yapılan saldırıların amacının bu işi tekelleştirmek için olduğu bellidir. Bizlerin geçim kaynaklarına rantsal bakıyorlar. Sermaye sahiplerinin, milyonlarca borcu olan para babalarının borçlarını bir gecede silenler, geçiminin çöplerden kazanan insanların ruhsatlarını sorguluyor”
Panelde söz alana geri dönüşüm işçilerinden göçmen işçi Hamdi, “Ben on yıldır bu işi yapıyorum. Çalışıp, para kazanmamıza izin vermiyorlar. Ben ekmeğimi çöpten kazanıyorum, bizlerden ne istiyorlar bilmiyorum. Bizleri rahat bırakın çalışalım, evimize ekmek götürelim. Tekstilden aldığımız 2 bin TL maaş yetmiyor. 5 çocuğu nasıl geçindireceğim?” diye sordu.
Her gün işten ekmeğini topladığını dile getiren geri dönüşüm işçisi Cahit ise, “Bize diyorlar ki haksız kazanç. Hayır, haksız kazanç değil! Ben her gün çöpten tek tek ekmeğimi, emeğimi topluyorum” diye belirtti.
İşçiler, depo baskınlarından yaklaşık 1 hafta önce zabıtanın dükkanlarına gelerek fotoğraf çektiğini, neden çekiyorsunuz sorusunu sorduklarında ise “Yer tespiti yapıyoruz” dediklerini ifade etti.
Fotoğraf çekiminden 1 hafta sonra işçilerin depolarına baskın yapıldı.
Ellerine kelepçe takılarak karakola götürüldüklerini belirten işçiler, depo baskınlarında tüm mallarına el konulduğunu ifade ettiler. Mallarına el koyulan işçilerden biri, “Buradan sesleniyorum biz fakir fukaradan ellerinizi çekin. Hepimizin çocukları var, geçindirmemiz gereken insanlar var” dedi.
Panele katılan işçiler, Aygün’e “Ne yapmamız gerekiyor?” sorusunu sordu. Aygün, “Saldırı yapan vali, ‘sıfır atık projesi’ onların, saldılar AKP’nin olduğu belediyelerde gerçekleşiyor. Şimdi taleplerimizi hükümete söylemeyeceğiz de kime söyleyeceğiz? Şuan yağmalamaya dönük saldırı politikası işletiyorlar. Bahçelievler’de belediyenin önünde eylem yaptık. Yakın zamanda Ümraniye’de arkadaşlarımız çok ciddi bir mücadele verdi, vermeye devam ediyor. Arkadaşlarımızın, meslektaşlarımızın orada vermiş olduğu mücadeleyi bizler de burada desteklemeliyiz. Çözüm sokak!”