Tutuklu eski HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş BBC Türkçe’nin sorularını yanıtladı. Demirtaş, ortak demokrasi ilkeleri etrafında demokrasi ittifakının oluşabileceğini söyledi. Demirtaş ayrıca HDP’yi kapatma girişimlerini acizlik ve utanç olarak tanımladı.
Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla BBC Türkçe’den Mahmut Hamsici’nin sorularını yanıtladı.
Çözüm süreci ne suça ne de suçlamaya konu olamaz
Söyleşide kendisine HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın partisinin grup toplantısında iktidara seslenerek söylediği “Çözüm sürecinde bize vaat ettiklerinizi yeri ve zamanı geldiğinde mutlaka açıklayacağız. Bize vaat edilenleri açıklamazsak namerdiz” sözleri hatırlatılarak sorulan “Kamuoyu iddia edilen bu vaatlerle ilgili ne kadar bilgiye sahip, siz bu vaatlerle ilgili bir gün konuşacak mısınız?” şeklinde soruya “Benim bildiğim gizli, tartışmalı, spekülatif hiçbir vaat yoktur. Vaat edilen ve edilmeyen her şey kamuoyunun bilgisi dahilindedir” cevabını verdi.
Asıl sorunun AKP’nin kamuoyuna açık vaatte bulunmaması ve adım atmamış olması olduğunun altını çizen Demirtaş, “Çözüm süreci ne suça ne de suçlamaya konu olmayacak kadar ciddi, ahlaki ve meşrudur. Sayın Eş Başkanımız da eminim ki gizli bir şantaj unsurundan söz etmiyor. AKP’nin çözüm sürecini sahiplenmeyen, kriminal hale getiren tutumunu eleştiriyor ve bunu teşhir etmekten söz ediyor. Ama gerçekten kast ettiği şeyi, elbette kendisi izah edecektir” dedi.
Demirtaş, sürecin tümüyle yasal ve ahlaki zeminde ilerlediğine işaret ederek, “Çözüm süreci tümüyle yasal ve ahlaki zeminde ilerlemiştir. Yöntemi eleştirilebilir ancak meşruiyeti, yasallığı ve ahlakiliği tartışma konusu bile yapılamaz. Çünkü biz, tümüyle iyi niyetle yaklaştık. Ölümleri durdurduk ve sorunun çözümünü çatışma zemini dışına taşımaya gayret ettik” ifadelerini kullandı.
‘İç dinamikler’ açıklaması ne anlama geliyor?
Demirtaş, BBC Türkçe’nin bir yazısında ifade ettiği “Türkiye, barışı iç dinamikleriyle sağlayabilecek yeterliliktedir” sözlerine atıfta bulunarak sorduğu, “Kamuoyunda “Oslo süreci” olarak anılan süreçte bazı yabancı aktörlerin de olduğu düşünülüyor. Çözüm sürecinin” ise tamamen yerel aktörler üzerinden ilerlediği yorumu yapılıyor. Yani gelecekteki olası bir çözüm arayışının bu ikincisi gibi ‘yerli’ olması gerektiğini mi söylüyorsunuz?” sorusuna, “Benim görüşüm bu şekilde. Türkiye’nin tüm sorunlarını, kendi iç dinamiklerine yaslanarak çözebileceğini düşünüyorum. Doğrusunun da bu olduğuna inanıyorum” cevabını verdi.
Demokrasi ittifakı mümkün mü?
Selahattin Demirtaş’ın yaz aylarında temel ilkesi güçlendirilmiş parlamenter sistem olan bir ittifak modeli önerisini hatırlatan BBC Türkçe Demirtaş’a, “İfade ettiğiniz ilkelerin büyük bir bölümü çeşitli sağ muhalefet partileri tarafından da savunuluyor olsa da Cumhur İttifakı muhalefeti sık sık HDP’ye yaklaşım üzerinden eleştiriyor. Bu partilerin de HDP ile aralarına mesafe koymaya devam ettiği bir ortamda, bu partiler ve HDP’nin bu tür ortak noktalar üzerinden buluşmalarının zor olduğu yorumları yapılıyor. Bu şartlarda bu buluşma ne kadar mümkün? sorusunu yöneltti. Selahattin Demirtaş ise soruya şöyle cevap verdi: “Ortak nokta, demokrasinin ilkeleridir. Buluşma da ancak bu ilkelerde olabilir. Gördüğüm kadarıyla HDP zaten bundan kaçmıyor. Hatta demokrasi ittifakını en çok HDP öneriyor. Tüm partiler ortak ilkeleri belirlerse bunun etrafında birleşebilirler. Sürecin, giderek bu noktaya evrildiğini düşünüyorum”.
HDP’yi kapatma girişimleri acizliktir, utançtır
Demirtaş, son olarak, HDP’nin kapatılmasına dair tartışmalarla ilgili ise “Son derece yanlış ve faydasız olarak görüyorum” yorumunu yaptı. Oy artırmak ya da seçim kazanmak amacıyla bir partinin bir başka partiyi kapattırmaya çalışmasını acizlik ve utanç olarak tanımlayan Demirtaş, “İsteyen deneyebilir ama herkes şundan emin olsun ki kapanan HDP olmaz. Biz yine de bunun olmasını istemiyoruz. Umarım parti kapatma tartışmaları bir daha gündeme gelmemek üzere kapanır. Çünkü bu tartışmanın kendisi bile toplumsal dokuya büyük bir zarar veriyor” dedi.