Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Çocuk Komisyonu, Eğitim Politikaları Komisyonu ve Emek Komisyonu Mesleki Eğitim Merkezlerine (MESEM) ilişkin Ankara’da bulunan Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
DEM Parti, Kilis’te inşaatın 8’inci katından düşen 17 yaşındaki Murat Can Eryılmaz’ın ölümünü hatırlatarak, son 6 ayda MESEM nedeniyle 8 çocuğun yaşamını yitirdiğini söyledi. Açıklamada Eryılmaz ile birlikte, Zekai Dikici, Erol Can Yavuz, Ulaş Dumlu, Ömer Girgin, Ömer Çakar, Yiğit Zamanis ve Arda Tombul isimli çocuklarında MESEM nedeniyle hayattan koparıldığına dikkat çekildi.
İstismar arttı
2021 yılında tepkilere rağmen hayata geçirilen 4+4+4 eğitim düzenlenmesinin uygulanmasıyla birlikte AKP iktidarının çocukların yaşam ve eğitim hakkını hiç saydığını belirterek, “Çalışma hayatında yetişkinlerle çarpık bir şekilde eşitlenen ve sayıları yüz binleri bulan çocukların sömürü ve istismarı arttı” dedi.
Öğrenciler çalışırken ölüyor
MEB’in MESEM’i “öğrenciler okurken çalışıyor” sözleriyle övdüğü ifade edilen açıklamada, “Biz ise iktidarın gurur duyduğu bu duruma karşı diyoruz ki “Mesleki teknik eğitim öğrencileri çalışırken ölüyor! İktidarın gurur duyduğu şey nedir? Çok açık ki çocukların staj adı altında ucuz iş gücü olarak çalıştırılması… Çocukların 14-15 yaşından itibaren patronların kar hırsına ve insafına terk edilmesi, üstelik bunun bizzat MEB eliyle yapılması… Devletin kendi kurumlarıyla çocuk istismarının yolunu açması… Bu zihniyet, iktidarın çocuklara yaklaşımını da gözler önüne seriyor” ifadelerini kullandı.
Yoksul ailelerin çocukları
MESEM eliyle çalışırken yaşamdan kopartılan çocukların yoksul çocuklar olduğu ifade edilen açıklamada, “‘Bir gün okulda, dört gün işyerinde eğitim’ gibi makyajlı sözlerle yoksulların çocukları işçileştiriliyor ve yoksulluk onların da kaderi olsun isteniyor” denildi.
MEB adeta şirket rolü oynuyor
MEB’in çocukları asgari ücretin yüzde otuzuna denk gelen ücretle çalıştırdığına dikkat çekilen açıklamada, “Yani çocuklar ucuz emek sömürüsüne maruz bırakılırken aynı zamanda vergilerden elde edilen bir kamu kaynağı sermayeye transfer ediliyor. 14-15 yaşında çalışmaya başlayan çocuklar, örgün eğitimden uzak ve denetimin sadece koordinatör öğretmene bırakıldığı bir sistemde çalıştırılıyorlar. MEB adeta bir şirket rolü oynarken bu birimin bakanları da her dönemin patronu haline geliyor. AKP’nin milli eğitim bakanları, “Haftada 1 gün okul!”, “Maaş ve sigorta!”, “İş garantisi!” gibi sermayenin sihirli sözleriyle öteden beri MESEM’lere yoksul öğrencileri çekmeye devam ediyorlar” denildi.
MESEM’ler derhal kapatılmalı
Açıklamada, devletin zorunlu eğitim kapsamındaki çocukları ucuz iş gücü olarak görüp ölümlere zemin yaratmasınının istismar ve suç olduğu belirtilerek, şu ifadeler kullanıldı:
“Açıktır ki; çocuk yoksulluğunu fırsata çeviren ve eğitime destek adı altında kamu kaynaklarından sermayeye kaynak aktaran MEB, çalışırken ölen, sakat bırakılan bu çocukların yaşadıklarının birinci dereceden sorumlusudur. Bu nedenle işçileştirilen çocuk cinayetlerinin hesabını verecek olan Milli Eğitim Bakanlığıdır, bu iktidardır. İktidar, çocukların işçileştirilmesine yasal zemin sunan tüm uygulamalardan derhal vazgeçmeli, çocuklara yönelik suçların failleri yargılanmalıdır. İktidar ve yargı; işvereni ve sermayeyi korumaktan vazgeçmelidir. MEB, çocuk sömürüsüne meşruluk sağlayan MESEM’leri derhal kapatmalı, daha fazla çocuğun çalışırken ölmesine neden olmamalıdır! Bizler, yaşamın özneleri olan çocukların yaşam haklarını savunmaktan, özgür ve güvenli bir yaşamı çocuklarla beraber inşa etme muradımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Çocukların işçileştirilmediği, yaşarken özgürleşecekleri bir yaşamı çocuklarla birlikte kuracağız!”