Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Çocuk Komisyonu, MESEM’ler aracılığıyla işçileştirilen çocuklara ve buradaki çocuk cinayetlerine ilişkin Genel Merkez binalarında basın açıklaması düzenledi. Toplantıda, Çocuk Komisyonu Eşsözcüsü İhsan Seylan konuştu.
Kaçırılan çocuk sayısına dair cevap yok
Çocukların okulda, sokaklarda olması gerekirken iş yerlerinde çalıştırıldıklarını ifade eden açıklamada, savaş ve çatışma ortamlarından en fazla etkilenen grupların başında çocukların geldiği belirtildi. 3 Ağustos Êzidî soykırımı hatırlatılan açıklamada, “Soykırımdan sonra zorla kaçırılan Êzidî çocukların kimlik, inanç ve yaşam biçimlerine dönük asimilasyon politikaları uygulandı. Bu çocuklardan önemli bir kısmının Türkiye’de olduğunu biliyoruz. Ancak kamu otoriteleri tüm çabalarımıza rağmen bugüne kadar herhangi bir çalışmayı, kaçırılan çocuk sayısıyla ilgili bir cevabı ortaya koymamıştır. Dün de uluslararası sivil toplum kuruluşlarının verileri kamuoyuna yansıdı. Sayısı net olmamakla beraber en az 1300 çocuğun hala kayıp olduğu dile getirildi. Êzidî Soykırımı’nın 10. yılını doldurduğumuz bu günlerde kayıp çocukların akıbetini bilmemek oldukça yaralayıcıdır” ifadeleri kullanıldı.
Son 11 yılda toplam 671 çocuk yaşamını yitirdi
MESEM’lerde, fabrikalarda, tarlalarda AKP’nin kar hırsı uğruna çocukların yaşamını yitirdiği ifade edilen açıklamada, son bir hafta içinde 4 çocuğun iş cinayetinde katledildiği ancak bu durumun kamuoyunda yeterince yankı bulmadığı belirtildi. Açıklamada, “Son olarak Konya’da 16 yaşındaki Eren Dağ, MESEM kapsamında çalıştırıldığı firmada elektrik akımına kapılarak yaşamını yitirdi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bu yılın başında MESEM’lerde yaşanan bir iş cinayetinin ardından, ‘MESEM’lerde kurallar net ama bu olaylar bize uygulamada sorun olduğunu gösteriyor’ demiş ve sorumluluktan kaçmıştı. Aslında yaptığı açıklamayla birçok şeyi itiraf etmişti. MESEM’lerden her gün yeni bir çocuk cinayeti haber almamızın bizzat bakan ağzıyla savunulması, buraların rant ve kar uğruna denetimsiz bırakıldığının itirafıdır. Evet, çocukların iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirmesi iktidarın ekonomi-politik tercihlerinin bir sonucudur! İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre geçtiğimiz yıl en az 54 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bu yılın ilk beş ayında ise en az 24 işçileştirilmiş çocuk yaşamını yitirdi. Son 11 yılda toplam 671 çocuk bu iktidarın kaza, kader, fıtrat dediği cinayetler silsilesinde hayatını kaybetti” denildi.
4 milyon çocuk işçileştirildi
4 milyon çocuğun işçileştirildiğine vurgu yapılan açıklamada, son olarak şu ifadelere yer verildi: “Son bir hafta içinde 15 yaşındaki Esmanur, 18 yaşındaki Elif, 17 yaşındaki Fatih ve 15 yaşındaki Alperen iş cinayetlerinde hayatlarını kaybetti. Esmanur, 15 yaşında bir tarım işçisiydi. Ablasıyla birlikte Urfa’nın Viranşehir ilçesinden çalışmaya gittiği Bursa’da traktörün devrilmesi sonucu hayatını kaybetti. Alperen Kocayavuz, 15 yaşında, Ankara’da çalıştığı inşaatın 6. katından asansör boşluğuna düşerek yaşamını yitirdi. Fatih Curlu, 17 yaşında, Kayseri’de yem karma makinesi ile traktör arasında sıkışarak hayatını kaybetti. Türkiye’deki sermaye birikimi çocukların emekleri üzerinde yükseliyor. AKP-MHP iktidarının ekonomi politikaları ve emek sömürüsü vahşi kapitalist koşullardan farksızdır. Bizler, yaşamın özneleri olan çocukların haklarını savunmaya devam edeceğiz; özgür, adil ve güvenli bir dünyayı çocuklarla beraber inşa edeceğiz. Çocukların işçileştirilmediği bir yaşamı beraber kuracağız. Çocuk, yaşam, özgürlük.”