Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Bilsinler ki; Cizre de aynen Keşan gibi ya da Bergama gibi ya da Of gibi Türkiye’nin kuzeyindeki, güneyindeki, batısındaki ilçeler gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin aziz bir toprağıdır ve her ilimizde, her ilçemizde mutlak surette kamu düzeni sağlanacak, kardeşliğimiz pekiştirilecektir” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP’nin 5. Olağan Büyük Kongresi’nde konuştu.
Davutoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:
“20 Temmuz ile 23 Temmuz arasında ülkemizi kaosa sürüklemek için harekete geçenlere karşı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak, devraldığımız ağır sorumluluğun farkında olarak net ve açık bir talimat verdik ve şunu söyledik, ‘Türkiye’nin her köşesinde sadece ve sadece meşruiyet hakim olacak.
Türkiye’nin her köşesinde kim vatandaşlarımızın huzurunu, sükununu bozmak ister, Türkiye’yi kaosa sürüklemek isterse onlara karşı en şiddetli ceza verilecek’. Ve o günden bugüne bunların Kuzey Irak’taki karargahları da Türkiye içinde odaklandıkları her merkez de her şer odağı da Türkiye Cumhuriyeti’nin ve onun meşru emniyet ve güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla temizleniyor.
Cizre’de vatandaşlarımıza geçmişte terör baskısı uygulayanlar, şimdi orada stoklanan silahları, kazılan hendekleri görmüyorlar ve bizim hükümetimizin aldığı tedbirlere karşı söz beyan etmeye kalkıyorlar. Bilsinler ki; Cizre de aynen Keşan gibi ya da Bergama gibi ya da Of gibi Türkiye’nin kuzeyindeki, güneyindeki, batısındaki ilçeler gibi, Türkiye Cumhuriyeti’nin aziz bir toprağıdır ve her ilimizde, her ilçemizde mutlak surette kamu düzeni sağlanacak, kardeşliğimiz pekiştirilecektir.
Bu operasyonlarımız kesinlikle hiçbir şekilde 90’ların güvenlikçi anlayışı ile ilişkilendirilemez. O yıllar faili meçhuller vardı. O yıllarda kendi yaylasında, mezrasında yaylasına çıkamayanlar vardı. O yıllarda birçok baskı ile kendi anadilinde ağıt yakamayanlar vardı. Ama şimdi Türkiye’nin her yerinde Türk, Kürt, Sünni, Alevi 78 milyon bütün özgürlüklerle tanıştı. Bu özgürlüklerle birlikte vatandaşlarımızı bağrımıza bastık.
Türkiye’nin her köşesindeki vatandaşlarıma sesleniyorum, ‘Omuz omuza veriniz. Selamı, barışı, kardeşliği egemen kılalım’. Diyorlar ki ‘Kürtlerin devleti neresi?’ Net bir sesle söylüyorum, Türklerin de Kürtlerin de Sünnilerin de Alevilerin de devleti Türkiye Cumhuriyeti devletidir.
Kamu düzeni mutlak surette sağlanırken, sivil vatandaşlarımıza Doğu’da, Güneydoğu’da yaşayan kardeşlerimize en küçük bir şekilde, demokratik hukuk devleti kuralları içinde en küçük bir zarar verilmeyecektir, kardeşlerimiz korunacaktır.
Doğu ve Güneydoğu’daki vatandaşlarımıza sesleniyorum, sizler Hakkari’de hakkınız olduğu kadar Edirne’de de hakkınız var. Batı’daki kardeşlerime sesleniyorum, Kuzey’deki, Güney’deki kardeşlerime de, sizlerin Edirne’deki hakkınız kadar Hakkari’de de hakkınız var. Bu toprakların her bir santimetrekaresinde bütün vatandaşlarımızın hakkını, hukukunu koruyacağız.
Yepyeni bir geleceğin ışıklarını sunacağız. Bunları seçim kampanyamızda açıklayacağız müjdeleri beraber paylaşacağız. 7 Haziran seçimlerinde seçimlerin olduğu günün akşamı söylediğimi tekrar söylüyorum. Millet en büyük sorumluluğu yine AKP kadrolarına yüklemiştir.
Karşımıza yüzde 60 çıkardılar. Sayın Bahçeli dedi ki; Türkiye en kısa zamanda erken seçime gitmelidir dedi. CHP yüzde 60’lık bloklardan bahsetti. Yüzde 60’lık blok masalı tuttu mu 3 ay geçti. Rüyaları gerçekleşti mi gerçekleşmedi. Çünkü onlar küçük siyasi hesaplar içinde davrandılar.
Küçük ayak oyunlarıyla meclis başkanlığını almak isteyenler tam bir sükutu hayale uğradır. Sayın İsmet Yılmaz seçildi. Bana görev verildi, bütün partileri ziyaret ettim, gelin hükümet kurma çalışması yapalım dedim.
Ama derin görüş ayrılıkları vardı. En önemli ayrış ta bu hükümeti bir tamir hükümeti gibi görmeleri. 12 yıllık AKP hükümetleri tam bir ihya ve inşa hükümetleridir. Yok sayacak bir koalisyona giremezdik.
AKP tam bir başarısızlık gibi gösterip restorasyonu gösterirse biz de onlara yaptıklarımız anlatırız. O yüzden koalisyon kurma şansımız olmadı. Bahçeli ise oturur oturmaz hayır dedi, azınlık hükümetine hayır dedi.
Birinci kongremizi yaptığımızda ekonomik kriz vardı buna rağmen mücadele verdik. Sadece gelişmiş ülkelerde değil dinamik ülkelerde de sıkıntılar yaşanıyor. Türkiye G-20’ye hazırlanıyor. Her türlü tedbiri alacağız. Başlatılan büyük projeler hayata geçirilecek, hedefine mutlaka ulaştırılacak. Tünelleri hastaneler, havaalanları, büyük hamleler bundan sonra da sürecek.
Milli savunma hamlemiz sürecek. Güçlü bir ülke yolundaki kararlılıktan vazgeçmeyeceğiz. Yapısal mücadeleye devam edeceğiz.
Türkiye’nin orta gelir düzeyine düşmesine izin vermeyeceğiz. Son 14 yıl içerisinde alt yapısıyla güçlü Türkiye durumuna getirdik. Makro ekonomik dengeleri korurken, vatandaşlarımızın günlük hayatıyla ilgili bütün tedbirleri alacağız.”