Korkut AKIN yazdı: sahi, David Hockney’in 29 Temmuz’a kadar sürecek sergisinde bahar, her
gün yeniden doğacak, dünya her gün yeniden çiçeklenecek, umut hep
yeniden büyütülecek ve hiçbir zaman üzülmeyecek.
Sabancı Müzesinin hemen girişinde yer alan ekranda, David Hockney hem
resmini anlatıyor hem de sergiyle ilgili bilgiler veriyor. Bir cümlesi ilgimi çekti:
“Kamera asla resimle yarışamaz!”
Yıllarını kamera arkasında geçirmiş biri olarak, kameranın (ister tek kare
dediğimiz fotoğraf olsun isterse hareketli görüntü diye adlandırdığımız film
olsun) her şeyi objektiflikle aktardığını iddia eder, kabullenirdik; tabii ki,
bakan gözün etkisini göz ardı etmeden. Oradan değil de buradan ya da geniş
açıyla değil de yakın plan çekerseniz anlam(lılıklar) değişecektir. Hemen
baştan söyleyeyim; sergiden çıkarken ipad ile yapılan resimlerdeki “yapay
naiflik” ile betimlenen resimlerdeki coşku ve verdiği zevk inanılmaz, zaten
başlığa da yansıttım.
Teknolojinin getirdikleri…
Corona 19 ile başlayan eve kapanma sürecinde Normandiya’da kalan David
Hockney, baharın yeni bir başlangıç oluşunu da gözeterek, teknolojinin de
yardımıyla her gün yeni resimler çizmiş. Daha önce not defterine çizdiği
eskizleri artık ipad ile sonradan işlenebilecek ham resim olarak yapabilmiş.
Teknolojinin getirdiği kolaylık sadece bu da değil, birçok fırçadan, çeşitli
boyalardan, onu karacağınız paletten ve tabii, hepsini birden yanınızda
taşıyacağınız için omzunuza binen yükten kurtuluyorsunuz. Buna da bağlı
olarak, tüm duygunuzla, tüm içtenliğinizle (pandemi yasaklarının
genişlemesiyle, konuklar da gelmediği için) tüm zamanınızı resme
verebiliyorsunuz. David Hockney bu fırsatı kaçırmamış. Aylar boyunca aynı
ağacın günbegün değişimini, çiçeklenmesini, sararıp dökülen yapraklarını,
çıplak dallarını resmetmiş. Kendince renklendirmiş ve her bir resim yan yana
geldiğinde bambaşka anlam yüklenmiş. Anlaşılan “yapay naifliği” bilinçli
olarak kaldırmamış, özellikle vurgulamış resimlerinde (bu arada 116 resim
sergileniyor). O çocuksu çizgiler heyecan kazandırmış resmine… Baharın
gelişiyle rengârenk çiçek açan, Güneşin durumuna göre değişen yeşilin tonu
izleyeni alıp götürüyor, kendi içindeki o güzel duygu dünyasına…
Baharın güzelliği bitmeyecek…
…sahi, David Hockney’in 29 Temmuz’a kadar sürecek sergisinde bahar, her
gün yeniden doğacak, dünya her gün yeniden çiçeklenecek, umut hep
yeniden büyütülecek ve hiçbir zaman üzülmeyecek.
Sabancı Müzesi, ülkemizdeki ekonomik, siyasal, sosyal, eğitsel, pedagojik ve
daha birçok sorunun kültür-sanat ile çözümlenebileceği inancında… Yok, onlar
böyle söylemiyor, bu, benim yorumum. Hep söylediğimi burada yineleyeyim:
Sanat sosyoekonomik, sosyopolitik, sosyokültürel sorunları çözer. Toplumsal
gelişmenin ilk adımını kültür-sanat ile atabiliriz. Gözler (ve tabii, gönüller de)
kültür-sanat ile açılır.
David Hockney’in alabildiğine renkli, alabildiğine güçlü, insanı alabildiğine
içine çeken bu sergisini, ilk günlerde gezdikten sonra, temmuz sıcağında bir
kez daha gezip o duygu değişimini yaşamak isteyeceksiniz…
Baharın Gelişi, Normandiya, 2020
David Hockney
Sergi
Sakıp Sabancı Müzesi, 11 Mayıs – 29 Temmuz