Tarih: 11 Ağustos 2014
10 Ağustos 2014 Pazar günü gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 51 oy oranına sahip olan Selahattin Demirtaş Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. Cumhurbaşkanı seçildi.
Demirtaş yaptığı açıklamada artık Türkiye’de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını belirtti.
Evet bu ülkede gerçekten artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Mesela artık aile şirketi gibi çalışan iktidar partisi, canı sıkılınca çıkarmak istediği keyfi yasalarıyla bu topluma daha fazla zarar veremeyecek. Çünkü Çankaya’da Başbakan’ın her dediğini onaylayan bir Cumhurbaşkanı yok artık.
En azından şundan eminiz ki, başında olduğu kurumu babasının çiftliği sanan TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin artık o koltukta oturamayacak.
Daha sonra neler mi değişecek? Klavyedeki Q,W,X harflerine özgürlük getiriyoruz deyip, interneti yasaklayanlar gibi yapmayacak, interneti gerçekten özgürleştirecek. Sadece internet dediğime bakmayın bu ülkede özgürlüklerin garantisi olacak.
“Kadınlar namuslu, iffetli olsunlar, herkesin içinde kahkaha atmasınlar” diyen iktidar partisi yetkilileri gibi kadın cinayetlerine kayıtsız kalınmayacak artık. Kadınlar bu toplumda sürdürdükleri yaşam ve özgürlük mücadelesine en büyük desteği artık Çankaya’dan alacak.
Homofobi, transfobi yüzünden insanların cinsel yönelimlerinden dolayı ötekileştirilmesine, öldürülmesine en büyük itiraz yine Çankaya’dan yükselecek.
Alevilerin inanç özgürlüğü kapsamında yıllardır dile getirdikleri taleplerine sahip çıkan “Cemevleri de ibadethane statüsünde olmalıdır” diyen bir Cumhurbaşkanı var artık.
Emek-sermaye çelişkisi içerisinde asıl üreten güçlerin yani emekçilerin hak gasplarına, taşeronlaşmaya, sömürüye, kötü çalışma koşullarına, iş cinayetlerine karşı çıkardıkları her ses Çankaya’dan duyulacak. Sorunların çözümüne dair adımlar atılacak.
En önemlisi de bu ülkenin Cumhurbaşkanı artık toplumsal barışın garantisi olacak. Belki bu ülkenin Başbakan’ı ırkçı nefret söylemleriyle Alevileri, Kürtleri, Ermenileri Gürcüleri ötekileştirmek suretiyle kendini destekleyen kitlelere Türk-Sünni-Arap olmayan herkese karşı nefret aşılamaya devam edecek ama, artık bu ülkenin Cumhurbaşkanı tüm ötekileştirilenlerden yana olacak.
Belki Başbakan miting meydanlarında Berkin Elvan’ın annesini yuhalatmaya devam edecek ve bundan büyük haz duyacak ama artık bu ülkenin Cumhurbaşkanı Gülsüm Elvan’ı ayakta alkışlayacak.
Artık Cumhurbaşkanı gerçekten anaların ağlamasını istemediği için “Artık analar ağlamasın” diyecek.
Başbakan Roboski’yi görmeyin diyerek medyaya talimatlar vermeye devam edecek belki ama bu ülkenin Cumhurbaşkanı Roboski katliamının üstü örtülmesin, failleri yargılansın diye çalışacak.
Belki Başbakan Soma’daki maden katliamının söndürdüğü 301 ocağı umursamadan “olur böyle şeyler” demeye devam edecek ama topluca mezara gömülen 301 maden işçisinin geride bıraktığı ailelerin acılarına sahip çıkan bir Cumhurbaşkanı olacak.
Yukarıda, Pazar günü yapılacak seçimlerde Selahattin Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde 11 Ağustos günü nasıl bir yazı yazacağımı paylaştım.
Pazar günü yapılacak seçimlerde Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı olması halinde gerçekten hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir Türkiye’de neler değişebilir somut olarak ortaya koymaya çalıştım.
Yukarıdaki gibi oluşacak tüm koşullardan dolayı Selahattin Demirtaş, bu ülkede özgürlükler, demokrasi, insan hakları ve toplumsal barış temelinde umutları olan insanların, bu umutlarını gerçeğe dönüştürmeye ne kadar yakın olduğunu bütün bir memlekete ispatladı.
“Yeni Yaşam Çağrısı” seçim süreci boyunca karşılık buldu. Pazar akşamı ortaya çıkacak oy oranları ne olursa olsun. Türkiye’de yeni siyasetin zaferi şimdiden kutlu olsun.