İçişleri Bakanlığı ve Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından Galatasaray meydanında oturma eylemleri yasaklanan Cumartesi Anneleri İstanbul İHD Şubesi’nde bir araya geldi. Eylemlerinin 714’ncü haftasında 1994’te katledilen avukat Şevket Epözdemir ve Diyarbakır Baro başkanıyken katledilen avukat Tahir Elçi için adalet istediler.
İçişleri Bakanlığı ve Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından Galatasaray meydanında oturma eylemleri yasaklanan Cumartesi Anneleri 714'ncü haftada İstanbul İHD Şubesi'nde bir araya geldi. Bu haftaki açıklamaya CHP milletvekili Sezgin Tanırkulu ve HDP milletvekili Meral Danış Beştaş da katıldı.
Cumartesi Anneleri polis kalkanları altında açıklama yaptı. 714'ncü hafta açıklamasını da Cumartesi Anneleri, 1994'te katledilen avukat Şevket Epözdemir ve Diyarbakır Baro başkanıyken katledilen avukat Tahir Elçi'yi anarak adalet istedi.
Gözaltında kayıp yakını Maside Ocak, 714'ncü hafta basın açıklamasını okudu. Ocak, "15 haftadır Galatasaray'da basın açıklaması yapma hakkımız hukuksuz bir şekilde engelleniyor. Hiçbir devlet yasama ve yürütme organlarının hukuk denetimine almandan gerçek bir hukuk devleti olduğunu iddia edemez. Yurttaşlar olarak hak ve özgürlüklerimizden mahrum bırakılıyoruz. Avukatlarımız da ağır ihllalerle karşı karşıya kalıyor" dedi.
'Tehdit edildiler…'
“Onlar hukuk askıya aldığı dönemde hukukun peşine düştüler. Bu nedenle baskıya maruz kaldılar. İnsan hakları savunuculuğundan vazgeçmeleri için tehdit edildiler. Faaliyetlerini sürdürmeye devam ederken de katledildiler" diyen Ocak, bu haftaki açıklamayı katledilen tüm avukatlara adadıklarını söyledi. Ocak, Tahir Elçi ve Şevket Epözdemir ile ilgili şöyle konuştu: "25 kasım 1994 tarihinde bürosundan evinden giderken avukat Şevket Epözdemir kaçırıldı. Ailesi tüm yasal girişimlerde bulundu. Ancak suçun ortaya çıkartılması cinayetten 17 yıl sonra yapıldı. Etkin bir soruşturma yürütülmedi. Şevket Epözdemir'in katledilmesi çeyrek asırdır cezasız bırakıldı."
Cinayetin üzerinden 3 yıl geçti
Tahir Elçi cinayetinde etkin bir soruşturma yürütülmemesine tepki gösteren Ocak, “Tahir Elçi tehdit edildi ağır baskı gördü. Diyarbakır Baro başkanıyken hedef gösterildi. Tarihi yapıların korunması için yaptığı açıklamada başından tek kurşunla öldürüldü. Olay yeri incelemesi 111 gün sonra yapıldı. Cinayetin üzerinden 3 yıl geçti ama bir sanık bile dosyada bulunmuyor. Yargılama faaliyeti sadece mahkemelerin, savcıların, hakimlerin olmasından, fezlekelerin, iddianamelerin yazılmasından ibaret değil" dedi.
Ocak son olarak, "Talebimiz açık ve nettir. Avukatlarımız için adalet istiyoruz. Galatasaray meydanını istiyoruz" diye konuştu.
'Haksızlıkları haykırırken katledildi'
Açıklamanın ardından söz alan Şevket Epözdemir'in yeğeni Ferhat Epözdemir, "25 yıldır amcamızı faili meçhuller karanlığında mum ışığında arıyoruz" dedi. Galatasaray'ın kayıp yakınlarına yasaklanmasını kınayan Epözdemir, "Amcam 1943'te Siirt'te dünyaya geldi. 1976'dan beri mazlumların avukatlığını yapıyorsu. Halkın içinde olmayı tercih etti ve memleketi Tatvan'a döndü. Birçok kurumda ve siyasi partide görev aldı. Faili meçhul cinayetlerin, işkencelerin, hukuksuzlukların karşısında durmuştur. Amcam işkence izleri ve kafasına sıkılmış kurşunla bulundu. Kullandığı gözlük de evinin yakınında bulundu. İnsan haklarına ve demokrasiye bağlıydı, doğaya ve çocuklara çok yakındı. Sevgiyle, hoşgörüyle, iletişimle her şeyin düzeleceğine inanırdı. Amcam da mum gibi kendini yak etrafını aydınlat anlayışı hakimdi. Barış, demokrasi, özgürlük isterken; zalimlerin yüzlerine karşı haksızlıkların haykırırken katledildi. Yolu bizim yolumuzdur" diye konuştu.
'Ne Ferhat'ın ne Şevket'in peşini bırakmadım'
Eylemde söz alan gözaltında kaybedilen gazeteci Ferhat Tepe'nin Babası İshak Tepe işe şunları söyledi: "Şevket bizim avukatımızdı, hem yoldaşımızdı hem insan hakları savunucusuydu. O dönem DEP Tatvan ilçe başkanıydı Şevket. Dönemin bölge tugay komutanı o dönem herkesi tehdit ediyordu. Bir gün tüm siyasi partilerin il ve ilçe başkanlarını bir toplantıya çağırdı. Komutan baştan sona hepimizi tehdit etti ve biz de tartıştık. Biz oradan ayrıldıktan 15 gün sonra Ferhat kaybedildi, 3 ay sonra da Şevket. Biz o adamın ismini verdik her yere gönderdik. Ama o adamın ifadesi hiç alınmadı, onun talimatı olduğu halde AİHM bile ifadesini alamadı. Ne Ferhat'ın ne de Şevket'in peşini bırakmadım, bırakmayacağım."
'Adalet istiyoruz'
Polisin eylem alanına yığınak yapmasına tepki gösteren oğlunu gözaltında kaybeden Hanife Yıldız şunları söyledi: "Buradan valiye, kaymakama, emniyet müdürüne sesleniyorum. Burası İHD, burada insanlar gözaltına alınıp kaydedilmiyor, işkence yapılmıyor. O yüzden buraya polisi yığanlar, kadınlar katledilirken polisler nerede? Benim analık hakkım elimden alındı, polisin burada ne işi var? Hem adalet istiyoruz hem de hakkımızı arıyoruz. Size de adalet lazım olacak."
(Evrensel)