1 Nisan Covid-19 Sebebiyle Hayatını Kaybeden Hekim ve Sağlık Çalışanlarını Anma Günü dolayısıyla İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) ana girişi önünde yaşamını yitiren sağlık emekçilerini anıldı.
İstanbul Tabip Odası, 1 Nisan Covid-19 Sebebiyle Hayatını Kaybeden Hekim ve Sağlık Çalışanlarını Anma Günü dolayısıyla İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) ana girişi önünde yaşamını yitiren sağlık emekçilerini andı.
Anmada, “Covid-19 sebebiyle kaybettiğimiz hekim ve sağlık çalışanlarını sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz” pankartı ve yaşamının yitiren hekim ve sağlık çalışanlarının fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşındı.
Anmada konuşan TTB Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, bu sabah itibariyle yaşamını yitiren hekim sayısının 295 olduğunu söyledi. Fincancı, pandemiyle mücadelede gerekli adımlar atılmaması nedeniyle sağlık emekçilerinin yaşamını yitirdiğini söyledi.
Fincancı: Pandemide kontrolsüz bir normalleşmeyle karşı karşıya kaldık
Vaka sayısının 40 bine ulaştığına dikkat çeken Fincancı, “Epidebiyologların söylediği göre birinci dalganın ikinci pikine ulaşmış durumdayız. Evet, daha birinci dalgadayız; çünkü biz hiç sıfırlayamadık bu vakaları. Neden sıfırlayamadık; çünkü çok kontrolsüz bir normalleşme ile karşı karşıya kaldık” dedi.
Salgınla mücadelenin yollarının belli olduğunu ifade eden Fincancı, “Sağlık çalışanlarını koruyamadığımızda, salgınla mücadelede ilerleme olamayacağını bir kez daha hatırlatmak istiyoruz” diye konuştu.
1 Nisan bildirisi okundu
1 Nisan Covid-19 Sebebiyle Hayatını Kaybeden Hekim ve Sağlık Çalışanlarını Anma Günü bildirisini İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu okudu.
Covid-19 nedeniyle yaşamını yitiren Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nun şahsında 1 Nisan’ı meslektaşları ve ekip arkadaşlarına saygı gösterme ve anılarına sahip çıkma günü ilan ettiklerini söyleyen Ömeroğlu, “Bugün, bütün salgınlar da olduğu gibi Covid-19 pandemisinde de ekonomik, siyasal, sosyal, kültürel bütün tedbirlerin bilimin ve aklın ışığında alınması, kuralların büyük bir ciddiyetle ve tavizsiz biçimde uygulanması gerektiğini hatırlatma günü. 1 Nisan artık bizim için; toplum sağlığının, insan yaşamının keyfiliğe, kuralsızlığa, tedbirsizliğe, liyakatsiz yetki kullanımına terk edilemeyeceğini; insan yaşamının şakaya, ironiye izin vermeyeceğini görme ve gösterme, anlama ve anlatma günü” diye konuştu.
Ülkeyi yönetenlerin, toplumsal yaşamın ihtiyaçları ve bilimsel aklın gereklerine uymadığını söyleyen Ömeroğlu, ülkede yasakların, kuralların, yaptırımların ve cezaların kişiye, gruba, partiye, zümreye göre değişen şekilde uygulandığı bir salgın yönetimi altında hekimlik yapmaya devam ettiklerini vurguladı.
“Aşının tedarikindeki gecikmeyi kaygıyla izliyoruz”
Azalmak bir yana her geçen gün ürkütücü rakamlara ulaşan Covid-19 hastalarının yanı sıra yüzbinlerce Covid-19 dışı hastanın ertelenmiş derdine şifa olmaya çalıştıklarını kaydeden Ömeroğlu, “Sadece ülkemizde değil bütün dünyada bilim insanlarının hemfikir olduğu; pandemide elimizdeki en etkili araç olan aşı gerçeğinin ülkemizdeki yansımalarını, aşının tedariğin de ve uygulanmasında yaşanan gecikmeleri kaygıyla izlemeye devam ediyoruz. Pandeminin 14’üncü ayında bile korumada en etkili araç olan aşının geleceğimizi de kuşatacak biçimde temin edilip edilemeyeceğine dair kuşkular devam ediyor. Vaka sayısında, vefat sayısında olduğu gibi aşının sayısı ve geliş zamanlaması konusunda da şeffaf olunmayan bir anlayışın güven telkin etmeyen beyanlarını, sürekli hayatın tekzip ettiği vaatleri dinlemek istemiyoruz” dedi.
394 sağlık çalışanı hayatını kaybetti
Ömeroğlu, “Biz hekimler ve sağlık çalışanları olarak hocamız Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nu yitirdiğimiz 1 Nisan 2020 gününden bugüne 47’si İstanbul’dan olmak üzere 152 hekimi ve 242 sağlık çalışanını, toplamda 394 ekip arkadaşımızı yitirdik. Yaşadığımız kayıplara, yüreklerimizi dağlayan acıya rağmen her durumda görevimizin başındayız. Tek bir hastamızın mağduriyet yaşamaması için yeminimizin gereğini yerine getirmeye hazırız. Yeter ki, başka hekimler, başka sağlık çalışanları ölmesin… Yeter ki tek bir yurttaşımızın daha evine ölüm acısı düşmesin…” diye konuştu
Ömeroğlu, bunun da ön koşulunun ülkeyi, sağlık sistemini ve Covid-19 salgınını denetleyen ve yöneten “Bilim Kurulu”, Sağlık Bakanlığı ve hükümetin bütün birimlerinin; Siyasal ve etik sorumluluktan kaçmadan, bilimsel akıldan uzaklaşmadan ve vicdanını yitirmeden salgınla mücadele etmesi olduğunu vurguladı.
(ETHA)