CHP yönetimindeki Sarıyer Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün taşeron işçilerine dayattığı köleci çalışma koşullarının kaldırılması talebiyle 15 gündür belediye önünde üç işçi arkadaşıyla birlikte direnen Güven Darcanlı, eylemi sonlandırması için Belediye Başkanı Yardımcıları Mustafa Tok ve Yüksel Tutak tarafından kendisine rüşvet teklif edildiğini söyledi.
Güven Darcanlı, 2011 yılında Sarıyer Belediyesi’ne bağlı Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nde bahçıvan olarak çalışmaya başladı. Çatak isimli taşeron firma bünyesinde 71 işçiyle birlikte çalışan Darcanlı’ya ne yol, ne yemek, ne de fazla mesai parası verilmiyordu. Ailesini doyurabilmek için ilk etapta bu sömürüye sessiz kalan iki çocuk babası Darcanlı için, işçilerin başka işlerde çalıştırılması bardağı taşıran son nokta oldu.
BAHÇIVAN OLMAMIZA RAĞMEN BİZİ İNŞAATÇI OLARAK KULLANDILAR
20 Kasım 2013 tarihinde işçilerin tabi tutulduğu uygulamaları İş Kurumu Genel Müdürlüğü’ne şikayet eden Darcanlı, yaşanan sömürü çarkını şöyle anlattı: “Bahçıvan olarak girdiğimiz belediyede resmen köle niyetine kullanıldık. Şefimiz Onur Aldırmaz tarafından alanımız olmayan inşaat işinde bile çalıştırıldık. Mesai saatlerimizde tüm işçileri toplayan Onur ve Hamza isimli şefler bizi camilere götürüp, demir, taş taşıma gibi ağır işlerde çalıştırıyordu. Bu yetmiyormuş gibi ne yemek, ne yol, ne fazla mesai paralarımızı alabiliyorduk. Başta sesimi çıkartmadım, ancak şefimiz Onur Aldırmaz’ın hepimizi toplayıp İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’ne (İBB) ait ana arterlerde çapacı olarak çalıştırması bardağı taşıran son damla oldu. Aldırmaz üzerinde Sarıyer Belediyesi yazan tişörtleri çıkartarak, beyaz tişörtler giydirdi. Daha sonra hepimizi alıp İBB’nin çalışma alanına sokarak, ‘Size nerenin işçisi olduğunuz sorulursa İBB deyin’ diyerek uyardı. Bunu duyar duymaz karşı çıktım. İBB’nin değil Sarıyer Belediyesi’nin işçileri olduğumuzu hatırlatarak, çapa işini yapmayacağımı belirttim ve çekip gittim. Sonra da bu durumu hemen İş Kurumu Genel Müdürlüğü’ne şikayet dilekçesi yazarak bildirdim. O gün benden sonra tepki gösteren işçilerin işten atılma tehdidiyle çalıştırıldıklarını da öğrendim”.
TAŞERON FİRMANIN İSMİ DEĞİŞSE DE PATRON SABİT
Güven Darcanlı, 8 Ocak 2013 tarihinde Çatak isimli taşeron firmanın değiştiğini, bu kez Kiriş isimli taşeron firmaya bağlı çalışmaya başladıklarını aktardı. Darcanlı, çalıştıkları taşeron firmalar 2011-2012 yılları arasında Ladin, 2013 yılında Çatak ve 2014 yılında Kiriş olarak isim değiştirse de firma sahibinin Ali Yavuz olarak kaldığına dikkat çekti. Kiriş taşeron firmasıyla 9 Eylül 2014 tarihine kadar sözleşme imzaladıklarını belirten Darcanlı, haklarından yoksun bir şekilde işe devam ettiklerini söyledi. İş-Kur’a başvurduğunu öğrenen taşeron firma muhasebe müdürünün kendisini 15 Nisan 2014 tarihinde aradığını söyleyen Darcanlı, şikayetini geri çektiği takdirde haklarının geri verileceğinin vaat edildiğini anlattı.
Darcanlı, “Onurumla çalıştığımı hatırlatarak bunu kabul etmeyeceğimi açık bir şekilde ifade ettim. Ancak bir ay sonra, 19 Mayıs günü işbaşı yapmaya gittiğimde diğer şefimiz Hamza tarafından bana tebligat dahil verilmeden 12 Mayıs günü işten çıkartıldığımı öğrendim” diye konuştu.
DİRENİŞİ SONLANDIR RÜŞVETİ
Bu durumu öğrenir öğrenmez Sarıyer Belediyesi önüne direniş çadırı kuran Darcanlı, kendisine rüşvet teklif edildiğini söyledi: “Direnişteyken Belediye Başkanı Şükrü Genç’in yardımcıları Mustafa Tok ile Yüksel Tutak tarafından çağrıldım. Tok bana direniş çadırını kaldırdığım takdirde bana peşin 2 bin TL, üniversiteye hazırlanan kızıma 500 TL’lik burs ve maaşımı 1.300 TL’ye yükselteceğini söyleyerek rüşvet teklif etti. Ben ise satılık olmadığımı, sadece sosyal haklarımı istediğimi söyleyerek reddettim. Daha sonra Mustafa Tok tarafından ikinci kez çağrılarak, bana Belediye Başkanı Şükrü Genç ve taşeron şirketin sahibi Ali Yavuz ile birlikte avukatların huzurunda durumu masaya yatıracakları sözünü vererek işbaşı yapmamı talep etti. Kabul ettim. Ancak Tok verdiği sözü tutmadığı gibi, 11 Haziran’da maaşımı çekmek üzere bankamatike gittiğimde hesabıma sadece 435 TL’nin yatırıldığını fark ettim. Hemen gidip Mustafa Tok ve Kiriş şirketi yetkilisi Atilla Önder’e neden maaşımın eksik yattığını sordum. Bana İş-Kur’daki şikayetimi geri çekmediğim için sigorta girişimin yapılmadığını, şikayetimi geri çektiğim takdirde sigortamı tekrar yatıracaklarını belirttiler. Böylece 1 ay boyunca kaçak çalıştırıldığımı öğrenmiş bulundum. Tok ayrıca bana açıkça Kiriş taşeron şirketi sahibi Ali Yavuz’un, İş-Kur’da kazandığım tazminatın diğer işçilere emsal teşkil etmemesi için resmi yoldan değil de elden vereceğini de itiraf etti.”
AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE
O gün bugündür kendisine destek verdiği için işten çıkartılan üç işçiyle birlikte belediye önüne tekrar yerleştirdiği çadırda eylemini sürdüren Darcanlı, haklarını alana kadar mücadeleyi sürdüreceğini vurguladı. Rüşvet ve taşeron çalıştırmada CHP’nin AKP ile yarıştığına dikkat çeken Darcanlı, “CHP’nin Soma işçilerinin yanında gözüktüğüne bakmayın. Yönetim onda olunca AKP’den farksız olduğunu bize kanıtladı” dedi.
TAZMİNATSIZ İŞTEN ÇIKARTILMA BELGESİNİ İMZALATMAYA ÇALIŞTILAR
İsmini vermek istemeyen bir diğer Park-Bahçeler işçisi, 20 Haziran Cuma günü sağlık kontrolü adı altında çağrıldıkları Park-Bahçeler Müdürlüğü’nde kendilerine zorla işten tazminatsız çıkma evrakı imzalatılmak istendiğine dikkat çekti.
İşçi, “Bağlı olduğumuz Kiriş taşeron şirketinin muhasebecisi Miray Hanım, elimize tazminatsız işten çıkartmaya yönelik bir kağıt verip imzalamamızı istedi. Biz firmanın bizimle zaten sözleşme imzaladığını hatırlatarak, verilen kağıdı imzalamayacağımızı belirttik. Bunun üzerine Miray Hanım imzalamadığımız takdirde hepimizi işten çıkartmakla tehdit etti. Ama bu şantaja boyun eğmedik” dedi.
Zeynep Kuray/ANF