NEŞE YAVUZ
“Yoksulların savaşına terör, zenginlerin terörüne savaş denir”
Geçtiğimiz gün Fransa’nın önde gelen mizah dergilerinden biri olan Charlie Hebdo’ya İslamcılar tarafından bir saldırı düzenlendi. Paris katliamı diyebileceğimiz bu olay vahşi, cani ve kalem kullanarak tepki göstermeyi bilmeyen insanların düzenlediği fikir özgürlüğüne saldırıdır.
Charlie Hebdo’ya yapılan saldırıların doğal sonucu olarak Radikal İslam’a tepki büyüdü, Avrupa’nın ve Türkiye’nin birçok yerinde eylem gösterileri düzenlendi. Bu saldırı sonucunda insanların sokaklara dökülmesi, bu saldırıyı kınaması (dünyada yıllardır yaşanan tek şey bu olarak düşünülürse) güzel bir tutum. Çünkü bir düşünceye, yazıya silahla karşılık vermek korkaklık, caniliktir ve buna elbette tepki gösterilmelidir.
Fakat unutulan bir şey var ki o da Radikal İslamcıların yıllardır dünyanın dört bir yanında katliamlar gerçekleştirdiğidir. Mesela Charlie Hebdo için ayağa kalktığımız sırada Nijerya’da Boko Haram adlı Radikal İslamcı grup 2 bin kişinin canını aldı. Fakat bu olay ses getirmedi, kimse buna tepki göstermedi, hatta birçoğumuz bu katliamdan bihaber durumdayız. Bu durum da tamamen ülkelerin gelişmişlik düzeyiyle, emperyalist bir güç olup olmaması ile alakalı. Dünyada, özellikle Ortadoğu’da her gün bu şekilde katliamlar yaşanıyor, her gün bombalar patlıyor, binlerce insan hayatını kaybediyor ama bırakın hükümetlerin kınama mesajı dahi yollamamalarını, kendileri bu saldırılarda başrol oynuyorlar. Ve kimse sokağa dökülmüyor. Paris olayına tepki gösterip, Radikal İslamcıların ve Batılı güçlerin katliamlarına tepki göstermemek ikiyüzlülüktür.
Ve ayrıca, bu iş sadece dinle alakalı değil, Müslüman Müslüman’ı katlediyor bana ne diye bir yorum okudum geçtiğimiz gün, hatırlatmak isterim IŞİD terörü Ortadoğu’da sadece Müslümanları katletmiyor.
Konuyla alakalı ikinci bir eleştiriyi ise Fransa ve buna benzer emperyalist güçlerin senelerdir Ortadoğu’yu karıştırmak amacı ile tetikçilik yapması, silah üretip satması konusuna yapacağım. Batılı güçlerin Ortadoğu’da egemen güç olma çabası, IŞİD gibi terör örgütlerinin el altından güçlendirmesi, ‘biz Ortadoğu’ya barış getireceğiz’ diyerek ülkelerin iç karışıklıklarına müdahil olması kabul edilebilecek bir şey değildir ve bu durum çok bahsettikleri insani değerlere yakışmaz.
Batılı güçler Ortadoğu’ya girdiği zaman Avrupa’da kimse sokağa dökülmüyor, kimse yazılar yazmıyor, karikatür yapmıyor, ilanlar vermiyor, afişler dağıtmıyor. Terör terördür, ister devlet eli ile yapılsın isterse de radikal gruplar tarafından. Bize düşen görev ise ülkelerin gücüne, zenginliğine bakmadan her tip teröre karşı çıkmaktır.
Ama maalesef kamuoyunda öyle bir algı yaratılıyor ki, batılı güçlerin yaptığı bu tip şeyler ‘legal terör’ haline geliyor. Ne demiş Peter Ustinov “Yoksulların savaşına terör, zenginlerin terörüne savaş denir”
Charlie Hebdo katliamı belki Avrupalı halkların empati gücünü kuvvetlendirir, kendi hükümetlerinin başka ülkelerde yaptığı katliama ses çıkarmalarını sağlar. Çünkü Ortadoğu’da halklar, Radikal İslamcılar ve batılı güçler tarafından, her doğan güne bombalarla günaydın demeye alıştılar. Eğer gerçekten insani değerleri düşünüyor ve bunun için mücadele etmek istiyorsak din, dil, ırk, cinsel yönelim, mezhep, cinsiyet gibi olgularla ayrım yapmamamız gerekiyor. Ve bu konuda samimi olduğumuzu da Charlie Hebdo katliamına ses çıkardığımız kadar Ortadoğu halklarının katliamlarına da ses çıkararak kanıtlayabiliriz.