TÜLAY HATİMOĞULLARI – Diğer Yazıları …
Türkiye’nin üç cumhurbaşkanı adayından elbette Selahattin Demirtaş’ı destekliyorum. Demirtaş bugüne kadar çözülemeyen Kürt sorununun çözüm yolu olarak “cenk” yerine “dans” etmeyi teklif ediyor. Takdir edersiniz ki savaşa sürüklenen, Afganistanlaştırılmak istenen bir Türkiye için yapılabilecek en iyi teklif Türk-Kürt-Arap-Ermeni-Laz-Çerkez halkların kardeşliğidir. Bu teklife Türkiye’nin bütün halkları kulak kabartmalıdır.
Demirtaş’ın teklifi “cenk değil, dans edelim”ken diktatöryal davranışlarını kurumsallaştırmak, kalıcılaştırmak için cumhurbaşkanlığına aday olan Erdoğan Türkiye’de ve Ortadoğu’da “cenk” istiyor. Emekçilerin hak gaspı, mezhepçi yaklaşımlarla başta Aleviler olmak üzere diğer inançları yok sayma, kadınları eve kapatma projeleri, gençleri Gezi’de olduğu gibi öldürerek, yaralayarak, tutuklayarak susturma, çocukları terörist ilan etme, ülkeyi tek tipleştirme (muhafazakâr ve kapitalist), savaşa sürükleme, yüz bini aşkın insanın öldüğü Suriye savaşına aktif destek verme, IŞİD gibi cani bir örgütü maddi-manevi destekleme gibi kötü bir seceresi olan Erdoğan savaşçı tutumunda ısrar ediyor. Oysa Türkiye halkları barış, huzur ve istikrar istiyor.
3. cumhurbaşkanı adayımız Ekmeleddin İhsanoğlu’nun teklifi ise hala anlaşılabilmiş değil. Piyangodan çıkan İhsanoğlu muhafazakâr, “gözlerimi kaparım vazifemi yaparım” edasıyla bir memur havasına sahip. O nedenle şimdilik fazla görüş bildirmeyerek, Kemalist kesime mesaj vermek için başı açık eşini basın karşısına çıkarıp duruyor (bu yaklaşımın kadın bakış açısıyla ayrıca eleştirilmesi gerekir). Ama Türkiye halklarına bir mesajı yok.
Gülen Cemaati yerel seçimlerde CHP-MHP karışımına aktif destek verdi. Ama sonuç kendileri açısından iç açıcı olmadı. Yeni hamlesini ise Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yapmak istiyor. Başarıp başaramayacağını hep birlikte göreceğiz.
Gelelim çatı aday meselesine. Samandağ Evvel Temmuz Festivali’nin konuğu olan eski Bakan ve hala CHP Parti Meclis üyesi olan Fikri Sağlar’a panel sırasında Ekmeleddin İhsanoğlu soruldu. “Ben CHP’nin PM üyesiyim ama İhsanoğlu’nun adaylığını, ilanından sonra duydum” şeklindeki cevabı İhsanoğlu’nun aslında CHP adayı olmadığı ve Cemaat dayatması olduğu şeklindeki yaklaşımları fazlasıyla doğrulamaktadır.
HDP heyeti Kılıçdaroğlu’yla yaptığı görüşmede demokrasi ve özgürlükleri savunan bir aday çıkarmalarının ikinci tur açısından faydalı olacağını ifade etti. HDP, bu yaklaşımını somutlamak açısından da CHP’nin İzmir Milletvekili Rıza Türmen’e adaylık teklif etti. Türmen partisinde siyaset yapmaya devam etmek istediğini ifade ederek nazikçe bu teklifi reddetti. Siyasette öz güvensiz davranmaya devam eden, Cemaat’ten medet uman, sosyal demokrat bir parti olmaktan (bile) ısrarla imtina eden CHP, ülkeye bu tarzıyla katkı sağlayamayacağını bir kez daha göstermiş oldu.
İhsanoğlu muhafazakâr kesimin oylarını alabileceğine dair bir yaklaşımla aday gösterildi. Muhafazakârın orijinali, yani Erdoğan varken muhafazakârların az veya tamamen örgütsüz kesimi İhsanoğlu’na neden oy versin? İhsanoğlu ancak Cemaat’in örgütlü oylarını, Demirtaş’a Kürt olduğu için oy vermeyecek tutucu CHP’lilerin, MHP ve BBP’lilerin oyunu alabilecek. Anlayacağınız, çatı baştan çatırdamış zaten.
Türkiye halklarının vicdanına hitap eden Demirtaş neden Cumhurbaşkanı olmasın? Demirtaş, klasik bir Kürt siyasetçi değil. Birikimi, yaklaşımları, verdiği mücadelenin kapsayıcılığı ve katı devletçi mizaç yerine günümüzün değişen siyasi tarzına uygun sevecenliği ile oldukça iyi bir aday. Demirtaş; kadınların, gençlerin, LGBTİ bireylerin, doğa savunucularının, Türkiye’de yaşayan tüm etnik, dinsel ve mezhepsel grupların sesi olabileceğini defalarca göstermiştir. Demirtaş’ın Reyhanlı ve Lazkiye ile ilgili kimi açıklamaları dikkat çekmiş ve eleştirilmişti. Bu eleştirileri birlikte çalıştığımız çatı parti olan HDP’de kendisine ilettik. Ve düzeltmeler talep ettik. Basından takip ettiğiniz üzere Demirtaş bu eleştirileri önemseyerek gerekli açıklamaları yapmıştı. Demirtaş’ın eleştiriye ve öğrenmeye açık bu tutumunun yanında Erdoğan’a baktığımızda ne görüyoruz? Gezi’de yitirdiğimiz gençleri terörist, polisleri kahraman ilan eden, şehitlerimizin annelerini yuhalatan bir aday! İhsanoğlu derseniz halen Madımak katliamının “tahrik” sebebiyle olduğuna inanan, Sivas için yaptığı açıklamaları düzeltme gereği bile duymayan -çünkü gerçek fikri bu- bir aday!
Suriye ve Irak’ta cereyan eden savaşta Kürtlerin rolü gittikçe önem kazanıyor. ABD ve batılı emperyal güçler Ortadoğu halkı ve yönetimleriyle oyun oynuyor. Devlet yöneticileri koltuklarından olmamak için insan öldüren bu oyundaki rollerini vicdansızca sürdürüyor. Suriye’de Beşşar yanlısı Sünniler; Ermeniler; Aleviler; El Kaide’ye karşı savaşan Kürtler; Irak’ta Şiiler katlediliyor. Irak’ta çeşitli ülkelerin desteğini alarak güçlenen IŞİD, şimdi Rojava’da Kobani’yi ele geçirmek istiyor. Bunu başarırsa Türkiye-Suriye sınırının büyük bir bölümünü eline geçirecek. Şu an IŞİD’e karşı Kobani’de Kürtler direniyor.
Hayatın gerçekleri halkların çıkarlarını buluşturuyor. Halkların bu çıkarların farkına varmaması için çeşitli provokasyonlar, iç oyunlar düzenleniyor; egemenler ellerindeki güçlü ve taraflı medya aracılığıyla yalan-yanlış bilgiler empoze etmeye çalışıyor. Bu yaşananların farkına varmak zorundayız. Ayağımıza gelen barışçıl ve değişimci fırsatları değerlendirmek zorundayız. Ortadoğu barışı için cumhurbaşkanınızı seçelim. Demirtaş’ın samimi teklifini hep birlikte değerlendirelim:“Cenk etmeyelim, dans edelim”.