Boğaziçi Üniversitesi’ndeki görevine son verilen akademisyen Can Candan’ın öğrencileri ve meslektaşları, change.org’ta “Can Candan İşine İade Edilsin” kampanyası başlattı.
Boğaziçi Üniversitesinin yeni “kayyum rektörü” Prof. Dr. Naci İnci, bu görevi vekaleten sürdürdüğü dönemde Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Can Candan’ın görevine son vermişti. Üniversite bileşenleri, Can Candan’ın görevine son verilmesini tepkiyle karşılamıştı. Temmuz ortasında alınan karardan bu yana Can Candan’ın göreve iadesi üniversitedeki direnişin de talepleri arasında yer aldı.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenler change.org‘ta “Can Candan İşine İade Edilsin” kampanyası başlattı. Kampanya metninde Candan’ın başından itibaren direnişin ve akademisyen nöbetlerinin görsel-işitsel kaydını ve arşivini yaptığı hatırlatıldı ve “bu sürece dair kayyımlığın, kamuoyunun görmesini istemediği pek çok anı bizlerle paylaşan hocamız, çok değerli akademisyen ve belgesel sinemacı Can Candan zamanında öğrencisi olmuş bizlerin gurur kaynağıdır. Kendisini tanıyan, açtığı dersleri alan ve ondan hayata ve bilime dair çok fazla şey öğrenmiş ve öğrenmeye devam eden (hayat boyu) öğrencileri ve meslektaşları olarak, her zaman olduğu gibi yanında olmaktan onur duyuyoruz” denildi.
Devamında İngilizcesine de yer verilen kampanya açıklaması şu şekilde:
“2 Ocak 2021’de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile, Boğaziçi Üniversitesi’nin akademisyenlerine danışılmadan atanan kayyım rektör Melih Bulu ve yönetiminin, demokratik ve özerk yönetime ve akademik özgürlüğe sekte vuran eylemlerine karşı tüm bileşenler sekiz aydır dirayetli şekilde direniyor. Bu uzun soluklu hak mücadelesinin karşısında durulamadığındandır ki kararname ile bir gecede getirilen kayyım rektör, 15 Temmuz 2021’de, yine bir gece kararnamesi ile görevinden alındı. Bu, direnişin gücüdür!
Bununla birlikte, gönderilen kayyım rektörün yerine ‘vekaleten’ atanan Naci İnci, göreve ‘atanmasının’ hemen ertesi günü sekiz yıldır Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümünde yarı zamanlı öğretim görevliliği yapan Feyzi Erçin hocanın, önce yaz okulunda sonra da Boğaziçi’nde ders vermesini engelledi. Hemen ardından da 14 senedir aynı bölümde tam zamanlı öğretim görevlisi olan hocamız Can Candan’ın ‘işine son verildiğini’ akademik gerekçelerden uzak, iftiralara dayanan ve Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenlerinin de altını çizdiği üzere ‘hukuki açıdan sorunlu’ bir yazı ile kendisine iletti.
Başından itibaren direnişin ve akademisyen nöbetlerinin görsel-işitsel kaydını ve arşivini yapan, ve bu sürece dair kayyımlığın, kamuoyunun görmesini istemediği pek çok anı bizlerle paylaşan hocamız, çok değerli akademisyen ve belgesel sinemacı Can Candan zamanında öğrencisi olmuş bizlerin gurur kaynağıdır. Kendisini tanıyan, açtığı dersleri alan ve ondan hayata ve bilime dair çok fazla şey öğrenmiş ve öğrenmeye devam eden (hayat boyu) öğrencileri ve meslektaşları olarak, her zaman olduğu gibi yanında olmaktan onur duyuyoruz. Kayyım rektör vekili tarafından kendisine iletilen sözde kararda zikredilen ‘kişileri aşağılama ve küçük düşürme amacı güden ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde paylaşımlarla amirlerine ve Üniversitemiz yöneticilerine hakarette bulunma’ iddiası, onu tanıyanlar için aleni bir iftiradan öteye geçemez. Kayyım yandaşlarının gözünde karalamak için Can Candan hocamızın hedef gösterilmesini kabul etmemiz mümkün değildir. Kendisinin de belirttiği gibi, kayyım vekili imzasıyla iletilen kararı kabul etmiyoruz; tüm üniversite bileşenlerinin direnişine desteğimizi sürdürüyoruz.
Boğaziçi direnişi ile bir kez daha gördük ki, kayyımlar ve kayyımlıklar geçicidir; kalıcı olan ise demokratik seçimlerin yapıldığı, liyakate ve akademik özgürlüğe dayalı yönetim anlayışıdır. Mevcut kayyımlıklara tepeden atananlar (Can Hocamızın da belirttiği üzere), kendisinin ‘işine son vermek’ şöyle dursun; çok sevilen derslerini açmaya ve bizim gibi pek çok kişiyi yetiştirmeye devam edeceğini bilmeliler. Kendisi nezaketiyle, insanlığıyla, hakkaniyetiyle, bilgeliğiyle ve her daim umut ve güç veren varlığıyla, bu ülkenin düzlüğe çıkması için hiç yılmadan üreten, çalışan ve emek veren çok değerli bilim insanlarından ve sanatçılardan biridir. Onun yetiştirdiği ve bu ülkenin karanlıktan kurtulması için onun gibi hak mücadelesi veren bizler de, meslektaşları ve her daim öğrencileri olmakla övünüyoruz. Bir an evvel bu haksızlığa son verilmesini ve hocamızın işine iadesini talep ediyoruz.”
(Etha)