Bursa’nın Osmangazi ilçesinde bulunan Dikkaldırım mahallesinde eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı hedef gösteren bir pankart asıldı. Dikkaldırım Ülkü Ocakları imzalı pankartta ‘Selahattin Demirtaş teröristtir’ ifadesi yer aldı. Geçtiğimiz hafta da Bursa’nın İnegöl ilçesinde bulunan Atatürk Caddesi’ne de Ülkü Ocakları İnegöl İlçe Başkanlığı tarafından aynı pankart asılmış, polis pankarta müdahale etmemişti.
‘Bu pankartın asılması suç’
Artı Gerçek’e konuşan DEM Parti Bursa İl Eş Başkanı Mehmet Deniz Büyük, Demirtaş’ın Ülkü Ocakları tarafından Bursa’da ikinci kez hedef göstermesine tepki gösterdi:
“Bu günlerde Ülkü Ocakları ve sağ görüşlü kesimler üzerinde Sinan Ateş dosyasıyla ilgili yoğun bir baskı hissediliyor. Orada ciddi toplumsal eleştiriler söz konusu. Gündemi çarpıtmaya yönelik bir hamle olarak değerlendiriyoruz. Selahattin Bey’in yargılanması henüz devam ediyor. Hakkındaki mahkeme kararı henüz kesinleşmedi. Davası istinaf aşamasında olup henüz masumiyet karinesi gereğince mahkum olmamış biri. Dolayısıyla birine basın-yayın yoluyla, açık ve aleni bir şekilde ‘terörist’ demek kanuni açıdan hakaret ve suçtur. Bu pankartın kendisi başlı başına bir suç teşkil etmektedir. Selahattin Bey’in itibarını karalamaya yönelik bir hamledir”
‘Ülkü Ocakları kendi üzerindeki baskıyı azaltmaya çalışıyor’
Ülkü Ocakları’nın Selahattin Demirtaş’ı olumsuz anlamda kamuoyuna lanse ederek kendi üzerlerindeki baskıyı azaltmaya çalıştığını ifade eden Deniz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Selahattin Bey, ülkede tanınan bilinen HDP’ye eş genş başkanlık yapmış, milletvekilliği yapmış, cumhurbaşkanlığına aday olmuş bir siyasetçidir. Hakkında kimi kararlarda propaganda ve değişik konularda mahkumiyet kararları olsa dahi, bu kararların çoğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarıyla adil olmadığı, haksız yere bu cezaların verildiği ve bozulması gerektiği yönünde birçok yargı kararı vardır. Bu konuda AİHM tarafından verilmiş tazminat kararları da var. Esasen Selahattin Bey hakkında verilen kararların da siyasi olduğunu, Saray ve iktidar çevrelerinin bir toplumsal muhalefet liderini tasfiye etmeye yönelik tutumu olarak nitelendiriyoruz. Yerelde de bunun uzantılarını yaşıyoruz. Ülkü Ocakları gibi kurumlar Selahattin Bey’i olumsuz anlamda kamuoyuna lanse ederek kendi üzerlerindeki baskıyı ve gündemi değiştirmeye yönelik bir tutum sergiliyorlar. DEM Parti Eşbaşkanı olarak, bir insan hakları savunucusu olarak ve bir hukukçu olarak da bunun karşısında olduğumuzu, bunu kabul edilemez bulduğumuzu ve kınadığımızı ifade etmek istiyoruz.”