8 Ekim 1978 unutulmaması gereken bir gün… 7 sosyalistin, 7 Türkiye İşçi Partilinin, 7 Genç Öncü üyesinin, 7 canın toprağa düşürüldüğü bir gün. Bugün unutulmayacak. Arka çıkılan baş katil Haluk Kırcı televizyon ekranlarında cinayeti istediği kadar sıradanlaştırmaya çalışılsın. İnsanlığın belleği silinemez!
SiyasiHaber
YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK
Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
aşk ile sevmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
sen misin seni sevdiğim o kavga,
sen o kavganın güzelliği misin yoksa…
Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
türküler söylerdik hep aynı telden
aynı sesten, aynı yürekten
dağlara biz verirdik morluğunu,
henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz…
Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler…
Şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Adnan YÜCEL
Bundan tam 42 yıl önce, devlet- sivil çete işbirliği ile, Ankara Bahçelievler’de Türkiye İşçi Partili ve Genç Öncülü Serdar Alten, Latif Can, Faruk Ersan, Efraim Ezgin, Salih Gevenci, Hürcan Gürses ve Osman Nuri Uzunlar vahşice katledildi.
Katiller, cinayetleri devlet himayesinde işlediler. Her aşamada korunup kollandılar. Yetmedi, her zaman göz önündeydiler ama yakalanmadılar. Yetmedi, yakalandıklarında "yüksek yerden" emirlerle serbest bırakıldılar. Yetmedi, devlet ceplerine sahte kimlik, pasaport koydu. Yetmedi, devlet eliyle yurtdışına kaçırıldılar. Yetmedi, devlet kadrolarına alınıp, yeni cinayetler için görevlendirildiler. Yetmedi, resmi devlet ihalelerine girip ticaret yaptılar. Yetmedi, "devlet için kurşun atan da, yiyen de şereflidir" diyen başbakanlarca övüldüler. Yetmedi, daha sonra Adalet ve İçişleri Bakanı olan üst düzey bir emniyetçi nikâh şahitliklerini yaptı. Yetmedi, aranırken devletin üst düzey güvenlik görevlilerinin ziyafet masalarında ağırlandılar. Yetmedi, "yanlış hesaplarla" tahliye edildiler. Yetmedi. Gözlerini iyice karartıp özel yasa çıkartılarak salıverildiler.
Yedişer kez idamdan 8’er yıla
Katiller, yedişer kez idam cezasına çarptırıldıkları halde, her aşamada onları kollayanların katkısıyla cezaları 42 yıl içinde 8 yıllık cezaya dönüştürüldü. Ardından da çıkarılan çok özel bir yasayla salıverildiler.
Katiller televizyon ekranlarında
Cinayetin baş faillerinden biri olan Haluk Kırcı televizyon ekranlarına çıkarıldı. Ellerinde 7 TİP’li gencin kanı olan tescilli katil Kırcı güneşi balçıkla sıvamaya, bu korkunç katliamı sıradanlaştırmaya çalıştı.
Kırcı televizyon ekranlarında boy gösterip bu vahşi cinayeti sıradanlaştırmaya çalıştığında, katliamın 42 yıldır adalet ve hukuk mücadelesini yürüten Av. Erşen Sansal şöyle söylemişti: "Kendilerini temize çıkaramayacaklar. Bütün bu aklama çabaları boşunadır. Didindikçe daha çok batağa batıyorlar."
İnsanlığın belleği silinemez!
Türkiye’deki faşist güçler, Türk-İslam sentezcileriyle birlikte haklarındaki kararlardan, kabarık sicillerinden, alınlarındaki bu kara lekeden, ellerindeki kandan kurtulmaya çalışıyorlar. Ama 42 yıllık adalet ve hukuk mücadelesini, toplumun vicdanını, Türkiye'deki sosyalistlerin ve demokrasi güçlerinin belleğini hiç kimse yok sayamaz. İnsanlığın belleği silinemez!
8 Ekim 1978 unutulmaması gereken bir gün… 7 sosyalistin, 7 Türkiye İşçi Partilinin, 7 Genç Öncü üyesinin, 7 can yiğidin toprağa düşürüldüğü bir gün. Bugün unutulmayacak.