“Bu arada beklendiği gibi, Irak savaşı ABD’li firmalara 138 milyar dolarlık yeni iş kazandırdı. Bush’un yardımcısı Cheney’in eski firması Hulliburton firmasının bir kolu olan KBR 39,5 milyar dolar kazandı.”
MUSTAFA DURMUŞ
Son 7 yıldır beklenen, toplam 2,6 milyon sözcükten oluşan, 13 milyon ABD dolarına mal olan rapor nihayet rapora adı verilen, Irak Savaşını Araştırma Komisyonu Başkanı Sir John Chilcot tarafından açıklandı.
Bu rapor 2003 yılında ABD liderliğinde başlatılan ve İngiliz devletinin de katıldığı Irak’ın işgali ve parçalanması, sonrasında da bu ülkenin önemli bir kısmının IŞİD’in eline geçmesi ilgili olarak, bu emperyalist saldırının gerçek yüzünü bir ölçüde teşhir ediyor.
Raporun en temel bulgusuna göre, İngiltere (dolayısıyla da ABD) bu savaşı barışçıl çözümleri bütünüyle tüketmeden ve yanlış-sakat istihbaratları gerekçe olarak kullanarak başlattılar.
Chilcot, araştırmasında esas olarak iki soruya yanıt aramış: (i) Irak’a müdahale haklı bir müdahale miydi, Irak’ın işgali gerekli miydi? (ii) İngiltere bu işgal için yeterince hazırlıklı mıydı?
Rapora göre, Irak savaşı ve sonrasındaki işgal son çözüm olarak değerlendirilemez, zira bu saldırı son çare değildi. İşgal için gerekçe olarak kullanılan askeri istihbarat bilgileri ise büyük ölçüde yanıltıcıydı, çarpıtılmıştı. Dahası hem dönemin ABD Başkanı G.W. Bush, hem de ortağı İngiltere Başbakanı T. Blair Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin otoritesini hiçe sayarak savaşı başlattılar ve bağımsız bir ülkeyi işgal ettiler.
Rapor ayrıca İngiltere’nin savaş sırasında isyancı bazı gruplarla anlaşma ve işbirliği yapmasının utanç verici olduğunun altını çiziyor.
Savaşın neden olduğu kayıplarla ilgili olarak raporda, sivil ve asker olmak üzere 251,000 Iraklının ve 179 İngiliz askerinin öldüğü ileri sürülse de, bu konuda başka kaynaklar daha farklı ölü ve yaralı sayılarına işaret ediyorlar.
Örneğin ünlü Tıp Dergisi Lancet’e göre (Dylan Matthews, George W. Bush’s presidency, in 24 charts, https://www.washingtonpost.com, April 24, 2013) ölü sayısı 655,000. Bu savaşlarda işgalci güçler tarafından işkence edilen, gizli hapishanelerde tutulan, acımasız yöntemlerle sorgulananların yaşadıklarını ise istatistikî verilerle açıklayabilmek imkânsız.
Bir başka kaynağa göre (Neta C. Crawford, Civilian Death and Injury in the Iraq War, 2003-2013, Boston University Costs of War, March 2013), bu savaşta, 2011 yılına kadar raporlanan en az 130,000 olmak üzere toplam 250,000 sivil öldürüldü, en az bu sayı kadar da ciddi biçimde yaralanan oldu. Savaşın neden olduğu, açlık, mültecilik gibi nedenlerden kaynaklanan dolaylı ölümlerin de bu sayı civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu savaşta ayrıca 4,480 ABD askeri ve 10,000’den fazla Iraklı polis ve asker öldürüldü. Öldürülen isyancı militan ile birlikte toplam Iraklı savaşçı (asker ve polis dâhil) 30,000’i aşıyor.
Bu savaşın parasal maliyetinin ise 814,6 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor (War and Peace in the 21st Century, International Stability and Balance of the New Type, Valdai Discussion Club Report, October 2015).
Bu arada beklendiği gibi, Irak savaşı ABD’li firmalara 138 milyar dolarlık yeni iş kazandırdı. Bush’un yardımcısı Cheney’in eski firması Hulliburton firmasının bir kolu olan KBR 39,5 milyar dolar kazandı.
Bu askeri harcamalar, yeniden inşa, diplomatik güvenlik, enerji santralleri yapımı gibi alanlardan elde edildi. Tek başına 10 büyük ABD’li ve diğer Batılı firmanın kârı 72 milyar dolar oldu.
Financial Times’a göre; Kuveytli firmalar en çok kazanan 2. ve 3. firmalar oldular (sırasıyla 7,2 milyar dolar+ 6,3 milyar dolar). Bunlar savaşlar boyunca askeri gıda ve petrol temini yaptılar. KBR 1 milyar dolar yemek, 25 milyar galon içme suyu ve 265 ton buz sattı. Birçok firma adını başka adlarla kullandığı için aslında gerçek rakamlar daha yüksek (Contractors Reap).
Tüm bu gelişmelerden, İşçi Partisi’nin lideri J.Corbyn’e karşı partinin sağ kanat milletvekillerince yapılmaya çalışılan darbenin örgütleyicilerinden olan, dönemin başbakanı ve İşçi Partisinin eski lideri Tony Blair’in haberinin olmaması mümkün değil. Bu nedenle de savaşın, başta siyasi sorumluluk olmak üzere, tüm sorumluluğu Blair ve onun Hükümetine ait. Nitekim raporun açıklanmasının ardından İngiliz halkı Blair’in yargılanmasını talep eden dövizlerle sokaklara çıktı.
Gerçekler sonsuza kadar gizli, saklı kalamıyor. Tüm savaş suçluları eninde sonunda yargı önüne çıkartılacaktır.