Boğaziçi davasında öğrenci avukatlarına haber verilmeden kayyum rektör Naci İnci için özel duruşma yapıldı. Özel oturumda dinlenen Rektör İnci, “Şikâyetçiyim, görevimi dahi icra edemiyorum” dedi.
İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesi, Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi 14 kişinin yargılandığı davada, Rektör Prof. Dr. Naci İnci için gizli biçimde özel duruşma yaptı. Sanık avukatlarına bildirilmeyen, kimin talebiyle yapıldığı anlaşılmayan duruşmada İnci, “öğrenciler hakkında kurum adına kendisinin şikâyetçi olduğunu, bu şikâyetini aynen tekrar ettiğini” söyledi. İnci, kendisine yönelik protestolar için, “Bu izinsiz protesto ve gösterilerden dolayı üniversitedeki görevimi dahi icra edememekteyim” dedi.
Öğrencilerin avukatlarından Burçin Şahan, gizli oturumu “adil yargılanma hakkının ihlali, hukuka aykırı işlem” sözleriyle eleştirdi.
T24’ten Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre Ocak’ta yapılan duruşmaya gitmeyen ve özel celsede ifade veren İnci, normal duruşma tarihinde mahkemeye gitmemesine gerekçe olarak, “Yosun Laboratuvarı’nın açılış töreninin yapılmasını” gösterdi.
Rektör İnci’nin şikâyetiyle 6 Ekim 2021 günü tutuklanarak cezaevine konan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri Enis Berke Gök ve Caner Perit Özen’in de aralarında olduğu 14 öğrencinin yargılandığı davanın ilk duruşması 7 Ocak’ta yapıldı. Gök ve Özen’in tahliye edildiği duruşmaya, öğrencilerin avukatlarının “sorularımız var, duruşmaya gelsinler” talebine rağmen adlarına davetiye çıkartılan İnci, şoförü ve iki güvenlik görevlisi katılmadı.
Tebligatsız duruşma
Asliye Ceza Mahkemesi ise duruşmadan üç gün sonra, 10 Ocak’ta İnci, şoförü ve iki güvenlik görevlisi için, öğrencilerin avukatlarına haber vermeden duruşma açtı. Kimin talebiyle açıldığı anlaşılmayan duruşmada, İnci ve diğer üç isim ifade verdi. Öğrencilerin avukatları ise duruşmaya çağrılmadıklarından müşteki ve tanık sıfatıyla dinlenen bu isimlere soru yöneltemedi.
Öğrencilerden tekrar şikayetçi oldu
İnci duruşmada verdiği ifadede şunları söyledi:
“Ben hem kendim hem de rektörü olduğum kurum adına 05/10/2021 havale tarihli dilekçe ile yargılama dosyası olay hakkında şikâyetimi sunmuştum. Aynen tekrar ederim. Olay günü ben rektörü bulunduğum üniversite makam odamdan saat 15:30 sıralarında her zamanki gibi rektörlük binası protokol kapısında bekleyen makam arabama binmek için hareket ettim. Aracıma bindiğim sırada söz konusu şüphelilerin aracın etrafında toplaştığını ve süregelen ve devam eden olaylarda olduğu gibi şahsıma ve makamıma karşı rencide edici sloganlar atmaya başladılar, ben bu sırada aracıma bindim. Aracıma bindiğimde bir kişinin üstü çıplak vaziyette bindiğim otomobilin ön taraftan üstüne tırmandığını gördüm. Daha sonra bu kişinin otomobilin tavan kısmında yürüdüğünü içerden fark ettim. Bu kişi otomobilin üstünde bulunduğu sırada diğer kişiler de otomobilin etrafını sarmış, camlara vurarak aynı şekilde bağırmaya devam ediyorlardı. Bir süre bu devam etti. Araç hareket etmeye çalıştı ancak etrafı bu kişiler tarafından sarılı olduğu için hareket edemedi. Araç bulunduğu yerde durmak zorunda kaldı. Gideceğim yere gidemediğimizi fark ettim. Daha sonra üniversite içerisinde görevli özel güvenlik aracın etrafındaki kişilere ve tepesindeki kişiye müdahale ederek aracın etrafını açtı. Bu suretle bulunduğumuz yerden hareket edebildik. Evet bana sormuş olduğunuz gibi aracım her zaman söz konusu çıkış kapısında beklerdi. Gidip gelirken ben de sürekli bu kapıyı kullanırdım. Çünkü doğal olarak rektörlük binasının giriş çıkışında kullanılan araç protokol kapısı burasıdır. Bu süreç çok uzun zamandan beri devam etmektedir. Bu kişiler tam rektörlük binasına araç girişinin olduğu yere izinsiz gösteriler kapsamında görüntülerde de görüleceği üzere çadır kurup pankart asmaktadırlar. Her gün üniversiteye girip çıkarken burada bu rencide edici sloganlarına devam etmektedirler. Bu süreç her gün tekrarlanmaktadır. Olaydan sonra iki hafta bu süreç yani rektörlük binası girişindeki çadır kurma durumu durdu.”
“Görevimi yapamıyorum”
“Ancak üniversitede diğer protesto eylemlerine devam ettiler. Ve halen de etmektedirler. Olaydan iki hafta sonra rektörlük binasının önündeki araba girişine çadır kurmaya bu kişiler yine devam ettiler. Ancak girişte kurulan bu çadırı kaldırmak için emniyet birimlerine haber vermek zorunda kaldık. Bu suretle bu çadırı buradan kaldırdık. Bu eylemler üniversite öğrencileri kışkırtılarak önceden düzenli ve planlı bir şekilde icra edilmektedir. Bu izinsiz protesto ve gösterilerden dolayı üniversitedeki görevimi dahi icra edememekteyim. Yaşanan bu olay sırasında görevim gereği beni bulunmuş olduğum aracın içerisinde hareket etmekten engelleyen, görevini yapmak isteyen üniversite personeli ve güvenlik görevlilerinin görevini yapmasını engelleyen onlara karşı direnen yargılamaya konu edilen sanıklardan şikâyetçiyim davaya katılma talebim vardır.”
“Ayrıca şunu da belirtmek isterim; duruşma günü temsil ettiğim makamın icra ettiği üniversitemiz tarafından kurulan Yosun Laboratuvarı’nın açılış töreni vardı. Bu sebeple duruşmaya iştirak edemedim. Mazeretimin kabul edilmesini talep ederim.”
İfadesi alınan diğer üç isim de öğrencileri suçladı, öğrencilerin İnci’nin aracına tırmandığını ve kendilerine saldırdıklarını iddia etti.
Avukat Şahan: Kimse tarafsız yargılamadan söz etmesin
Öğrencilerin avukatlarından Burçin Şahan, T24’ün sorusunu yanıtlarken, gizli yapılan duruşmaya ilişkin olarak, “Bu durum İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 6. maddesindeki adil yargılanma hakkının doğrudan açıkça ihlali anlamına gelir. Üstü kapalı değil alenen hukuka aykırı işlem yapılıyor, hiçbir çekinceleri yok. Kimse bağımsız tarafsız yargıdan söz edemez, varmış gibi de davranmayı bırakmamız gerekiyor” değerlendirmesini yaptı.