KORKUT AKIN yazdı: “Mustafa Cengiz’in “Bi’şeyler Yapmak Lazım” adıyla yayımlanan anıları önemli bir rehber. Bize kalan oradan kendi gerçeğimize uygun mücadele perspektifi süzmek. Hatası olmaz mı, olacaktır muhakkak… Onları da genç kuşak daha rafine süzerek sonuca, yani istenen noktaya ulaştıracaktır, örgütlü bir mücadeleyle…”
KORKUT AKIN
“İçinden bir şey tut dendiğinde en çok Aşk,
Dışından bir şey tut dendiğinde en çok Devrim tutardık”
Konuşmak, deneyim demektir… Bir şeyler anlatabilmek için ya çok yaşamış olmak ya da çok şey okumuş, bilmiş olmak gerekir. Deneyim sahipleri, yaşamlarını anlattıkça, biz(ler) yönümüzü daha bir iyi görüp, daha hızlı yürüyebiliriz. Daha doğru deyişle, “hocanın dediğini yap, yaptığını yapma”yı hayata geçirebiliriz.
Mustafa Cengiz, içinden geldiği 78 Kuşağının en çok mağdur olduğu 12 Eylül döneminden sonraki yaşamını almış ele kitabında. Bir bakıma iyi de olmuş, çünkü yeni kuşak unuttu, 12 Eylül’ü ve yaşananları, acıları duymuyor içinde (bugünün acıları çok daha yoğun ve güçlü, haksız da sayılmazlar hani).
Neler yaşıyoruz, neler yaşamalıyız?
Kolay değil, yaşamın bir insanın omuzlarına yüklediklerinin çok daha ağırını omuzlamış, diyetini ödemiş birilerinin (bir kuşağın) sonrasında mücadelesini sürdürmesi… Mustafa Cengiz de, tam da o nedenle, bırakıp gidenlerden, bir daha bu alan(!!!)da gözükmeyenlerden söz ediyor sıkça, haklı olarak. Onlar neler yaşıyor, bizler neler yaşıyoruz… tümünü kendi anıları üzerinden alabildiğine tarafsız, daha da önemlisi yorumsuz anlatıyor. Eksiği, hatası, yanlışı yok mudur? Vardır muhakkak. Onu da diğerleri yazacak ve biz (okurlar) yorumlayarak kendi doğrumuzu bulacağız. Yukarıda değindiğim gibi o(nların) deneyimlerinden kendi yolumuzu süzeceğiz.
Bir arada, hep birlikte…
Sözlü tarih çerçevesinde kurumsal ve kişisel yaşanmışlıklar anlatılıyor kitaplar dolusu… Peki, sonrası ne oldu sorusu geliyor akla… Onu da Mustafa Cengiz anlatıyor. Samsun merkezli, biraz da Karadeniz bölgesinde kolay bir süreç yaşanmamış şu geçen 38 yılda. Acılar katlanarak artarken, umutlar da kanatlanmış… Daha bir örgütlü, daha bir kenetlenmiş, daha bir yürekli mücadele veriliyor. Nicel olarak az, nitel olarak çok yüksek. Biz umuttan yanayız… Biz umudu üzmüyoruz…
Mustafa Cengiz’in “Bi’şeyler Yapmak Lazım” adıyla yayımlanan anıları -bir bakıma değil, gerçekten- önemli bir rehber. Bize kalan oradan kendi gerçeğimize uygun mücadele perspektifi süzmek. Hatası olmaz mı, olacaktır muhakkak… Onları da genç kuşak daha rafine süzerek sonuca, yani istenen noktaya ulaştıracaktır, örgütlü bir mücadeleyle…
Küçük bir not…
“Doğru politika; durduk yerden en iddialı şeyleri söylemek değil, doğru ve gerçekçi olanı yapmaktır” diyen Mustafa Cengiz’in “Bi’şeyler Yapmak Lazım”ı için Karadeniz Bölgesinin en önemli, en bilinen ve aynı oranda en sevileni Murat Tıkıroğlu ile şiirin ve şarkının, aşkın ve devrimin dizelerini yazan Sezai Sarıoğlu “bi’şeyler” yazmış. Onların yazdıkları, kitabın ne denli önemli ve hatta belirleyici olduğunun da kanıtı bir yerde…
Bi’şeyler Yapmak Lazım, Mustafa Cengiz, anı, Favori Yayınları, Eylül 2018, 198 s.