Melike Şahin ve Alişan İpşiroğlu, gerekçe gösterilmeden işlerinden atıldı. Melike ve Alişan DİSK’e bağlı Genel İş ve Güvenlik İş’in iş yeri temsilcisi. İşten atılmalarının arkasında sendikal faaliyetleri yatıyor. 120 gündür Ataşehir Belediyesi önünde “İşimizi geri istiyoruz” diye haykırıyorlar. Birileri bu sesi duyacak mı?
SiyasiHaber
Melike ve Alişan 120 gündür Ataşehir Belediyesi’nin önünde işlerine geri dönmek için nöbetteler. Nedeni 4 ay önce hukuksuz bir şekilde işlerinden atılmış olmaları.
İkisi de taşeron işçiydi, binlerce sınıf kardeşi gibi. Hükümet, çeşitli nedenlerle taşerona kadro sözü vermişti. Böylece yüz binlerce emekçi kadro diye belediye şirketlerine geçirildi ve taşeron bir şekilde devam etti. Ve sendikaya üye oldular. İkisi de DİSK’i seçti. Biri Genel İş’e diğeri Güvenlik İş’e üye oldu. Yıllarca güvencesiz, pek çok haktan mahrum çalışmışlardı. “Sendikalı olursak bazı haklara kavuşuruz, ne de olsa belediyemizi yöneten parti sosyal belediyecilik diyor, hak, hukuk, adalet diyor” dediler. Üyesi oldukları sendikanın seçimlerine girerek işyeri sendika temsilcisi seçildiler. Ve diğer işçi arkadaşları gibi işçi sorunları üzerine düşündüler, çalışma alanındaki zorlukları ve eksiklikleri dile getirdiler, sendikal örgütlenmeyi geliştirme çabalarına girdiler. İşçilerin yaşamı patronun iki dudağı arasından çıkacak Kamu Hükmünde Kararnamaye bağlı olmasın istediler. Siz misiniz işçileri bir araya getiren ve anayasal haklarını hatırlatan?
Kapı önüne konulmadan önce tehdit mahiyetinde numaralara maruz kaldılar. İş kanununa aykırı şekilde, işyerleri istekleri dışında değiştirildi. Sendika temsilcilerinin çağrıcısı olduğu bildiriyi Ataşehir Belediyesi ana binada dağıttılar. Bildiri, Battal İlgezdi’nin sendika temsilcilerinin görevlerini kabul etmemesi, haftalık sendikal izinlerinin kullanılmasına engel olunmasını diğer işçi arkadaşları ile paylaşan bilgiler içeriyordu. Her iki hakkın da yasal olduğunu paylaşmaktı. Sendikanın ve belediye çalışanlarının verdiği bilgiye göre, Battal İlgezdi ve korumaları bildiri dağıtan sendika temsilcilerine şiddet uyguladı, temsilcileri darp etti.
Birkaç gün sonrada Melike ve Alişan hukuka aykırı bir şekilde işlerinden atıldı. Atılma gerekçesi yoktu.
Onlar “Mart’ın sonu bahardır” kampanyasına katılmış, tek adam rejimine karşı durmuş, İstanbul gibi işçi sınıfının kalbi olan bir kentte özgürlük havası işçiler için de essin diye milyonlarca İstanbullu gibi gece gündüz çalıştı.
Melike ve Alişan, binlerce güvencesiz, taşeron işçi gibi emeğini satarak yaşayan insanlar. Sendikal mücadelenin demokrasinin sınırlarını genişleten, işçileri sermayenin acımasız baskısından bir nebze de olsa koruyan emeğin savunmasına atılmışlardı. En doğal haklarını kullanıyorlardı. Ekmeklerinin bir gram daha büyümesini istiyorlardı. Sadece kendilerinin değil tüm işçilerin.
Onlar, iş kanununa ve mevzuata aykırı olarak atılan işçilerden sadece ikisi. İşten atılan pek çok işçi hukuksuzluklara karşı direnişe geçemiyor. Melike ve Alişan, baskılara, tehditlere boyun eğmemiş, itibarsızlaştırmaya ve yalan kampanyasına aldırmamış ve işçi sınıfının direniş yolunu seçerek sıcak soğuk, yağmur, fırtına demeden emeklerini ve gelecekleri için, çocuklarının yarını için çırpınıyorlar.
4 ay boyunca yüzlerce eylem, etkinlik, basın açıklaması yaptılar, röportaj verdiler. Mücadelelerini ilmek ilmek ördüler.
Tek istekleri haksızlığın, hukuksuzluğun son bulması. Bu anlamda sosyal demokratım diyen Parti’den, emekten ve demokrasiden yana olan, doğanın yağmalanmasına karşı koyanlardan, her türlü baskı ve ayrımcılığa karşı mücadele eden insanlardan destek bekliyorlar. Seslerinin duyurulmasını istiyorlar.
120 gündür belediyenin önünde “İşimizi geri istiyoruz” diye haykırıyorlar.
Birileri bu sesi duyacak mı?