Cem Çekil yazdı: Bir maçtan fazlası: Bursaspor-Amedspor
31 Ocak 2016 Pazar günü Ziraat Türkiye Kupası kapsamında Bursa’da oynanan Bursaspor-Amedspor karşılaşması belki de, Bursa’da bugüne kadar oynanan maçlar içerisinde en önemli maç oldu. Önemi, çeyrek finale kimin kalacağının belirlenmesinden değil, ülkenin bulunduğu siyasi atmosferin etkisinden.
Hem genel olarak “Kürt düşmanlığı” hem bölgede yürütülen operasyonlar, infazlar, sokağa çıkma yasakları, hem de AKP eliyle yükseltilen ayrıştırma, kutuplaştırma, düşmanlaştırma ve ötekileştirme siyasetinin bir sonucu olarak Bursaspor takımı ‘milli’ takım, Amedspor ise vatan haini oldu. Önce 28 Ocak’ta Medipol Başakşehir-Amedspor maçında Başakşehir adına gol atan Semih Şentürk’ün Amed tribünlerine asker selamı vermesiyle Amedspor’a karşı yükseltilen faşizm, sonrasında Amedspor’un Bursaspor’la eşleşmesiyle tepe noktasına ulaştı. Semih Şentürk daha sonra askerliğini bedelli yaptığını açıkladı.
Bursaspor taraftarlarının maç öncesi sosyal medya üzerinden maça çağrı yaparken; Bursalıları Vatana sahip çıkmaya çağıran, hakaret, küfür ve tehdit eden paylaşımlarını esas alan Bursa İl Spor Güvenlik kurulu Amedspor taraftarlarının maça alınmaması yönünde karar aldı! Oysa işlem yapılması gereken Amedspor taraftarı değil; bu çağrı, tehdit ve hakaret içerikli paylaşımları yapanlar olmalıydı. Bu çağrıyı yapanları tespit edip, haklarında soruşturma açmak olmalıydı. Neticede bütün haksızlıklara, tehdit, hakaret ve küfürlere rağmen, ırkçı, faşist sloganlara rağmen Amedspor Bursaspor’u Timsah Arenada 2-1 mağlup etti.
Onur ve Özgürlük için, Dinamo Kiev’den Amedspor’a
İşte böyle bir atmosferde oynanan karşılaşma zihinlerimizde ve yüreğimizde Faşizm ile Özgürlük arasındaki mücadelenin yeşil sahalara yansıması oldu. Tıpkı 2. Dünya Savaşı yıllarında Alman Nazi Ordusuyla Dinamo Kiev takımı arasında oynanan karşılaşma gibi.
“1942’de Ukrayna’yı işgal eden Alman ordusu, o dönem fırında çalışan Dinamo Kiev futbolcularına dostluk maçı yapmayı önerir ve antreman yapabileceklerini söylerler. Dinamo Kiev’li oyuncular kendilerine “start” adını verir ve karşılaşmayı kabul ederler. İlk yarı Start’ın 2-1 üstünlüğü ile sonuçlanır. Bir Alman Nazi Subayı Dinemo Kiev’li oyuncuların soyunması odasına iner ve yenmeleri halinde hepsinin kurşuna dizileceklerini söyler. Artık bir maçtan çok ölüm kalım maçına, ama daha çok Onur ve Özgürlük mücadelesine dönen karşılaşmayı Dinamo Kiev 4-1 kazanır. Ardından iki maç daha oynanır ve Dinamo Kiev birini 6-0 diğerini 5-1 kazanır. Son maçtan sonra oyuncular toplama kamplarına gönderilir ve işkence edilir, Mykola Korotkykh isimli futbolcu işkencede, bazıları ise toplama kamplarında öldürülür.”
Denk bir örnek değil tabi ki fakat benzerlikleri ve aslında muhalefet çevrelerinde ve bizlerde yarattığı ruh halini kısmen yansıttığı kanaatindeyim. Çünkü Kürdistan’da aylardır yaşanan abluka, sokağa çıkma yasakları ve infazlar, her türlü muhalefete kolluk kuvvetleriyle müdahale, gözaltı, tutuklama terörü, yandaş medya üzerinden yalan yanlış çarpıtma haberlerle hedef gösterme ve linç kampanyalarıyla saldıran Devlet ve onun ırkçı tekçi bakış açısının yeşil sahalara yansımasıdır. öncesinde ve sonrasında maça dair yapılan yorumlar, sosyal medyada bazı tanıdık bildik isimlerle dönen milliyetçi, faşist söylemler, spikerin maç anlatımı ve maç esnasında atılan ırkçı sloganlara kadar her şey bu yansımayı özetliyordu.
Peki kimdi bu “vatan haini” Amedspor’un rakibi, milliyetçiliğiyle övünen Bursaspor taraftarı. Kendi içinde bile bir çok çelişkiyi barındıran taraftar grubunun ismi Amerika’da bir eyaletin ismi “Texas”, logosu Bursa’yla hatta Türkiye’yle alakası olmayan “timsah” (Majid Musisi Mukiibi isimli futbolcunun Bursaspor’da forma giyerken gol sonrası sevinci olan timsah yürüyüşünden geliyor) ve bu maçta Bursaspor takımında Türkiye’den sadece iki futbolcu forma giydi.
Aslında sahalara ve tribünlere yansıyan bu ırkçılık ve milliyetçilik yeni değil ancak, içinde bulunduğumuz siyasal süreci dikkate alırsak bu maçın özellikle Kürdistan açısından önemli bir moral kaynağı olduğunu söyleyebiliriz. Futbolla pek ilgili olmayan birçok insan bu maçı izledi ve Amedspor’un kazanmasını istedi. Evet Futbol sadece futbol değildir, bir oyundan fazlasıdır. Bursaspor ilk defa yenilmiyor, Amedspor’da ilk defa yenmiyor ancak, bu artık savaş isteyenlere karşı barış için direnenler arasında ki mücadelede eninde sonunda barışın, yaşamın ve haklının kazandığı bir maç oldu. İki takım arasında ki eşitsizliklere rağmen kazanmayı başaran Amedspor gibi, savaşta ki eşitsizliklere rağmen Barış kazanacak, Halklar kazanacak, Biz kazanacağız.