Genel-İş Sendikası İzmir Şubeleri, “Emeğimizi, haklarımızı, geleceğimizi ezdirmeyeceğiz” diyerek yarım günlük iş bırakma eylemi ve miting düzenledi. Mitingde ortak mücadele vurgusu öne çıktı.
Ekonomik kriz ve zamlardan dolayı işçilerin geçinemediğini söyleyen DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası İzmir Şubeleri, “Emeğimizi, haklarımızı, geleceğimizi ezdirmeyeceğiz” diyerek yarım günlük iş bırakma eylemi ve miting düzenledi.
Üç koldan Cumhuriyet Meydanı’na yürüyüş gerçekleştiren binlerce işçi, hayat pahalılığı ve temel tüketim ürünlerine gelen zamlardan dolayı aldıkları ücretlerin eridiğini ve bu yüzden geçinemediğini dile getirirken, mitingde ortak mücadele vurgusu öne çıktı.
Genel-İş 2 ve 9 No’lu Şube üyesi işçiler Kültürpark 9 Eylül kapısı önünde toplanarak yolu kapatıp Lozan kapısına yürüdü. Genel-İş 1 ve 3 No’lu Şube üçüncü hol önünde toplanarak Lozan’a yürüdü. Lozan kapısında buluşan 1-2-3 ve 9 No’lu şube üyesi işçiler “Hükümet istifa”, “AKP zammını al başına çal”, “AKP’den hesabı emekçiler soracak” sloganları eşliğinde Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. Konak Pier önünden Genel-İş 4 ve 5 No’lu, Gündoğdu Meydanı’nda ise Genel- İş 6-7 ve 8 No’lu şube üyesi işçiler taleplerini haykırarak yürüyüş gerçekleştirdi.
Genel-İş şubelerine üye işçiler, “Rakamlar yalan yoksulluk gerçek be hey Allah’ın kulu eti geçti duydun mu? Bıçak kemikte”, “Geçinemiyoruz, vergide adalet gelirde adalet istiyoruz”, “Herkese iş ekmek, güvenceli bir gelecek”, “Ben önlüğümü çıkarıp duvara assam bile doktorum ama sen o koltuktan kalkıp gidince bir hiçsin”, “Emeğimizi haklarımızı geleceğimizi ezdirmeyeceğiz”, “Bu düzen değişecek”, Birleşik Metal-İş üyesi işçiler ise “Metal işçileri isyanda! Bıçak kemikte geçinemiyoruz” pankartları açtı.
Mitinge ayrıca DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çalışkan, DİSK’e bağlı sendikaların İzmir Şubeleri, Genel-İş Genel Merkez yönetimi, KESK İzmir Şubeler Platformu, grevdeki sağlık emekçileri, CHP Milletvekili Kani Beko, HDP Milletvekilleri, SYKP Eş Genel Başkanı Cavit Uğur, Yeşil Sol Parti, EMEP, TİP ve İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri de katıldı.
İşçiler sık sık, “Yapılan zamlar geri alınsın”, “Saraya değil emekçiye bütçe”, İnsanca bir ücret istiyoruz”, “Genel grev genel direniş”, “AKP mezara halk iktidara”, “Krizin yükü patronlara” sloganları attı.
‘Bir yıkımın içindeyiz’
Mitingde konuşan Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, “Ülkemizde ekonomik ve siyasal olarak tam bir yıkımın içindeyiz. Bu büyük ekonomik kriz işçi sınıfını vurdu. Ve derinleştikçe, vurmaya devam ediyor. Bu enflasyonla insanca yaşamak, geçinebilmek mümkün değil” dedi.
TÜİK’in gerçek dışı açıklamalarına inanmadıklarını söyleyen Çalışkan, “Dar gelirlinin gerçek enflasyonu yüzde 100’ü çoktan aştı. Sizin üretimden uzak bozuk ekonomi yönetimlerinizin, yarattığınız krizlerin bedelini biz işçiler ödemek zorunda değiliz. İşsizlik, güvencesizlik, sefalet ücretleri ve bizim cebimizden çıkan yüksek vergiler ile işçi sınıfı daha çok sömürülüyor. Ülkenin kaynakları, bir avuç sermayeye peşkeş çekiliyor. Kamu-özel sektör iş birliğiyle yapılan projelerin yüküyle geleceğimiz ipotek altına alınıyor. Yaşanan tüm bu sorunların en önemli nedeni adaletin, hukukun ve demokrasinin olmamasıdır” ifadelerini kullandı.
‘Kadro hakkımız verilsin’
Uzun zamandan beri, belediye şirket işçilerine ayrımcılık yapıldığını belirten Çalışkan, “Bu ayrımcılığa karşı, sokaklara çıktık, basın açıklamaları ve eylemler yaptık ve şimdi bir kere daha güçlü bir şekilde buraya haykırmaya geldik. Belediye işçileri kamu işçisidir. Ayrımcılık son bulsun, hak ettiğimiz kadro hakkımız verilsin diyoruz. Yaşanan yoksulluğun, sefaletin, geçim derdimizin sorumlusu, yaklaşık 20 yıldır ülkeyi yöneten bu iktidar ve ortaklarıdır. İktidarın, ülkeyi ekonomiyi yönetme kabiliyeti, tamamen yok olmuştur. Ama çaresiz değiliz. İşçi sınıfının ihtiyacı ucuz kahramanlar değildir işçi sınıfının ihtiyacı örgütlü mücadelesidir. Yasaklamalarınıza, dayatmalarınıza, ayrıştırmanıza, kutuplaştırmanıza, demokrasiyi katletmenize hayır diyoruz. Eşitsizliğe, adaletsizliğe, hukuksuzluğa, yoksulluğa, işsizliğe ve sefalet ücretlerine, teslim olmayacağız” dedi.
‘İşçi sınıfı sorumluları biliyor’
Mitingde söz alan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu zamların, hayat pahalılığının, soyguna dönüşen faturaların sorumluluğunu alanın olmadığını belirterek “Zamlar yağarken, enflasyon tırmanırken, işçilere, emekçilere, emeklilere, dar gelirlilere hayat zehir edilirken ortada sorumlu yok” dedi.
Sendikal hakların çiğnendiğini, işçilerin kadro hakkının gasbedildiğini söyleyen Çerkezoğlu, “Yine sorumlusu yok! Memlekette işsizlik öyle bir boyuta gelmiş ki artık milyonlar iş aramaktan umudunu kesmiş, bunun da sorumlusu yok” diye konuştu.
Savaştan, kadına yönelik şiddete her yaşanan sorunda hiçbir sorumluluğu üstlenmeyen iktidarı ve politikalarını eleştiren Çerkezoğlu, “İzmir Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran binlerce işçi kardeşim, zamların da zulmün de işsizliğin de güvencesizliğin de sorumlusunu biliyor! Ve buradan, İzmir Cumhuriyet Meydanı’ndan Türkiye işçi sınıfı adına hesap soruyor” dedi.
Döviz kurunda artıştan zamlara, faturalara sorumluluğunu alanın olmadığını söyleyen Çerkezoğlu, “Gençlerimizin geleceğini kararttılar, her evde üniversite mezunu var. Bunların da sorumluluğunu alan yok. Ama bu meydan sorumluları biliyor, ama bu meydan sorumlulardan hesap soruyor” dedi.
‘Zamlar geri alınmalı’
Ülkenin dört bir yanında meydan meydan, sokak sokak, iş yeri işyeri mücadeleyi büyüteceklerini vurgulayan Çerkezoğlu, “Ülkeyi yönetenleri bir kez daha sorumluluğa çağırıyoruz” diyerek şu talepleri sıraladı:
-Elektrik, su, doğal gaz ve internet faturalarına yapılan zamlar geri alınmalı, faturalar vergi ve kesintiden muaf tutulmalıdır.
-Tüm maaş ve ücretler en az asgari ücret artış oranı kadar artırılmalı, yılın daha başında enflasyon karşısında eriyen asgari ücret yeniden belirlenmelidir. En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine çekilmeli, EYT’lilerin emeklilik hakları verilmelidir.
-Asgari ücretin üzerindeki vergi dilimi yüzde 10’a çekilmeli, çok kazananın çok vergi verdiği adil bir vergi politikası benimsenmelidir.
-Esnaf kuryelik/kendi hesabına çalışma/özel istihdam bürosu/taşeron adı altındaki tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmeli, herkese güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
-İşçi sınıfının yaşadığı gelir kaybını telafi etmesinin en önemli yolu, sendika ve grev hakkıdır. Bu hakların kullanımının önündeki tüm yasal ve fiili engeller kaldırılmalıdır.
(Evrensel)