SEÇTİKLERİMİZ – Kemal CAN Gazete Duvar için yazdı: Bilim Kurulu üyeleri yaptıkları ve söyledikleri yanında, yapmadıkları ve söylemedikleriyle de dikkat çekiyor. Bazı kurul üyelerinin televizyonlardan kesilmesi, bazılarının sosyal medya paylaşımlarını silme ihtiyacı duymaları, bu kapalılık politikasının onları da kapsadığının işareti.
Korona krizi yönetiminin bir stratejiye dayanmadığı, erken davranma ve hazırlıklı olma iddialarının gerçeklerle uyuşmadığı, hükümetin soruna cevap verme kapasitesi ve tercihlerinin genel ihtiyaçlardan çok uzakta olduğu çabuk ortaya çıktı. Mart ayı başından itibaren aşamalı olarak artan alarm hali, başlangıçta “bize geç geldiği için şanslı olduğumuz” fikriyle, daha sonra da “virüsten daha güçlüyüz” sloganıyla karşılanıyordu. Fakat son bir haftadır, mesele tamamen bir iletişim problemi olarak işlem görmeye başladı. Daha güçlüyüz, daha şanslıyız iddiaları zayıflarken, “virüs karşısında herkes aynı”, “siz kendinize dikkat edin” yaklaşımı öne çıktı. Salgının ilerlemesine ilişkin tedbirlerin sorumluluğu, tavsiyelere uymayan vatandaşlara; alınan tedbirlerin seviyesiyle ilgili sorumluluk da Bilim Kurulu’na ihale edilmiş durumda. Ancak onların bir kısmının biraz “keyif kaçırtıcı” olabilen uyarıları bile rahatsızlık veriyor. Yönetimin en tepesindekiler ise, bürokratlarının zorunlu hale getirilmiş gibi duran peşin teşekkürlerini kabul etmekle yetiniyor.
Pazartesi günü yayınlanan “Korona bahaneleri ve bildik tekrar” başlıklı yazıda, iktidarın başka sorunlar karşısında da yürürlüğe koyduğu tavrın tekrar edildiğine değinmiştim. Yazının sonunda da Murat Yetkin’in aktardığı kulis bilgilerine dayanarak, Korona Bilim Kurulu’nun bazı konularda yönetimi ikna etmekte zorlandığı haberlerine dikkat çekmiştim. Hafta boyunca yaşanan bazı gelişmeler, salgının önlenmesi konusunda yeterince dikkate alınmayan Bilim Kurulu’nun, iktidarın iletişim stratejisinde aktif kullanılmaya başlandığını düşündürdü. Kurul, kötü yönetime, “eylemsizlik” ve başarısızlığa “bilimsel” bahane üretme organına dönüştürülmeye çalışıldı. İktidarın yaşanacak sonuçlar için hazırlandığı “daha ne yapsaydık” bahanesinin “ilmi” zemini böyle kurulmak istendi. Kurul üyeleri, gerçekleri kabul ettiremedikleri yöneticilerin inatla sürdürdükleri yanlış tercihlerine meşruiyet kalkanı olmaya teşvik edildi. Konuşan üyelerdeki ve konuşulan temalardaki değişim de dikkat çekiciydi. İktidara yakın medyanın da resmi açıklamalar yerine kurulu öne çıkardığı görüldü.
…Kemal CAN'in Gazete Duvar'daki yazısının tamamı için TIKLAYIN