Artı Gerçek yazarı Hamide Rencüzoğulları, “Biden’ı beklerken: Bağdat’ı kana bulayan IŞİD Washington’a selam çaktı!..” başlıklı, 21 Ocak tarihli yazısında, “Biden’ın ilk başkanlık gününde IŞİD’in Bağdat’tan ‘kanlı bir selam göndermesi’ oldukça manidar bulundu” ifadelerini kullandı.
IŞİD'in perşembe günü Bağdat'ta gerçekleştirdiği saldırıyı hatırlatan Rencüzoğulları, 28 kişinin yaşamını yitirdiği saldırının Washington'a bir mesaj olduğunu kaydetti.
Kanlı örgütün yenildiğinin ilan edilmesinden sonra yeniden kanlı eylemlerle kendini göstermesine işaret eden Rencüzoğulları, "Obama ekibinin tekrar yönetime geldiği gün IŞİD’in yeniden intihar eylemleriyle zuhur etmesi bir tesadüf mü" sorusunu sordu ve ekledi:
"Buna yönelik ilk tepkilere baktığımızda bu zamanlamanın kesinlikle tesadüf olmadığını görürüz. Örneğin RT-Arabic muhabiri Usama Nevaf el-Hamad’ın yorumu: “Irak'taki ölümler ve hain saldırılar Ortadoğu'da gelecekteki politikaların önemli bir göstergesidir. Bu IŞİD tarzı bir terör yöntemidir. IŞİD’in bu olaydaki parmak izleri hakkında şüpheye yer yok.”[1] Halep bağımsız Milletvekili Fares Şehabi: “IŞİD az önce Bağdat'ta kendisini yaratan düzenin dönüşünü memnuniyetle karşıladı!.. Radikal İslamcılar (isyancılar) Obama’nın yeni ekibinin gelişiyle kendilerini yeniden güçlenmiş hissederken, şimdi Suriye ve Irak'ta tekrar bir cihatçı terörizm dalgası yükseliyor!”[2] “Derin devlet hiç vakit kaybetmeden Biden ile çalışmaya başlamış gibi görünüyor.”[3] Demek ki IŞİD, Suriye’de Suriye Ordusu’na saldırarak Trump’ı uğurladı, Irak’ta da halk pazarını kana bulayarak Biden’ı karşılıyor…
Sonuç olarak Biden’dan Trump’ın aksine bir Ortadoğu politikası beklentisi içinde olan çok fazla taraf bulunuyor. Lakin ABD’nin politikalarının kişilere değil kurumlara bağlı olduğunu ve ne Ortadoğu’daki müttefiklik ne de çıkar ilişkilerinden bir adım geride durulmayacağını akılda tutmakta fayda var. Ancak ABD’nin öncelikle Trump’ın düğmesine bastığı taze bir iç meselesi var: İç terör… İkinci olarak da Demokrat partili Bernie Sanders’ın dediği gibi;[8] “Joe Biden’ın, Trump'tan aldığı miras: Büyük Buhran'dan bu yana en kötü ekonomi, 100 yılın en kötü halk sağlığı krizi, devasa servet eşitsizliği, iklim değişikliğinin varoluşsal tehdidi, ırkçı bir göç sistemi. Benzeri görülmemiş bu krizler, benzeri görülmemiş bir eylemi gerektiriyor.”
Yani Biden’ın iç politikada işi başından aşkın.. Dış politikada da IŞİD’in kanlı mesajı da erken geldi, Ortadoğu Biden’ı beklerken…"