Anayasa Mahkemesi, Birleşik Metal İşçileri Sendikası’nın grevini yasaklayan Bakanlar Kurulu’nun sendikaya 50 bin TL tazminat ödemesine hükmetti. Mahkeme’nin kararında “Söz konusu erteleme kararı ile Anayasal bir hak olan grev ve toplu sözleşme hakkının kullanılması fiilen anlamsız hale gelmiştir” dendi.
Anayasa Mahkemesi, Birleşik Metal İş Sendikası'nın grevinin 30 Ocak 2015 tarihinde yasaklanmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının sendika hakkının ihlali olduğuna karar verdi. Hükümetin grev yasağına gerekçe gösterdiği “Mili güvenlik” kavramının geniş bir şekilde yorumlanmasının keyfiyete yol açabileceği belirten AYM, mahkemelerin savunduğu “ekonomik güvenlik” gibi bir gerekçenin kanunda olmadığını vurguladı. “Söz konusu erteleme kararı ile Anayasal bir hak olan grev ve toplu sözleşme hakkının kullanılması fiilen anlamsız hale gelmiştir” diyen AYM, Birleşik Metal İş Sendikası'na 50 bin TL manevi tazminat verilmesine hükmetti.
Birleşik Metal-İş Sendikası ve MESS arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde, 30 Ocak 2015 tarihinde ilan edilen grev kararı, hükümet tarafından bir gün sonra yasaklanmıştı. “Mili güvenlik” gerekçesi öne sürülerek yasaklanan greve ilişkin Birleşik Metal-İş Sendikası'nın başvurduğu Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını açıkladı. 27 Ağustos 2015 tarihinde avukat Ahmet Ergin tarafından yapılan başvurunun ardından AYM, söz konusu “grev erteleme” kararıyla sendika hakkının ihlal edildiğine karar verdi. AYM, sendikal faaliyet kapsamında uygulamaya konan grev kararının ertelenmesi sonucunda sendika hakkına yönelik bir müdahalenin gerçekleştiğinin açık olduğunu ifade etti.
'Milli güvenlik' gerekçesi keyfiliğe varabilir
AYM grevin yasaklanmasına gerekçe gösterilen “milli güvenlik” kavramının ise kişisel görüş ve anlayışlara göre genişleyebilecek, bu nedenle de keyfiliğe dek varabilecek çeşitli ve aşamalı uygulamalara yol açacak genel bir kavram olduğunu belirterek, bunu Kristal-İş Sendikası'nın yasaklanan grevi hakkında verdiği kararda da ifade ettiklerini hatırlattı.
'Kristal-İş greviyle ilgili karar ölçütümüz'
AYM, Kristal İş Sendikası greviyle ilgili Danıştay 10. Dairesi'nin 2003 yılında verdiği bir kararında “milli güvenlik” gerekçesine ilişkin geliştirdiği ölçütü benimsediğini belirterek, buna göre yasal bir grevin yasada öngörülen anlamda milli güvenliği bozucu nitelikte görülebilmesi için ülke ve devletin özel savunma ve güvenlik altına alınmasını zorunlu kılacak ciddi tehlikelerin ortaya çıkması gerektiğini kaydetti.
'Ekonomik güvenlik' gibi bir gerekçe yasada yok!
Ayrıca metal grevinin yasaklanmasında Bakanlar Kurulu'nun grev erteleme gerekçesi dışında bir açıklama yapmadığı, ilk derece mahkemesinin ise “ekonomik güvenliğin milli güvenliğin ayrılmaz bir parçası olduğu” şeklindeki gerekçesinin tartışmasız bir biçimde açıklanmaya muhtaç olduğu vurgulandı. “Ekonomik güvenlik” gibi bir grev erteleme sebebinin yasada bulunmadığını vurgulayan AYM, “Kanun maddesinde yer alan terimlerin anlamlarının ikna edici bir gerekçe olmaksızın çok geniş biçimde yorumlanması, ekonomik bazı sonuçları olacak bütün grevlerin milli güvenliği bozabileceği sonucuna ulaştırabilecek ve Anayasal haklara demokratik toplumda gerekli olmayan ve ölçüsüz müdahalelere yol açabilecektir” dedi. AYM grev yasağı getirilen iş yerlerinin mümkün olduğunca açık, sınırlayıcı ve ikna edici bir biçimde tanımlanması gerektiğini belirterek, hükümetin ise ikna edici bir karar getirmeden MESS ile toplu sözleşme kapsamındaki tüm işyerlerinde grev yasağı ilan ettiğini ifade etti.
İşçiler dezavantajlı konuma düşürüldü
Öte yandan grev yasağının tam toplu sözleşme süreci sırasında ilan edilerek, işçilere yüksek hakem kuruluna başvurmaktan başka bir çare bırakılmadığına dikkat çekilen kararda, “Söz konusu erteleme kararı ile Anayasal bir hak olan grev ve toplu sözleşme hakkının kullanılması fiilen anlamsız hale gelmiştir. İşçiler grev yaparak işverenleri daha avantajlı bir toplu iş sözleşmesi yapmaya zorlama fırsatını kullanamamışlardır. İşçilerin daha dezavantajlı bir konuma düşürülmesine ilişkin haklı gerekçeler derece mahkemelerinin kararlarında gösterilmemiştir” denildi.
(Evrensel)