Cumhuriyet davasının dördüncü gününde savunma yapan Aydın Engin, “Dokuz makalemle ilgili herhangi bir açıklama yapmayı anlamsız buluyorum. O yazılar zaten benim ek cümleler kurmama gerek bırakmayacak bir açıklıkla iddianameye cevap veriyorlar” dedi.
11'i Cumhuriyet gazetesi çalışanı ve yöneticisi, biri Twitter kullanıcısı 12 kişinin tutuklu bulunduğu 19 sanıklı Cumhuriyet davasının dördüncü duruşma gününde tutuksuz yargılanan Cumhuriyet Gazetesi eski yayın yönetmeni ve yazarı Aydın Engin savunma yaptı.
Davada Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Kadri Gürsel, karikatürist Musa Kart, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Önder Çelik, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi avukat Bülent Utku, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi avukat Mustafa Kemal Güngör, yazar Hakan Kara, Cumhuriyet Kitap eki Genel Yayın Yönetmeni Turhan Günay, yazar Güray Öz, avukat Akın Atalay, Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Ahmet Şık, tweet'leri nedeniyle yargılanan tutuklu sanık Ahmet Kemal Aydoğdu tutuklu, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç, Cumhuriyet Gazetesi muhasebe müdürü Günseli Özaltay, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya, Cumhuriyet Gazetesi eski yayın yönetmeni ve yazarı Aydın Engin ve Cumhuriyet Gazetesi eski muhasebe müdürü Bülent Yener tutuksuz yargılanıyor.
"Yazılar iddianameye cevap veriyor"
Aydın Engin'in savunmasını yayınlıyoruz:
"Şu anda üçü tutuklular arasında, ötekiler savunma sıralarında yer alan müdafiiler benim kadim avukatlarımdır, yakın arkadaşlarımdır.
Onların mesleki yeteneklerine, hukuk ve demokrasi kültürlerine güvenim tamdır. O yüzden iddianameyi bir de ben ele alıp üstünde konuşmaya, sizleri de yormaya hiç niyetim yok.
Akın Atalay, Bülent Utku iddianameye gereken cevabı verdiler ve layık olduğu yere koydular. Ondan benim ekleyeceğim bir şey yok.
İddianameye suç kanıtı gibi yerleştirilmiş ve yasal süre içinde basın savcılığınca herhangi bir soruşturmaya konu edilmemiş dokuz makalemle ilgili herhangi bir açıklama yapmayı da anlamsız buluyorum. O yazılar zaten benim ek cümleler kurmama gerek bırakmayacak bir açıklıkla iddianameye cevap veriyorlar.
Soruşturma savcısının yazıların başlıklarına bakıp ama içeriğini bile okuma zahmetine girmeden iddianameye yerleştirdiğini düşünüyorum. Başka bir seçenek kalıyor 'Savcı yazıları okumuş ama anlayamamış' demek zorunda kalıyorum. Hukuk eğitimi görmüş bir savcının bu duruma düşeceğini söylemek istemem, onu duruşma savcısına bırakıyorum.
Ancak tutanağa geçmesi için tek bir cümleme izin vermenizi diliyorum.
Sayın yargıçlar,
Böyle bir iddianame ile benim ve arkadaşlarımın sanık iskemlesine oturtulmuş olmamız bana hukuk adına utanç, ülkem adına acı veriyor.
Söyleyeceklerim bundan ibarettir."
Bianet