Birleşik Krallık’taki Portsmouth Üniversitesi’nde görev alan Alman fizikçi Melvin Vopson, dijital verilerin Dünya’nın kütlesini değiştirdiğini öne sürüyor.
Fizikçi, Albert Einstein’ın genel görelilik kuramına dayandırılan teorisini 2019’dan beri yayımladığı bilimsel makalelerde savunuyor ve detaylandırıyor.
Teori, her bilgi parçasının sonlu ve ölçülebilir bir kütlesi olduğunu öne sürüyor. Buna göre örneğin bilgi yüklü bir sabit disk, aynı diskin boş versiyonundan daha ağır olmak zorunda.
Öte yandan bu kütle farkı çok küçük bir değişikliğe tekabül ettiği için eldeki olanaklarla ölçülmesi ve dolayısıyla fizikçinin teorisini kanıtlaması mümkün değildi.
Ancak Vopson, bunu bir deneyle ispatlamanın mümkün olduğunu ileri sürüyor. Fizikçi hakemli bilimsel dergi AIP Advances‘ta yayımlanan yeni makalesinde bir deney önerisi de sunuyor.
Atılan her mesaj gezegeni ağırlaştırıyor
Vopson’ın hesaplamalarına göre günümüzdeki “görsel imge yığını”, yani yaklaşık yarım milyar tweet, sayısız metin ve milyarlarca WhatsApp mesajıyla birlikte yaratılan her bilgi gezegeni ağırlaştırıyor.
Bunların Dünya’nın kütlesine yaptığı katkı çok ufak olduğu için henüz ölçülemedi. Ancak teknolojinin gelişmesi ve insan nüfusundaki artış gelecekte bunu tersine çevirebilir.
Örneğin 350 yıl içinde dijital bilgilerin ağırlığının Dünya’daki tüm atomlardan daha ağır basabileceği tahmin ediliyor.
Vopson’ın teorisi aynı zamanda bilginin maddenin 5. hali olduğu anlamına geliyor. Bilim insanı daha da ileri giderek, ne olduğu bir türlü çözülemeyen karanlık maddenin de sadece bilgiden oluşabileceğini savunuyor.
“Bu, evrene dair anlayışımızı değiştirecek ama mevcut fizik yasalarından herhangi biriyle çelişmeyecektir” diyen fizikçi, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Kuantum mekaniği, elektrodinamik, termodinamik veya klasik mekanikle çelişmiyor. Tek yaptığı fiziği yeni ve inanılmaz derecede heyecan verici bir şekilde tamamlamak.”
‘Deneylerle ispat edilebilir’
Vopson’ın yeni makalesinde iki varsayım öne çıkıyor. Bunlardan ilki, bilginin de kütleye sahip olduğuna yönelik ana tahmin.
İkinci varsayıma göreyse tüm temel parçacıklar, canlıların DNA tarafından kodlanmasına benzer şekilde, kendileriyle ilgili bilgi içeriğini depoluyor. Diğer bir deyişle her elektron bir bilgi taşıyor.
Vopson’ın deney önerisi, tam da bu ikinci varsayıma dayanıyor ve maddenin anti-maddeyle çarpıştırılmasını öngörüyor.
Fizik yasalarına göre madde ve anti-madde arasındaki çarpışma, her ikisinin de yok olmasına yol açabilir. Vopson da parçacıklar yok edildiğinde geriye bilginin kalacağını belirtiyor.
Fizikçi bu bilginin düşük enerjili kızılötesi fotonlara dönüşeceğini ve bunu da söz konusu deneyle kanıtlayabileceğini ifade ediyor.
Vopson, “Bir elektrondaki bilgi, onun kütlesinden 22 milyon kat küçüktür. Bilgiyi ancak elektronu silerek ölçebiliriz” diyor ve ekliyor:
“Bir madde parçacığını bir anti-madde parçacığıyla çarpıştırdığınızda birbirlerini yok ederler. Bunu biliyoruz. Parçacık yok olduğunda bu bilgi bir yere gitmek zorunda.”
(Independent Türkçe, ScienceAlert, Phys.org, ZME Science)