İsviçre Mahkemesi’nin ‘‘Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır’’ dediği için cezaya çarptırdığı Doğu Perinçek AİHM’ye temyiz için başvurmuştu. AİHM başvuruyu Doğu Perinçek lehine verdi. Ancak karar Ermeni Soykırımı ile ilgili değil, ifade özgürlüğü ile ilgili.
İsviçre’de bir konferansta “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” sözüyle İsviçre tarafından cezaya çarptırılan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek davanın kararını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşınmıştı. 28 Ocak 2015 tarihindeki AİHM temyiz duruşmasından sonra karar yaklaşık 9 ay sonra 15 Ekim Perşembe günü verildi. AİHM verdiği kararda Vatan Partisi Başkanı Doğu Perinçek’i ifade özgürlüğü noktasında haklı buldu.
Karar Türkiye medyasının bahsettiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Ermeni tezlerinin zaferi değil.
Perinçek-İsviçre davasında Ermenistan'ı temsil eden iki insan hakları avukatı Amal Clooney ve Geoffrey Robertson QC, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin davayla ilgili kararına ilişkin bir açıklama yaptı. Verilen karar sonucunda İsviçre’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde yer alan ifade özgürlüğünü ihlal ettiği AİHM yargıçların 7’ye karşı 10 oyla Perinçek kazandı. İsviçre davayı kaybetti.
Amal Clooney ve Geoffrey Robertson QC'nin açıklaması şu şekilde:
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, Doğu Perinçek ile İsviçre arasındaki davaya müdahil olan Ermenistan hükümeti adına sunduğumuz argümanları onaylamış olmasından dolayı mutluluk duyuyoruz. Karar, Ermenistan için bir zaferdir.
AİHM, şiddete çağrı yapmadığı ve ırkçı nefret yaymadığı takdirde ifade özgürlüğünün kısıtlanmaması gerektiğine hükmetti. Bu sebeple, Perinçek, İsviçre yetkilileri tarafından yargılanmamalı zira kendisinin Türkçe dilinde yaptığı çığırtkanlığın, İsviçre'deki toplumsal bütünlüğe ve etnik kimlikler arası ilişkilere bir etkisi bulunmuyor.
Ermenistan bu davaya tek bir sebeple müdahil oldu: Çünkü alt mahkeme, 1915'te Ermeni halkına uygulanan soykırım gerçeğiyle ilgili bazı şüpheler olduğunu dile getirdi. Müdafi olarak, Büyük Daire'nin de yaptığı gibi, bu ciddi hatayı düzeltmiş olduk. Açıklanan karar, Ermeni Soykırımı gerçeğini tartışmaya açmıyor. 10 yargıç, bu konuya değinilmemesi gerektiğini söylerken, 7 yargıç, "Ermeni Soykırımı tartışmasız tarihsel bir gerçektir" dedi.
Karar, aynı zamanda Ermenilerin haklarının ve haysiyetlerinin Avrupa yasalarınca itibar edilip korunacağını gösteriyor. Bu haklara, Osmanlı Türklerinin, ulusun nüfusunun yarısından fazlasını imha etmesiyle oluşan toplumsal kimliğin tanınması da giriyor. (Paragraf 227)
Mahkemenin ifade özgürlüğünün önemiyle ilgili verdiği kararların, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde ifade özgürlüğüyle ilgili en kötü sicile sahip ülke olan Türkiye için önemli sonuçları olacak. Türkiye bundan böyle Hrant Dink gibi, Ermeni Soykırımı'yla ilgili gerçekleri yazarken TCK'nın 301'inci maddesindeki 'Türklüğü aşağılamaktan' yargılanmasını meşru gösteremeyecek. Bu yargılamalar, Perinçek davasında yorumlandığı şekilde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğünü garanti altına alan 10'uncu maddesine tamamen aykırıdır. Türkiye'yi 301'inci maddeyi kaldırmaya ve bu maddeye dayanarak yürütülen hastalıklı yargılamaları sonlandırmaya çağırıyoruz.
Perinçek, o çok istediği kahramanlık mevkisine oturmaması gereken bir provokatördür. Mahkemenin, kendisinin talep ettiği 120 bin euro tazminatı reddettiğini ve kişisel adli harcamaları da dahil ona hiçbir ödenek aktarmadığını belirtiriz."
Hukukçu Kerem Altıparmak ise konuya dair şunları belirtti:
‘‘Perinçek kararını karşı oylarla birlikte okudum. Büyük zafer çığlıklarının ne kadar yersiz olduğunu anladım. Ortda bir zafer yok, bilakis Daire kararına göre çok daha güçlü bir "Soykırım var" pozisyonu olduğunu saptayabiliyoruz.
1. AİHM Perinçek kararından sonra, başka koşullarda Ermeni Soykırım yok denmesinin suç olarak tanımlanmasını kabul edebilir. Bu kapı kapanmış değil. Çünkü karar olayın İsviçre'de olduğunu, Ermenilerin orada bundan çok etkilenmediği, Perinçek'in extremist olmadığı gibi unsurlar nedeniyle ihlal bulmuş. Her yerde durum aynı olmayabilir. Başka vakalarda ihlal bulmayabilir AİHM.
2. Karar aslında 10-7 değil 9-8. Çünkü Yargıç Nussberger, Ermeni soykırımı ile Yahudi soykırımı arasında fark yaratılmasına karşı çıkıyor. Ermeni Soykırımı yoktur demenin suç olmasına da karşı değil. Çoğunlukla birlikte oy kullanmasının tek nedenini bu konunun İsviçre hukukunda açık olmaması olarak açıklıyor.
3. Bu durumda, Türkiyeli hakim Işıl Karakaş'ı çıkarırsanız aslında Avrupalı yargıçlar tam 8-8 ayrılıyor. Bu da sanıldığı gibi tokat gibi bir karar olmadığını açıkça gösteriyor.
4. Perinçek'in bir radikal olmadığına dair en önemli destek Kürtlerle kardeş olduğu günlerden geliyor. AİHM Perinçekle ilgili daha önceki iki kararına (para. 237) yollama yaparak, onun bir extremist olmadığını çünkü Kürtlerle nasıl birlikte yürümek istediğini saptıyor
5. Çoğunluktan farklı olarak karş ıoy yazan 7 üye, Ermeni Soykırımı tarihsel bir gerçektir ifadesini çok açık ve net kullanıyor. Çoğunluk ise yoktur demiyor, bir çok nedenle yoktur denmesinin suç olarak tanımlanmasını Sözleşmeye aykırı buluyor. Bu da hem gazetelerin, hem de "uzmanlar"ın olayı nasıl çarpıttığının açık bir göstergesi.
6. Davaya 3. Taraf olarak katılan Türkiye Hükümetinin ifade özgürlüğü aşkını ise hiç anlatmayayım. Nasıl ifade özgürlüğü diye yanıp tutuşan bir devletmiş bu demeden edemiyorsunuz. Bundan sonra Türkiye'deki bütün ifade özgürlüğü davalarına bu özgürlükçü ifadeleri eklemeyi planlıyorum.’’