Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Kaos GL Derneği’nin LGBTİ+ yürüyüş ve etkinlik yasaklarıyla ilgili iki başvurusunu birleştirdi.
Dernek, 2016’da Homofobi Karşıtı Yürüyüşün yasaklanması ve Ankara Valiliği’nin 2017’de OHAL döneminde ilan ettiği süresiz LGBTİ+ etkinlik yasağıyla ilgili AİHM’e başvurmuştu.
AİHM, davayı toplanma ve örgütlenme özgürlüğü, ayrımcılık yasağı ve etkili başvuru hakkı temelinde incelemeye başladı.
AİHM, 18 Mayıs 2016’da yapılmak istenen Homofobi Karşıtı Yürüyüşün engellenmesinin barışçıl toplanma özgürlüğünü ihlal edip etmediğini, müdahalenin yasal dayanağını ve orantılı olup olmadığını sorguladı. Ayrıca, Türkiye’nin yasak yerine yürüyüşün yapılabilmesi için gerekli önlemleri alıp almadığını sordu.
AİHM, Türkiye’ye Ankara Valiliği’nin OHAL döneminde kent genelinde tüm LGBTİ+ etkinliklerini süresiz olarak yasaklamasıyla ilgili de sorular yöneltti. Bu kararla derneğin yasal amaçlarını gerçekleştirmesinin engellenip engellenmediğini ve ayrımcılık yasağının ihlal edilip edilmediğini sordu.
Kaos GL’den Yıldız Tar’ın aktardığına göre, Türkiye’nin 1 Ekim’e kadar bu sorulara yanıt vermesi veya davanın dostane çözümüyle ilgili tutumunu belirtmesi gerekiyor.
“LGBTİ+ toplumu mağdur oldu”
Kaos GL, Ankara Valiliği’nin OHAL döneminde süresiz olarak aldığı LGBTİ+ etkinliklerini kapsayan yasaklama kararı 2019’da kaldırılmış olmasına rağmen, bu yasaklama nedeniyle meydana gelen hak ihlalinin yarattığı zararın değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Dernek, AİHM başvurusunda ayrıca 2017’deki yasağa karşı dava devam ederken, Valiliğin 2018’de aynı içerikle yeni bir yasak kararı aldığını belirtti.
Dernek, OHAL’in üç aylık sürelerle ilan edilmesine rağmen yasak kararının süresiz olduğuna dikkat çekti ve yasak ile hem LGBTİ+ toplumunun hem de LGBTİ+ derneklerinin mağdur edildiğini vurguladı. Kaos GL, başvurusunda OHAL döneminde bile devletlerin ayrımcılık yasağına aykırı tedbirler alamayacağını belirtti.