SEÇTİKLERİMİZ – Rıfat Doğan’ın Artı Gerçek’teki Ahmet Şık Röportajı: “…‘yeni bir dönem’ başlatacak isen partinin var olan yapısal sorunları başta olmak üzere sorunlu alanlara/kişilere neşter vurarak bu problemleri ortadan kaldıracak bir değişimi başlatarak yola çıkmak gerek.”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, partisinin öznel ve nesnel koşullar nedeniyle politik bir çizgi tutturamadığına dikkat çekerek “HDP’nin sadece niyet beyanıyla, sonrasında sahip çıkamadığımız sözlerle, temennilerle yol alması pek mümkün değil” dedi.
HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, partisine politika üretmekten kadro yetiştirmeye, örgütsel sorunlardan, parti içi oluşan bürokrasiye kadar bir dizi başlıkta eleştiri yönelterek, “Partinin var olan yapısal sorunları başta olmak üzere sorunlu alanlara/kişilere neşter vurarak bu problemleri ortadan kaldıracak bir değişimi başlatarak yola çıkmak gerek” diyor.
Şık’ın üzerinde durduğu başka bir sorun ise HDP’nin CHP’lileşmesi. Şık bu sorunu şöyle tanımlıyor: “HDP’deki parti içi bürokrasi ve bunun yarattığı statükoyla birlikte karşımıza çıkan tablo hantallaşma oluyor. Başka bir deyişle HDP için sorunun adını CHP’lileşme diye koymak yanlış olmaz.”
Kongre’den beklentisinin geçmiş dönemi masaya yatırarak daha örgütlü, daha güçlü, daha organize bir mücadele yürütebilmenin zemininin nasıl sağlanabileceği ve ülkenin ve tüm yurttaşların meselelerine dair sözü ve çözüm önerileri olan bir politik çizgi olduğunu belirten Şık, “Bu dediğimi, kendimi de katarak söylüyorum, bir özeleştiri olarak da kabul edebilirsiniz” değerlendirmesinde bulunuyor.
HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ın Artı Gerçek’in HDP 4. Olağan Büyük Kongresi ile ilgili sorularına verdiği oldukça kapsamlı yanıtları şu şekilde:
‘PARTİNİN YAPISAL SORUNLARINA NEŞTER VURULMALI’
HDP 4. Kongresi ile birlikte yeni bir dönemi de başlatmış olacak. Bu kongreden beklentileriniz nelerdir?
Dediğiniz gibi, kongre yeni bir dönemi başlatacak. Ancak başlayacak olan; geçmiş dönemin hatalarından, eksiklerinden, yanlışlarından, yapabildiklerimiz ve yapamadıklarımızdan ders çıkararak bunları telafi edecek bir yeni dönem mi yoksa eskinin devamı olan ya da eskiyi devam ettirecek bir “yeni dönemin” başlangıcı mı olacak hep birlikte göreceğiz. Bu bağlamda beklentim; geçmiş dönemi masaya yatırarak daha örgütlü, daha güçlü, daha organize bir mücadele yürütebilmenin zemininin nasıl sağlanabileceği ve ülkenin ve tüm yurttaşların meselelerine dair sözü ve çözüm önerileri olan bir politik çizgi. Bu dediğimi, kendimi de katarak söylüyorum, bir özeleştiri olarak da kabul edebilirsiniz. Çünkü Halkların Demokratik Partisi, elinde olan ve olmayan nedenlerle ya da kendisinin ve memleketin öznel ve nesnel koşulları/sorunları nedeniyle bu beklentileri karşılayabilecek bir politik çizgi tutturamadı kanımca. Nihayetinde Türkiye’de siyaset yapma iddiasında iseniz bu iddianız her zaman işlevsellik ya da sözünü tutup tutmadığın/nasıl tuttuğun üzerinden test edilir. Yaşadığı bunca soruna, devlet baskısı ve zulmüne rağmen halen en faal muhalefet partisi olmaya gayret eden HDP’nin sadece niyet beyanıyla, sonrasında sahip çıkamadığımız sözlerle, temennilerle yol alması pek mümkün değil.
Şimdi yanlış/hata/eksikleri telafi etmek niyet ve arzusunda isek, bu değişimi göstermek istiyorsak önümüzdeki kongrede bu değişim niyet ve arzusunun temsiliyet bulduğu yerden, yani eş başkanlık makamlarından başlayarak bunu göstermek gerekir. Bu söylediğimden eş başkanlar değişsin manası çıkmamalı. Ya da sadece bu mana çıkmamalı. Çünkü isimlere değil yönetim anlayışına ya da partinin politik çizgisine dair bir önermede bulunuyorum. Mevcut isimlerle devam edebilirsin ama sözün başında da dediğimiz “yeni bir dönem” başlatacak isen partinin var olan yapısal sorunları başta olmak üzere sorunlu alanlara/kişilere neşter vurarak bu problemleri ortadan kaldıracak bir değişimi başlatarak yola çıkmak gerek. HDP’nin yapısal sorunlarına çözüm üretebilecek bir kadrolaşmaya gitmek bir değişim olacağının da kanıtı olur.
‘YERELİN GÖRÜŞLERİ DİKKATE ALINMIYOR’
Yapısal sorunlardan kastınız nedir?
Siyaset yapmak ile politik olmak arasında belirgin bir fark var. Bu bağlamda kurulu düzen içerisinde sol/demokrat cenah açısından siyaset yapmanın kurumsal adresi CHP, ancak politik olmanın kurumsal adresi de HDP’dir. AKP ise çıkar örgütlenmesinin kurumsal adresidir. Politik olmak söylemleriniz ve mücadelenize uygun bir diskur ve eylem pratiği ve seçimlerde de buna uygun adaylarla temsil edilmektir. Tam da bu nedenlerle CHP ne kadar anti-politik bir siyaset kurumu ise HDP de bir o kadar politik bir siyaset kurumudur. Buradaki tek zaafımız güçlü bir tabana sahip olmamıza rağmen bir o kadar zayıf/zayıflatılmış bir örgüt (Örgütsel dağınıklık, merkez-yerel dengesinin yerel aleyhine bozulması, gidenin yerine yenisini koyamamanın ya da yerine konulacak kişinin yetiştirilmemiş olmasının yarattığı yedekli çalışma sisteminin refüze olması, yönetim kademelerinin atlama tahtası olarak kullanılması, yerelin görüşlerinin dikkate alınmaması gibi zayıflıklar/zaaflar) olmamız gerçeğidir.
… Rıfat DOĞAN’ın Artı Gerçek’teki Ahmet ŞIK röportajının tamamını okumak için TIKLAYIN