Özer’in hâkimlikteki ifadesi ortaya çıktı. Üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyen Özer şunları söyledi:
“Siyasi bir davadır, ben bir akademisyenim, profesörüm, 40 yıl devletin çeşitli kademelerinde çalıştım, Milli Eğitim Bakanlığında çalıştım, üniversitelerde dekanlık, kurucu dekanlık, senato ve yönetim kurulu üyeliğinde bulundum. Bu süre içerisinde hakkımda hiçbir soruşturma ve kovuşturma olmamıştır, adliyeye gelmişliğim dahi yoktur. Bugüne kadar böyle bir şey söz konusu değildi. Esenyurt Belediye Başkanı olduktan sonra iki kişiden birinin oyunu alarak ki çok büyük bir ilçedir, yedi aydır başarılı şekilde belediye başkanlığı yaparım. Siyasi bir yönelim yapılıyor, halk iradesi gasp ediliyor, böyle bir durum kabul edilemez. İstanbul’da düzeni bozma yönünde insanlarda infial yaratma amacıyla yapılmaktadır. Hem belediye açısından, hem siyasi açıdan sonuçlar doğuracaktır. Dosyadan anlaşılacağı üzere hiçbir belgeye dayanmayan iddialar ile suçlanıyorum. Örneğin 40 civarında kitap yazmış bir yazarım, bunların bir kısmı bölgesel kalkınmayla ilgili bir kısmı roman, bir kısmı Kürt meselesi ile ilgilidir. 200 civarında ulusal makalem ve 300 civarında bildirim yayınlanmıştır. Türkiye’nin çeşitli ulusal televizyonlarında görüşüne başvurulmuş kişiyim, hâl böyleyken 2002 yılında Öcalan ile yapılan görüşmede iradem dışında ismimin geçtiği iddia ve suçlama yapılıyor. Yazarım. Herkes okuyabilir görüş derzedebilir, orada ismimin geçmiş olması herhangi bir delil midir? Başka bir insanın isminin zikredilmesi bu suçu mu yaratır?”
“Bunların hepsi uydurma”
“Benim hiçbir örgüt ile ilgim yoktur, bunu tamamen reddediyorum” diyen Özer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu davanın siyasi olduğunun göstergesidir, Mehmet Kaya’nın kendisi değil de akrabalarının terör örgütü üyesi olduğu söylenmiştir. Ben tanımıyorum. Annesi ölmüş ben ‘Başınız sağ olsun değerli anneniz’ varmış demişim, bu ne anlama geliyormuş? Böyle şeyler söylediğimi hatırlamıyorum, söylemişsem de neresi suçtur? Bunların hepsi uydurma, zorlama, siyasi atraksiyonlar ile görevden alınmam için uydurulmuştur, kayyım atanmasının alt yapısı oluşturulmuştur. Daha savcılıktayken kayyım atandı şeklinde A Haber’de vs haberler çıkmıştır. Medyader diye bir yeri ziyaret edip etmediğimi hatırlamıyorum. Siyasi kimliği olan insanım, her gün onlarca insan beni arar, bazılarına cevap vermeye dahi yetişemem, o insanların kim olduğunu bilmem, arayan insanların GBT’sini soramam, yol üstünden geçerken dahi selam verilir, gittiğim yerlerde fotoğraf çekilmek isteyenler olur. Şema çizilmiş benim ne alakam vardır?”
“Remzi Kartal’la aynı aşiretteniz”
Özer, Faik Kaplan isimli şahsı tanımadığını belirterek “Burada bir evim var, o evi kiraya vermiştim. Kızımdan öğrendiğim kadarıyla kiraya verilen kişi bunların yakınıymış incelenirse her ay kira parası gelmiştir bana, bu adamın kim olduğunu bilmem. Avukat olan kızım vasıtasıyla emlakçılar üzerinden her ay kiram yatırılmıştır, menşeini kaynağını bilemem. Remzi Kartal da Vanlıdır, o Van milletvekiliydi. Aynı aşiret mensubuyuz, yurt dışına çıktıktan sonra irtibatım yoktur. Benzer bir ideolojiye ve dünya görüşüne sahip değilim. Onun ailesini tanırım Van’dadır, Van’a gittiğimde kendilerine taziye dileklerimi sundum. Neredeyse bundan da bir sonuç çıkaracaklar, bunlar insani yaptığımız işlerdir” dedi.
CHP Genel Başkanı Özel: Belli ki plan çoktan kurulmuş
Esenyurt Belediye Başkanı Özer’in tutuklanmasının ardından Halk TV’ye açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkanı Özgür Özel “Kayyum atanması için Valiliğin tebligat vermesi gerekir. Tutuklama bile gerçekleşmemişken, kayyum ataması gerçekleşmez. Belli ki plan çoktan kurulmuş, hazırlıklar yapılmış. Bununla birlikte, bugün öğlen Sayın Erdoğan bana şöyle dedi: ‘Esenyurt’ta biz bir şeyler yapıyoruz niye karşı çıkıyorsun. Yakında öğrenirsin neler neler var.’ Dosyada gizlilik var. Erdoğan bu işin esas bileni. Yargının üzerinde ciddi bir vesayet ve çok ciddi siyasi operasyon olduğu çok açık” dedi.
Özel, “Akın Gürlek, sayın Erdoğan’ın şahsi telefonu ile İstanbul’a Başsavcı oldu. Akın Gürlek demek ki zorlu bir süreçte yine seyyar giyotin olarak İstanbul’da bir takım görevleri yerine getirecek. Bugün alınan karar Esenyurt ile sınırlı değil, bunun devamı gelecektir, getirilmeye çalışılacaktır. Bu noktada İstanbulular ve hepimiz milli iradeye sahip çıkarsak bütün hesaplar geri dönecektir. Milletin kendi iradesine sahip çıkması gerekir” ifadelerini kullandı.
CHP lideri, “Eğer Ahmet Özer’in uğradığı muamele normal bir uygulamaymış gibi hazmedilirse bunun arkası gelir. Asıl hedef önce İstanbul’un iradesi, sonra temel hedef ise Türkiye’deki seçmenlerin seçme iradesine ipotek koyma adımları atıldığı ortada. Kritik bir eşikteyiz. Ayrıca bunun bir partisi de yok. Esenyurt’ta çok önemli bir seçim başarısı var. Seçmenin özgür iradesine saygı duymaya, duymayanları da haddini bildirmeye davet ediyorum. Hep birlikte bugün saat 16’da Esenyurt Belediyesi’nin önünde bu iradeye sahip çıkacağız” diye ekledi.