İzmir Tabip Odası’nın yaptığı anket çalışmasının ön sonuçlarına göre, acil serviste çalışan hekimlerin sadece yüzde 1’i, görev sırasında kendini güvende hissediyor.
İzmir Tabip Odası, acil serviste çalışan hekimlere yönelik anket düzenledi. 112’si kadın 330 hekimine yöneltilen 44 soruluk ankete, devlet ve özel hastanelerin acil servislerinde çalışan acil tıp uzmanı, acil tıp asistanı, pratisyen hekim, uzman hekim ve asistanlar katıldı. Yüzde 52’si İzmir’den, yüzde 48’i ise diğer şehirlerden olan acil servis hekimlerinin katıldığı anketin ön sonuçları açıklandı.
Yüzde 55’i branş değiştirmek istiyor
Anketin ön sonuçlarını değerlendiren Çamlı, acil servis hekimlerinin yüzde 92’sinin görev yaptıkları servislerinde ciddi güvenlik sorunu olduğunu ifade ettiğini belirterek, “Katılanların yüzde 90’ını, şu an servislerinde uygulanan performans sisteminin adil olmadığı görüşünde ve yüzde 55’i mesleklerini ya da branşlarını değiştirmeyi düşünüyor” dedi.
Çamlı, acil serviste özellikle pandemi döneminde iş yoğunluğunun çok fazla arttığını belirterek şöyle devam etti:
“Hekimlerimizin yüzde 55’i günde 100’den, yüzde 30’u ise 200’den fazla hastaya bakıyor. Bu da acil servis yükünün ne kadar arttığını gösteriyor. Yüzde 80’i baktıkları hastaların yarısından çoğunun gerçekte acil servis hatası olmadıklarını ifade ediyor. Dolayısıyla aciliyet içermediği halde acile başvuran hasta oranının gerçekten çok yüksek olması, bu gereksiz iş yükünün ortaya çıkmasına neden oluyor. Acil servis hekimleri, ayrıca Covid-19 poliklinikleri ve yoğun bakımlarında da çalıştılar. Ankete katılan hekimlerimizin yüzde 74’ü, bu servislerde çalıştıklarını, bunlardan yüzde 34’ü de corona virüsü geçirdiklerini söyledi.”
Yüzde 30’una depresyon tanısı konmuş
Ankette katılan hekimlerin yüzde 94’ünün tükenmişlik yaşadığını, yüzde 30’una son bir yıl içerisinde depresyon tanısı konulduğunu söyleyen Çamlı, “Gerçekten zor koşullarda, özveriyle hizmet vermeye çalışan acil servis hekimlerinin gerek olumsuz çalışma koşulları gerekse zaman içinde giderek düşen özlük hakları ve emeklerinin karşılığını alamamak, onları büyük ölçüde istifayı daha çok düşünen, depresyon yaşayan, tükenmişlik yaşayan hekimler haline getirdi” ifadelerini kullandı.