Onurlu ve haklı bir mücadelenin temellerini oluşturan sol sosyalist, yurtsever hareketlerin son süreçte kazandığı siyasal ve toplumsal kazanımları sindiremeyen AKP kadroları Kaçaksaray ucubesi 7 Haziran seçimlerinde aldığı yenilginin hazımsızlığıyla beraber özellikle devrimcilere bilinçli ve pervasızca katliam boyutlarına varan saldırılarını ve geçmişte yaşanılan benzer süreçlerde de olduğu gibi karanlık misyoner kontrgerilla çetelerini halkların ve devrimcilerin üzerine saldırtmaktadır.
2013’de başlayan çatışmasızlık ve çözüm sürecine ilk günden son güne kadar hiçbir şekilde katkı sağlamayan AKP hükümetinin aksine Kürt Özgürlük Hareketi ve devrimci güçler nezdinde gerçek barış uğruna tüm olumsuzluklara rağmen ilkelerimiz ve inançlarımız doğrultusunda süreci ayakta tutmak için mücadeleyi yükselmekten bir an bile tereddüt etmedik.
AKP hükümeti Türkiye siyasetinde üstlendiği tek din, tek dil, tek ırk ve tek bayrak politikasıyla Gezi’de direnenlere ‘çapulcu’ diyerek saldırdı. Soma’ya, Ermenek’e ve diğer işçi katliamlarına ‘kader’ dedi, ‘fıtratında var’ dedi. Kobane’de IŞID vahşetine karşı direnenlere ‘Kobane düştü, düşecek.’ dedi. Bu yürütmeye çalıştığı anlamsız politikaların karşılığını 7 Haziran’da çok güvendiği iktidarını kaybederek hezimete uğradı. Yükselen ve güçlenen emek, demokrasi ve özgürlük günlerinin bu siyasal başarısının önünü kesmek için önceden planladığı savaş hamlelerini hayata geçirmiştir. Kobane’nin yeniden inşası için SGDF’nin örgütlediği dayanışma çağrısına vahşice canlı bomba saldırısı yapan Türk asıllı AKP destekli IŞID militanı Suruç’u kana bulamış, 32 yoldaşımızı katletmiştir. Hayatını kaybeden yoldaşlarımız toprağa verilirken acizce ve alçakca politikalarını devam ettiren AKP hükümeti bu süreçte yaptığı ev baskınlarıyla sivil toplum örgütlerine ve mahalle derneklerine varana kadar devrimci odaklara saldırıları devam etmiştir. Uğur Özkan yoldaşımız için taziyeleri kabul ettiğimiz Sultangazi Mahallesi’ndeki büromuzda 25 Temmuz günü DHKP-C üyesi olan Günay Özarslan’ı ev baskını sırasında infaz eden polis saat 15.00’da yapılacak olan cenaze yürüyüşünü iç güvenlik yasasını bahane ederek engelledi ve mahallede sıkıyönetim ilan etti.
Olayların başladığı ilk anlarda S 27 numaralı akreple halkın arasına girmek suretiyle aracın dikkatini dağıtan diğer insanlar sayesinde bir kadın ezilmekten son anda kurtuldu. Polislerin o an itibarıyla konumlanış şekilleri Gazi Cemevi’nin ön ve arka kapısında ikişer toma, dörder akrep aracı ile aynı zamanda İsmet Paşa Caddesi boyunca bölgede 30 toma ve 6 akrep aracını yerleştirerek aldı. Bu baskı ve zulüm politikalarına mahalle halkının ortak mücadele ve dayanışma kırmak zırhlı araçlarla sokak aralarına girerek parti büromuza ve diğer devrimci kurumlara gaz bombası atıldı ve sürekli taciz edildi. 3 güne yayılan bu olaylar esnasında cemevine yakın bölgede zırhlı araçlardan indirilen özel hareket polisleri uzun namlulu silahlarla caddede ve ara sokaklarda katliam provası yapmıştır. Bu esnada bilgisini alamadığımız biri tarafından bir çevik kuvvet polisi ölmüştür. Bunun sorumlusu cenazeyi kaldırmaya izin vermeyen kolluk kuvvetleri ve AKP hükümetidir.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP)
İstanbul Sultangazi İlçe Örgütü