SEÇTİKLERİMİZ – Ali Duran TOPUZ Gazete Duvar için yazdı: Ahali tepki gösterince o köpekli dangalağın tutuklanmasıyla, çocuklara silah çeken polisin açığa alınmasıyla, o mezardan cenaze çıkarmak isteyen ülkücülerin bağlı olduğu il teşkilatını kapatmakla hiçbir şey kapanmış olmaz…
1
İki köpeği yönlendirmeyi öğrenmiş bir dangalak, bir eşek yavrusunu o iki köpeğe parçalatıyor. Marifetini videoya çekip paylaşıyor.
2
İki kadın, bir televizyon ekranında tatlı tatlı konuşuyor. Güler yüzle, nefes nefese, birbirinin sözüne söz katarak. Kendilerinden memnun, kendilerinden razı, iyi bir iş yaptıklarından emin. Ne konuşuyorlar peki? Biri, ailesinin kaç kişiyi öldürebileceğini anlatıyor: “Ayaklarını denk alsınlar.” Öbürü ballandırıyor: “Dört ayaklarını.” Çaresiz yavru hayvanı köpeğine parçalatan dangalağın yaptıklarını kaydedip yayınlamasında gördüğü yarara benzeyen bir yarar görüyorlar sözlerinde. Reji de memnun ki yayın sular seller gibi akıyor. Köpekli adamla ekranlı kadınların buluştuğu yerlerden biri “hayvan”, buluştukları diğer şey de şiddet. Şiddet uygulamak sorun değil, hayvana yönelince hiç sorun değil, eminler. İlkinde gerçekten bir hayvan var, ikincisinde “hayvan” olarak görülen insanlar.
3
Bir grup sinirli erkek, kamera karşısında saklanma gizlenme ihtiyacı duymadan esip gürlüyor. Öfke dolular. Birazdan yapacakları şeyi ilan ediyorlar. Defnedilecek cenazeyi (Ölüm orucunda can veren Grup Yorum müzisyenlerinden İbrahim Gökçek) mezardan çıkarıp yakacaklarını ilan ediyorlar. İnsan ölünce gömülür. Dost da olsa düşman da olsa. Bunlar, hayır diyor, bunu gömemezsiniz. Yakarız. Ölüyü insan olarak görmüyorlar. Eşeği parçalatanın, ekranlarda aile başı kaç kişiyi öldüreceklerini gülerek konuşan kadınların burcundanlar besbelli. Şiddette buluşuyorlar. Şiddetlerinden eminler. Şiddetlerinin onay alacağından eminler.
4
Birkaç üniformalı, birini çevirmiş. İtişip kakışıyorlar, bağırışıyorlar. Ne oluyor? Kimlik sorgusuna hayır cevabını vermiş biri. İtiş kakış sürerken belindeki silahı çekip ayağından vuruyor, üniformalılardan biri.
5
Yedi sekiz yaşında çocuklar oynuyor. Bir yetişkin, belindeki silahı çekmiş havaya ateş ediyor. Kaçan kaçıyor, kaçamayan çocuğu tutup götürüyor. Silah elinde. O da rahat. Kamera filan umurunda değil.
ORTAK NOKTA: ŞİDDETİN KOLAY KULLANIMI
Hedeftekiler kim? Birincide hayvan. İkincide görüşlerini beğenmediği insanlar. Üçüncüde kendilerine zıt görüşte bir insanın cenazesi. Dördüncüde kimlik sorgusuna karşı çıkan bir yurttaş. Beşincide çocuklar. İlk üçlüdekiler “sivil”, son ikili “resmi.” Beşini buluşturan şey, şiddetin kolay kullanımı.
Neye şahit oluyoruz? Sadece kötü kalpli, karanlık ruhlu, ne dediğini bilmeyen, sinirine hakim olamayan, mesleki yeterliliği bulunmayan şahısların ettiği işlere mi? Böyle olsa kolay, belli sayıda mücrim, beceriksiz, ehil olmayan kişi her yerde bulunur. Fakat bu işlerin böyle “göstere göstere” yapılması, durumun bu kadar kolay geçiştirilemeyeceğini göstermiyor mu?
Ali Duaran TOPUZ’un Gazete Duvar’daki yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN