SEÇTİKLERİMİZ – Fehim TAŞTEKİN Gazete Duvar için yazdı: İranlılar sıcak mesajlar veriyor ama Amerikalılarda Kazımi’yi kendi adamları olarak görme eğilimi daha yüksek. Ketaib Hizbullah’ın Süleymani ve Mühendis’in ölümünden Kazımi’yi sorumlu tutması “Tahran Kazımi’ye karşı” diye yorumlanmıştı…
Ekimde Iraklıların “Irak’ı geri alma” isyanı.
Yüzlerce gencin sokaklarda katledilmesi.
Haşd el Şaabi ile ABD arasındaki salvolar.
Başbakan Adil Abdülmehdi’nin istifası.
Amerikan güçlerinin çekilmesi yönünde meclis kararı.
ABD’nin İran Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşd el Şaabi liderlerinden Ebu Mehdi el Mühendis’i öldürmesi.
Amerikan üslerine İran misillemesiyle 110 askerde beyin travması.
Ve başarısız hükümet kurma denemeleri…
Bu minvaldeki “kanlı düğüm” nihayet geçen hafta Irak İstihbarat Kurumu Başkanı Mustafa el Kazımi’nin hükümeti kurmasıyla çözüldü. Biraz koronanın getirdiği ağır tablo, biraz IŞİD’in ölüm makinesi olarak geri dönmesi, biraz elektrik ve su sıkıntısının isyan çıkardığı sıcakların başlaması, biraz da Irak üzerinden birbiriyle kapışan Amerika-İran’ın kendi limitlerini görmesi sayesinde.
Siyaset simsarlarının makul olmaları için yüzlerce insanın can vermesi kâfi gelmedi.
Kazımi’nin bir yandan öfkeli kitleleri tatmin etmesi, diğer yandan hükümet kilitlenmesin diye İran’la bağlantılı grupları görmesi, diğer taraftan Amerikan desteğini garantilemesi gerekiyor. Ondan önce hükümet IMF ve Dünya Bankası’nın kapısına varıp Washington’a “Bir el atıver” diye bakar duruma gelmişti. Üçlü dengede oynamak yüksek yetenekleri gerektiriyor.
Kazımi’nin ilk iki icraatı sokağın beklentisine denk düşüyor: Tutuklanan göstericilerin bırakılması ve Abdülmehdi’nin görevden aldığı eski Terörle Mücadele Hizmeti Başkan Yardımcısı Abdülvehhab el Saadi’nin kurumun başına atanması. İran destekli gruplar Saadi’yi “Amerikalıların adamı” diye eleştiriyordu. Kızağa alınması gösterilerde yeni bir ateşleme yapmıştı.
***
Bir gelenek tekrarlandı ve hasım taraflar yani İran ve ABD Kazımi’ye ivedilikle destek sundu. Her iki taraf da eğer savaşa tutuşmayacaklarsa yapabileceklerinin limitlerine ulaştı. Bu durum Kazımi’ye gerilimi biraz soğutma ve kartları yeniden karma fırsatı sunuyor. Suudi Kralı Selman da Kazımi’yi ülkesine davet etti. Bu hüsnükabulü Bağdat’ı kendi eksenine çekme girişimleri izleyecektir. Kazımi’nin istihbarat şefi olarak pek çok tarafla çalışmış olması güç dengelerini idare etmede ona avantaj sağlayabilir.
Fehim TAŞTEKİN'in Gazete Duvar'daki yazısının tamamı için TIKLAYIN