25 Kasım’da Ali Malikov ve Parvin Alekberova, Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’ne özel İstanbul’da düzenlenen eylem sırasında, saat 19:00 civarında polis tarafından gözaltına alındı.
Olay yerindeki görgü tanıklarına göre, gözaltı sırasında ikisi de şiddete maruz kaldılar, arkadan kelepçelendiler ve polis arabasına götürüldüler.
Gözaltı haberinin kamuoyuna açıklanmasının ardından, 25 Kasım’da Kadın Platformu’nun itirazı üzerine İstanbul Barosu tarafından her ikisine de avukat atandı.
Nafas LGBTI Azerbaijan Alliance, gözaltına alınan Malikov ve Alakbarova hakkında açıklama yayımladı. Nafas, geri gönderme merkezinde tutulan arkadaşlarının sağlık durumundan endişeli olduklarını aktarırken avukatlarıyla konuşma hakkı ihlal edilmiş olan arkadaşları hakkında acil bilgi talep ettiklerini vurguladı.
Nafas LGBTİ Azerbaijan Alliance, gözaltına alınan Malikov ve Alakbarova’nın durumunu saat saat şu şekilde aktardı:
26 Kasım
Ali ve Parvin Alakbarova ile iletişim kurmak ancak 11 saat sonra mümkün oldu. Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde ikisiyle de görüşen avukatlar şunları söyledi:
“Her ikisi saatlerce elleri arkadan kelepçeli bir şekilde polis aracında tutulduğunu belirttiler.
Bu süreçte, polis aracında tıbbi muayeneye tabi tutularak doktor raporu düzenlendi ve raporda ikisinde de herhangi bir yaralanma olmadığı belirtildi. Ancak daha sonra hastaneye götürülerek yeniden tıbbi muayeneden geçirildiler.
Ardından ikisi de Vatan İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürülerek sabah saat 05:00’e kadar burada tutuldu. Buradan ise saat 07:00’de Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne sevk edildiler”
Görüşme sırasında avukatlar, iletişim kurabilmeleri için her ikisine de kağıda yazılmış telefon numaraları verdi.
Ali’nin Tourette sendromu olduğu için düzenli olarak sakinleştirici ilaçlar alması gerekiyor. Ancak avukatın talebine rağmen, ilaçların reçetesiz olması gerekçe gösterilerek kendisine verilmesine izin verilmedi. Ayrıca, Ali’nin vegan beslendiği belirtilmesine rağmen, dışarıdan yiyecek getirilmesine izin verilmedi ve sadece polis tarafından sağlanan yemeklerle besleneceği belirtildi.
Polis merkezinde avukatlara, akşam (26 Kasım) saat 15:00’te her ikisinin Arnavutköy Geri Gönderme Merkezi’ne gönderileceği ve iki gün burada tutulduktan sonra mahkemeye çıkarılacakları bildirildi.
Bu süreçte Pervin iki kez iletişim kurmayı başarsa da, Ali Melikov’la ne iletişim kurmak ne de nerede tutulduğuna dair bilgi almak mümkün olabildi.
27 Kasım
Ali’nin Arnavutköy’de olabileceği varsayımıyla, 27 Kasım sabahı saat 09:00’da atanmış gönüllü avukat, ilgili geri gönderme merkezine giderek Melikov ile görüşmek istedi. Ancak merkezden Melikov’un Çatalca, İnceğiz Geri Gönderme Merkezi’ne sevk edildiği bildirildi.
Saat 13: 00 civarında, atanmış avukat Ali temsilini reddetti ve davayla ilgilenmeyeceğini söyledi.
Gün içinde Melikov’un nerede tutulduğunu belirlemek için İnceğiz Geri Gönderme Merkezi ile ve merkezin bağlı olduğu Türkiye İçişleri Bakanlığı ile iletişim kurulmaya çalışıldı ancak çağrılar cevapsız kaldı.
Saat 17: 15
İlk temastan 33 saat sonra nihayet Ali ile iletişim kurulabildi. Saat 16:49’da, Ali bir arkadaşını arayarak, Parvin ile birlikte şu anda kadınlar için tasarlanmış İnceğiz Geri Gönderme Merkezi’nde bulunduğunu söyledi.
Bu merkeze götürülmeden önce Parvin ile birlikte Arnavutköy’deki merkezde tutulduklarını söyleyen Ali, oradaki durumun korkunç olduğunu, insanlık dışı muameleye maruz kaldıklarını, fiziksel istismara uğradıklarını söyledi.
Yalnız tutulmamaları için aile olduklarını söyledikten sonra bir odaya yerleştirildiklerini, tutuldukları odanın kapısının yaklaşık 20 kişi tarafından kırıldığını söyledi. Kendisine bu konu ve genel olarak yaşadıkları deneyimler hakkında ayrıntılı olarak sorulduğunda, konuşmak istemediğini söyledi.Geceyi çamur ve çöp dolu bir yerde geçirdiğini de ekledi.
Saat 19:30
Ali’nin aramasının ardından arkadaşlarımızdan birinden gelen aramada Ali ve Parvin’in gece yarısı Kocaeli’nde bulunan bir geri gönderme kampına sevk edilecekleri bildirildi.
Avukatlara ve yerel insan hakları aktivistlerine göre Kocaeli’deki kamp, kötü koşulları ve esas olarak terörle mücadele bağlamında mahkumların gönderilmesi ve alıkonulmasıyla ünlüdür.Saat 21:15
Ali ve Parvin’le akşam 8’den sonra birkaç telefon görüşmesi yapıldı. Bu konuşmalardan birinde kendilerine Arnavutköy merkezinde olduklarında fiziksel olarak istismara uğrayıp uğramadıkları sorulduğunda sessiz kalarak bu konuda detaylı konuşamak istemediklerini belirtdiler.
Tutuklandığı sırada Parvin, polis arabasına götürülürken şiddete uğradığını, polis memurlarının onu yere indirip vücudunun çeşitli yerlerine tekmelediğini ve üzerine iki şemsiye kırdığını bildirdi.
Saat 20: 29’da yapılan bir başka telefon görüşmesinde Ali, araca bindikten sonra aracın arızalanması nedeniyle son anda aktarımın gerçekleşmediğini ve şimdilik askıya alındığını söyledi.
Saat 21:00’da yapılan son telefon görüşmesinde aracın arızasını hall ettiler ve saat 21:30 civarında Kocaeli’de kampa gideceklerini söyledi.
28 Kasım
Saat 12:00
Avukat her ikisiyle görüştü.
Avukatın bildirdiğine göre, koşulları çok kötü. İçeride kalmak istemediklerini söylediler. Süreç, onların 4-5 gün orada kalmasını gerektirse de, bu kadar dayanamayacaklarını ifade ettiler.
Ali, üçüncü bir ülkeye gitmek istediğini belirtti.