SİYASİHABER YORUM – Sırtlarına askeri kamuflaj elbiseleri geçirip, maske takıp, uzun namlulu silahlar eşliğinde sosyal medyada ulu orta tehdit savuran paramiliter faşist çeteler hangi güç tarafından kollanıyor? Siyasal iktidarın, devletin, kolluk kuvvetlerinin arkalaması olmaksızın mümkün mü bu?
Askeri kamuflaj elbiseleri giymiş, uzun namlulu silahlarla donanmış, kimliği bilinmeyen (!) paralimiliter faşist çeteler sosyal medyada yayınlanan bir video ile tehditler savurdu. Grup Yorum gitaristi İbrahim Gökçek’in cenazesine yönelik saldırıların ardından görevinden alınan Kayseri Ülkü Ocakları Başkanı Serdar Turan'ın sosyal medyadan tehdit edildiğini söyleyen grup, "Ülkemizin 57'inci Alayı olan Ülkü Ocakları’nın herhangi bir bireyinin kılına zarar gelirse sizde hayali olan namlular bizde cayır cayır çalışır" denildi.
7 Haziran 2015 Genel Seçim sonuçlarının açığa çıkardığı, HDP’nin şahsında cisimleşen yükselen halk alternatifinin müesses nizamın temellerini sarsıyor olmasından büyük bir korkuya kapılan Türkiye’nin egemen siyasal kuvvetleri, verili statükonun sürdürülebilmesinin yolunu AKP İktidarı ile işbirliği içinde bombalamalar, kitle katliamları, provokasyonlar eşliğinde Kürtlere karşı gözünü karartmış bir savaş başlatarak seçim sonuçlarını yok saymakta gördü.
AKP MHP faşist iktidar koalisyonu
İçeride ve dışarıda suç dosyaları kabarmış, toplumsal desteği zayıflamış, Gezi Ayaklanması’yla birlikte ideolojik hegemonyasını büsbütün yitirmiş AKP İktidarı böylelikle müesses nizamın asli kuvvetlerinin de teşvikiyle faşist MHP’yle bir iktidar koalisyonu oluşturma yoluna girdi. Tayyip Erdoğan ve AKP’nin kurmay heyeti için iktidar katında tutunmanın yegane yolu faşist MHP’nin dümen suyunda, baskı, şiddet ve terör siyasetini derinleştirmekten, Kürt düşmanlığını iktidar koalisyonunun yapıştırıcı tutkalı haline getirmekten geçiyordu.
AKP MHP’nin rehinesi haline geliyor
Öngörülerek, bilinerek ve yol verilerek gerçekleştirilen 15 Temmuz Askeri Darbe girişimi iktidar katından indiğinde yolu kodeste son bulacak AKP İktidarı’nın kurmay heyeti için faşist MHP ile tesis ettiği koalisyonu derinleştirmenin hem vesilesi hem de zorunluluğu oldu. 15 Temmuz Askeri Darbe Girişimi, ideolojik hegemonyasını yitirmiş, toplumsal desteğini kaybetme yoluna girmiş AKP’nin sadece iktidar katında kalmaya devam etmek için baskı, şiddet, terör ve savaş siyasetini yoğunlaştırmasının manivelası değil, faşist bir partiyle oluşturduğu koalisyonun doğası gereği MHP’nin rehinesi haline sürüklenmesi sonucunu da doğurdu. Rehin alınan AKP, adım adım faşist politikaların da savunucusu ve nihayetinde kararlı bir icracısı haline geldi.
MHP gündeme getirdiğinde ayak dirediği, itiraz ettiği infaz yasasını Korona salgını bahanesiyle kuyruğunu kıstırarak içine sindirmek zorunda kalan AKP hakikati bu durumun göstergelerinden biridir.
Alelacele sokağa çıkma yasağı ilanatının Cumhurbaşkanı’nın emri olduğunu altını çizerek belirttiği halde sokağa da yansıyan güç gösterileri eşliğinde Soylu'nun istifasının Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmemiş olması, işaret ettiğimiz durumun bir başka örneğidir.
Kaynayan arı kovanı
AKP-MHP faşist iktidar koalisyonu aynı zamanda kaynayan bir arı kovanıdır. Büyükşehirlerin kaybedilmiş olmasıyla örselenen rant kaynakları nedeniyle küçülen pastadan daha büyük parça koparmak için kıyasıya mücadele etmeye devam ederlerken, faşizmin kurumsallaşma ve yerleşme sürecinde devletin bütün katlarında kıran kırana bir egemenlik mücadelesi yürütmektedirler.
Birbirlerine muhtaç olan kuvvetlerin koalisyonu olan AKP-MHP faşist iktidar koalisyonu hız kesmeksizin devlet içi egemenlik mücadelesini de sürdürmek zorundadır. Sendelemek, taviz vermek ve giderek bir diğerinin boyunduruğu altına girmek küçülen pastadan daha küçük bir pay alma sonucunu doğurmakla sınırlı kalmayacak, devlet içi iktidar mücadelesinde elde edilen mevzilerin de yitirilmesine neden olacaktır.
Kayseri’de arzı endam eyleyen paramiliter faşist çetelerin tehdit salvosu hem bu iç mücadelenin dışa vurma biçimi hem de AKP-MHP faşist iktidar koalisyonunun zorunluğu gereğidir.
“Çıkarsa çıksın ezer geçeriz!”
İzlediği ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı siyaset nedeniyle “iç savaş çıkar” uyarılarına Tayyip Erdoğan vakti zamanında “çıkarsa çıksın, ezer geçeriz!” demişti. Kendisini daha güçlü hissettiği 2016 yılı ortalarında ettiği bu lafın gereğini yerine getirme yolunda yürüyecekse eğer MHP’ye, onun örgütlediği paramileter faşist çetelere muhtaçtır Erdoğan. AKP, MHP’siz iktidar katında tutunamaz. Kayseri’de ortaya çıkan paramiliter faşist çetelerin tehdit videosu bu gerçeği apaçık bir biçimde kanıtlamaktadır.
Sırtlarına askeri kamuflaj elbiseleri geçirip, maske takıp, uzun namlulu silahlar eşliğinde sosyal medyada ulu orta tehdit savuran paramiliter faşist çeteler hangi güç tarafından kollanıyor? Siyasal iktidarın, devletin, kolluk kuvvetlerinin arkalaması olmaksızın mümkün mü bu?
Bu soruları yüksek sesle sormak manasızdır. İktidar katına dişiyle tırnağıyla tutunmak zorunda kalan AKP’nin paramiliter faşist çetelere şiddetle ihtiyacı vardır. Yularlarını kimlerin tuttuğu ayan beyan ortadadır.
Sosyal medyada paylaşılan videonun tamamı şöyle:
“İbrahim Gökçek denen kafirin leşinin vatan toprağı, şehitler diyarı Kayseri’ye gömülmesine şiddetle karşı çıkan Kayseri Ülkü Ocakları ve onun il başkanını sosyal medya aracılığıyla tehdit eden kansız grup bilsin ki ülkemizin 57’inci Alayı olan Ülkü Ocakları’nın herhangi bir bireyinin kılına zarar gelirse sizde hayali olan namlular bizde cayır cayır çalışır. Devletimizin askerine, polisine inancımız tamdır. Nefsi müdafaa olursa Kayseri Ülkü Ocakları Başkanı’nın görünmeyen orduları, kardeşleri var. Bir gece gelir Gazi Mahallesi’nde, Irak’ta, Rakka’da, her neredeyseniz orada hesap sorulur. Allah Türk devletini ve milletini var etsin!”