SEÇTİKLERİMİZ – Fehim TAŞTEKİN, Gazete Duvar için yazdı: Tehditler bir kenara Kürtlerin diyalog defterinde anlamlı not hâlâ yok. ENKS-PYD arasında belli konularda anlayış birliği hasıl olsa da pozisyonlar ve talepler arasındaki uyumsuzluk uçurum gibi.
Sindirmek için cana kastetmek muktedirlerin rutinidir. Öldürmeyi hak görürler. Muktedirin kutsallığı sindirilmiş tebaanın gözünde zaten mazurdur. Evi yakmak, kapı eşiğinde köpeği vurmak, kümesteki tavuğu boğazlamak da korkuyu ebedi kılmanın denenmiş yoludur. Sindirmede ikinci seviyedir. Anaların yasını ebedi kılmak için cesetlere eziyet ve mezarları tahrip evvelkilerin de belki akıl edemediği başka bir seviye.
Burada böyleyse sınır ötesindeki sınırsızlığı düşünün! Talancıyı, yağmacıyı, fidyeciyi Afrin ve ele geçirilen diğer bölgelerin başına bela edenlerin sınırsızlığı!
Bu dönemin dış politikasına damgasını vuran bariz unsur ‘bozmak’, ‘bozguna uğratmak’. Bunun önüne ‘oyun’ kelimesi eklendi mi boy aynasında ‘stratejik aktör’ beliriyor. Gururla tekrarladıkları şey, “Oyunu bozduk”.
Nedir ki bozulan, baltalanan, bozguna uğratılan?
– Kürtlerle Kürtlerin diyaloğu.
– Kürtlerin Rus garantörlüğüyle garantiye alma umudu.
– Kürtlerin Şam’la çözüm yolu.
Olası müzakere masasını, “Suriye’de tuttuğum parçaları koparırım” pozuyla peşinen deviriyor.
Dışişleri, Doğu Akdeniz ve Libya konusunda Mısır, Kıbrıs, Yunanistan ve BAE ile ortak açıklamaya katılan Paris’e çatarken bile cümleye “Suriye’de terör devletçiği kurma emellerine ağır bir darbe vurduğumuz Fransa” diye başlıyor.
Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) İstanbul’u mesken tutup Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’na (SMDK) katılınca Ankara’nın nezdinde “Kürtlerin meşru temsilcisi” olarak iltifat görüyor(du). Yeter ki “terör örgütü” saydıkları Demokratik Birlik Partisi’ni (PYD) gayrimeşru ve suçlu ilan etmeye bir vesile olsun. Ancak bu itibar perçinsiz; ENKS, PYD ile uzlaşma masasına oturduğunda “meşru temsilci” ifadesi anında “paravan” oluveriyor. Aynen AA’nın haberinde geçtiği gibi: “ABD ve Fransa, Suriye’nin kuzeyindeki işgalci örgüt YPG/PKK’ya uluslararası arenada temsil alanı açmak için ENKS’yi paravan olarak kullanmaya hazırlanıyor.”
İddiaya göre ABD ile Fransa, ENKS’ye “SMDK’dan ayrıl” demiş, bunun için de Kürdistan Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani devreye sokulmuş! Bu iddiayla bir parmak da Erbil’e sallanıyor. Dün “YPG, Roj Peşmergelerinin dönüşüne engel oluyor” diye yakınırken bunu temin edecek görüşmeleri “terör” parantezine alıyor. Kürtleri seçeneksiz bırakan imha ve baskı siyaseti, bir noktadan sonra duruma müdahil olan NATO ortaklarına da çatıyor.
Farklı programları, taban tabana zıt anlayışları, örgütsel yapıları ve çalışma tarzları, birbirine hasım iç ve dış bağlantıları nedeniyle ENKS-PYD ortaklığı zaten zor. Bu hakikat bir yana en ufak diyalog Ankara’da alarm nedeni. Bir de ENKS’ye “Alternatifsiz değilsin, üzerini çizeriz” der gibi “Bağımsız Suriye Kürt Birliği” Türkiye için konuşan Kürt olarak sahne alıyor. Suriye sahasında karşılığı olmayan bu derneğin başkanı Abdülaziz Temo, “Terör güçleriyle diyalogu reddediyoruz” diye çıkışıyor. Daily Sabah, derneği “Suriye’deki Kürtlerin çoğunluğunu temsil eden” diye takdim ediyor. SMDK’dan bir yetkili de PYD’yi terör örgütü olarak gördüklerini hatırlatıp görüşmeleri “Kabul edilemez” diye niteliyor. Yani İstanbul merkezli Suriye muhalefeti “Türkiye’nin kırmızı çizgisini aşan bizden değildir” diyor. Sıradaki muhtemel ayar; çok istiyorsan İstanbul yerine Kahire’yi mesken tutabilirsin!
“İstanbul’un muhalifleri”, “Riyad’ın muhalifleri”, “Kahire’nin muhalifleri”… Hepsi de Suriye halkının en has temsilcileri!
Fehim TAŞTEKİN'in Gazete Duvar'daki yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN