Japonya’da geçtiğimiz pazar (27 Ekim’de) yapılan yaşama meclisi seçimlerinde Başbakan Shigerü Ishiba’nın Liberal Demokrat Parti’si (LDP) ve koalisyon ortağı Komeito parlamentonun alt kanadındaki mutlak çoğunluğunu kaybetti.
Savaş sonrasından itibaren ülkeyi neredeyse kesintisiz yöneten LDP ve şimdiki ortağı Komeito kesin olmayan sonuçlara göre Temsilciler Meclisi’ndeki 465 sandalyenin ancak 215’ini kazanabilmiş durumda. Daha önce 279 sandalyeye sahip olan koalisyon, LDP’nin 2009’da kısa süreliğine iktidarı kaybetmesinden bu yana, en kötü seçim yenilgisini yaşadı.
LDP-Kilise ilişkisi, örtülü ödenek yolsuzluğu ve halkın öfkesi
Önceki Başbakan Fumio Kishida, 2021 genel seçimlerinden bu yana bir dizi siyasi krizin içinde kalmıştı: Hukûmeti, ilk olarak Birleşme Kilisesi (Güney Koreli Sun Myung Moon’un 1954’te kurduğu kilise. Hem 2022’de suikaste uğrayan eski başbakan Shinzo Abe hem de onu öldüren kişi bu kilisenin Japonya’daki örgütlenmesi ile bağlantılı idi) ve LDP arasındaki yakın ilişki nedeniyle, ardından, 2023’un sonlarında parti çapındaki örtülü ödenek yolsuzluğu yüzünden yıpranmış ve onay oranı LDP’nin 2012’de iktidara dönmesinden bu yana en düşük seviyeye gerilemişti. Partisi Nisan 2024 ara seçimlerinde daha önce LDP veya LDP’ye bağlı bağımsızların elinde bulunan üç sandalyeyi de kaybetti. Kishida 14 Ağustos’ta parti başkanlığından istifa edeceğini ve Eylül ayında yeniden seçime girmeyeceğini açıkladı. Bunun üzerine LDP içi başkanlık yarışını kazanan Shigerü Ishiba başbakanlığı devraldı.
İshiba seçmen tabanının güven ve desteğini tazeleme umuduyla 1 Ekim’de göreve gelmesinden sadece birkaç gün sonra erken seçim çağrısı yaptı. Cumartesi günü de partisinin “adil, hakkaniyetli ve samimi bir parti olarak yeniden başlamak” istediğini söyledi ve skandalda suçlanan üyelerin kampanyalarını desteklememe sözü verdi. Ancak Asahi Shimbun gazetesi, bu kişilerin yönettiği yerel şubelere LDP’nin 20 milyon yen (122,000 Euro) ödediğini ortaya çıkardı.
LDP, tarihi boyunca sayısız rüşvet ve yolsuzluk rezaletine sahne olmuş ama her seferinde adı açığa çıkanların istifası ve lider değişikliği ile iktidarda kalmayı başarmıştı. Bu kez öyle olmadı. Zaman Japon hane halkının enflasyon, yerinde sayan ücretler ve durgun bir ekonomi ile baş etmeye çalıştığı bir zamandı. iktidar partisinin düzinelerce seçilmiş üyesi siyasi fon toplama etkinlikleriyle elde edilen gelirden milyonlarca doları cebe indirmekle ‘suçlanıyordu ve bu halk arasında büyük öfke yaratmıştı. Japon basınına göre seçmenler geçen yıldan beri bir yolsuzluk skandalıyla sarsılan LDP’yi cezalandırmayı seçti.
Bu öfke patlaması ve cezalandırma henüz diğer düzen partilerine yönelişle sınırlı. 2011-2012’de bir yılı aşkın süre başbakanlık yapan Yoshihiko Noda liderliğindeki ana muhalefet partisi Anayasal Demokratik Parti (CDP, merkez-solcu) geçen mecliste 96 olan sandalye sayısını 148’e çıkararak tarihinin en iyi sonucunu elde etti. Halk için Demokratik Parti (DPP, merkezci) 28 sandalye kazanarak Komeito’yu geçti ve meclisteki dördüncü büyük parti oldu. Sol popülist parti Reiwa Shinsengümi, sağ popülist parti Sanseitō ve yeni kurulan aşırı sağcı Muhafazakar Parti dahil olmak üzere daha küçük muhalefet partileri de sandalye kazandı. Seçime katılan partiler arasında tek kadın lidere (Tomoko Tamura) sahip olan Japonya Komünist Partisi ise yarım puan kadar oy kaybı ile eski meclisteki 10 milletvekilinden ikisini kaybetmiş görünüyor.
Bu seçim, Japonya’da 1955 ‘ten bu yana hiçbir partinin en az 200 sandalye kazanamadığı ilk genel seçim oldu.
Seçim sonrası belirsizlik ve ihtimaller
LDP hâlâ en büyük parti olsa da yeniden hukûmet kurabilmek için en az 233 milletvekilinin desteğini almak zorunda. Bunun için muhalefet partileriyle müzakerelere girmesi ve tavizler vermesi gerek. Japon siyasetinde her zaman güvenli ve istikrarlı bir yere sahip olan bir iktidar partisi için alışılmadık bir durum. Üstelik bu kez dikkate değer ilerleme kaydeden büyük muhalefet partilerinin iktidar bloku ile ittifak imkanını reddetmesi yüzünden tam bir belirsizlik var.
İktidar partisinin yenilgisi ve yeni hükûmet sıkıntısı ekonomiyi de olumsuz etkiliyor. Japon para birimi Yen Pazartesi sabahı keskin bir düşüş yaşadı ve dolar karşısında son üç ayın en düşük seviyesi olan 153.77 yene geriledi. Japonya’yı bir siyasi çalkantı dönemi ve belki bir erken seçim daha bekliyor.